Kumarhane Kapitalizminde bahane çok
Uluslararası piyasalarda aşırı oynaklık (volatilite) nedeniyle geçen hafta coşan 45.000 endeks seviyesine yaklaşan mümtaz borsamız, bir gün içinde tepetaklak oluverdi ve 40.000lere sert bir düşüş yaşadı.
1.37lere indirilen dolar 1.42lere, euro ise 1.88lere tırmandı.
Küresel satış dalgası Türkiyeyi de vurdu.
Borsasının %68i yabancıların eline geçen Türk ekonomisinde, yabancıların panik satışları piyasaları alt üst etti.
Çin borsasındaki düşüşü bahane gösterenlerin Çinin hisse senedi piyasasının esasında içe kapalı, kamu kağıtlarından oluştuğunu bilmemeleri şaşırtıcı.
ABD Merkez Bankası eski - emekli Başkanı Greenspanın resesyon ihtimalinden bahsetmesi nedeniyle bu dalganın olduğunu söyleyenlerin de, emekli bankacının kehaneti olmasa, resesyon ihtimalini dünyada kimse öğrenemeyecek miydi diye kendi kendilerine sormaları gerekmez mi?
İran geriliminin petrol fiyatlarını ve piyasaları etkilediğini söyleyenlerin bu konuda yıllardır aynı gerilim stratejisinin sürdürüldüğünden haberleri yok mu?
Elbette ki bu yukarıdaki saydıklarımızın hepsi bahane
Uluslararası para tacirleri, yabancı firmalar, carry-trade olarak adlandırdıkları Japon yenini ucuz faizle alıp, diğer para birimleri üzerinden spekülasyon yapanlar, aşırı likitide ve sermaye akışının sonuna gelindiği sinyalleri alınca, sert bir inişin yaşanacağı düşüncesi ile küresel panik satışlarına başladılar.
Ortada ülkemiz ve insanımız için ne üretim, ne iş, ne de aş var.
Esasında bahane çok ama inandırıcı ciddi bir gerekçe yok.
Bunun adına kumarhane kapitalizmi deniliyor.
Bizim gibi ekonomiler ise, bu büyük oyunun gerçek aktörleri olan uluslararası para tacirlerini, sıradan birer figüran olarak şaşkın şaşkın izliyorlar.