BIST 10.951
DOLAR 42,52
EURO 49,66
ALTIN 5.779,74

Lahey Zirvesi: Türkiye Masada, Türkiye Sahada

Lahey’de Sayın Erdoğan Damga Vurdu…

NATO Zirvesi için Hollanda’nın Lahey şehrine giden Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, sadece bir liderler buluşmasına katılmadı. Türkiye’nin bölgesel ve küresel ağırlığını sahaya yansıttı. Yoğun diplomasi trafiğiyle geçen zirvede Erdoğan’ın temasları, Türkiye’nin dış politikada aktif ve kararlı duruşunu bir kez daha ortaya koydu.

Zirvenin en önemli anlarından biri, Sayın Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki görüşmeydi. Bu görüşme, özellikle savunma sanayi alanında atılacak adımlar açısından belirleyici oldu. Sayın Erdoğan, İran-İsrail arasında sağlanan ateşkesteki rolü için Trump’a teşekkür etti, ardından dikkat çeken bir çağrıda bulundu: “Bu barış yapıcı rolünüzü Gazze’ye de taşıyın.” Bu sözler, Türkiye’nin Filistin konusundaki hassasiyetini yine en üst düzeyde dile getirdiğini gösterdi.

Sayın Erdoğan sadece Washington’la değil, Avrupa’nın başkentleriyle de temas halindeydi. Almanya’dan Merz, Fransa’dan Macron, İngiltere’den Starmer ve ev sahibi Hollanda Başbakanı Schoof ile yapılan görüşmelerde, AB süreci, terörle mücadele, Gazze, İran-İsrail gerilimi ve Rusya-Ukrayna savaşı gündemdeydi.

Sayın Erdoğan Türkiye’nin Avrupa Birliği hedefini “Avrupa’nın yeni güvenlik ve savunma mimarisine AB üyesi olmayan müttefiklerin de katılması AB’ye fayda sağlar” diyerek vurguladı. Türkiye ’siz bir Avrupa stratejisinin eksik kalacağını ifade etti. Bu mesaj, Türkiye’nin hem jeopolitik önemine hem de AB ile ilişkilerdeki stratejik vizyonuna işaret etti.

Sonuç olarak Lahey Zirvesi, Türkiye’nin sadece NATO’nun bir parçası olmadığını, aynı zamanda barışın, güvenliğin ve istikrarın da taşıyıcısı olduğunu ortaya koydu.

Lahey’de Güç Gösterisi ve Türkiye’nin Sessiz Zaferi


NATO Zirvesi, yalnızca müttefiklerin buluştuğu bir platform değil, aynı zamanda küresel güç dengelerinin yeniden tartışıldığı bir sahne. Sahneye çıkan isim Trump. Şişkin egosuyla zirvede kendine yer açtı. ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırılarını “herkes için zafer” diye tanımladı. Hatta daha da ileri giderek, “İran yeniden başlarsa yeniden vururuz” mesajını verdi.

Trump, müttefiklerin 2035’e kadar GSYİH’nın %5’ini savunmaya ayırma taahhüdünü de şahsi başarısı olarak sundu. Bu da zirvenin, NATO içinde sadece stratejik değil, liderlik savaşı açısından da hareketli geçtiğini gösteriyor.

Ancak Türkiye açısından Lahey’de sahne, başka bir anlam taşıyordu. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Trump’la yapılan görüşmede Gazze krizini gündeme getirerek “Gazze için de devreye girin” diyerek, meseleyi bir kez daha uluslararası arenaya taşıdı.

Lahey Zirvesi’nin sonunda net bir tablo ortaya çıktı.
Trump ses getirdi, ama Sayın Erdoğan iz bıraktı.

Erdoğan’ın Macron Hamlesi: Tokalaşmanın Ötesinde Bir Mesaj

Lahey’de liderlerin verdiği görsel mesajlar dikkat çekti. O karelerden biri ise Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Macron arasındaki tokalaşma sahnesiydi. Erdoğan, Macron’un elini sıkıca kavradı, kısa bir yürüyüşle onu kendi etrafında döndürür gibi yaptı ve ardından basına poz verdi.

Sıradan bir tokalaşma gibi görünse de o an, diplomatik protokolün ötesine geçen güçlü bir beden dili içeriyordu.

Bu sahne Erdoğan’ın liderlik tarzını da yansıtıyor: Kontrollü, kararlı ve mesaj veren. El sıkışma anında Macron’un yönü Erdoğan’ın kontrolünde değişirken, kameraya dönük o kare, "Bu temasın sahibiyim" mesajı taşıyordu. Türkiye'nin, Avrupa liderleri arasında edilgen değil, yön veren bir aktör olduğunu gösteren ince bir iletişim diliydi bu.

Macron’un yüz ifadesi biraz donuktu, Sayın Erdoğan’ın ise rahattı. Bu da sahnenin kurgusunda psikolojik üstünlüğün kimde olduğunu açıkça ortaya koyuyordu. Türkiye, masada edilgen değil, yön tayin eden bir ülkedir.

Bu kare aynı zamanda Sayın Erdoğan’ın diplomasiye getirdiği kişisel dokunuşun bir örneğiydi. Dış politika sadece cümlelerle değil, temasla da yürütülürün yansımasıdır.