"Kadir Topbaş ve diğerleri" oldu...
Kadir Çelik’in dün akşamki
Objektif adlı tartışma programı hakikaten
Türk siyasetine objektif tuttu.
Her şey gayet net olarak göründü...
Adayların hal-i pür melalini mercek camının tarafsızlığında
gösterdi bize Çelik; ve bir defa daha cesur
objektif gazetecilik örneği verdi.
***
İlk defa 1995 seçimlerinde Erbakan uygulamıştı bu
taktiği...
Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ın
katıldığı açık oturumlara gitmeyerek onlardan farklı bir konumlanma
sağladı.
“Ben ve diğerleri” mesajını gönderdi; ben ve
zayıflar...
Onlar ekran başında birbirlerine ağır ithamlarda bulunurlarken,
muhtemelen Erbakan ekran başında "kahve
içerken" büyük bir keyif alıyordu.
***
Dün gece de Kadir Topbaş uyguladı bu taktiği.
Kadir Topbaş, adaşının yönettiği açık oturuma
katılmayarak ben ve diğerleri demek istedi...
Elhak başarılı da oldu!
Ayrıca açık oturumun “çok esprili!” aktörleri onu
haklı çıkarmak için elinden geleni yaptılar.
Hakkını yememek gerek, DYP adayı Vefik
Alp en renkli siması idi tartışma programının...
Kronik belediye başkanı adayı olduğu için bir kere proje sıkıntısı
yoktu!
Arşivinden çıkarıp çıkarıp “şekilde görüldüğü
gibi...” diye anlatıyordu.
Eminim içinden, “tam üç seçimdir güneş ışınlarının konik
gelişine göre ev nasıl yapılır diye anlatıyorum, yine
anlamazlarsa bu son” diye düşünüyordur...
***
Meral Akşener, her zamanki gibi bilimsel
çalıştığını gösterdi.
İşe başlamadan önce araştırmalar yaptırmış.
Yani mevcut durum tespiti...
Ama yapılan araştırmalar heyecanını azaltmış olmalı ki benim
tanıdığım cesur, cevval Meral Akşener yoktu
ekranda.
28 Şubatın en önemli muhatap ve mazlumlarından biri de
O’dur, ama onu bile vurgulamadı...
***
En zor CHP adayı Sefa Sirmen’in
işi...
Öyle anlaşılyor ki Yuvacık barajı ile ilgili
sorularla başlayan seçim kampanyası, Yuvacık
barajı ile bitecek.
O kadar ki henüz “sayın Sirmen belediye başkanlığı yapmaya
bu kadar hevesliydiniz, o zaman neden milletvekili
oldunuz?” diye sormaya vakit bulunamadı.
Sefa Sirmen’in bu seçimlerdeki en büyük başarısı,
Deniz Baykal’ın tasfiyesini isteyenlerin işini
kolaylaştırmak olacak galiba!..
***
Adayların içinde en masumu Masum Türker!..
Ecevit'in yüklediği parti görevini büyük bir vefa duygusu içinde
yapmaya çalışıyor.
Aynı ses tonu ile sakin bir şekilde herkesin neyi neden
yapamayacağını söylüyor, yalan söyleyen olursa
“hımmm” diyor.
Kendisine "halkın avukatı" diyor ama, daha çok
açık oturumların hakemi olacak gibi!..
***
Mevcut grubun içerisinde GP adayı Ufuk
İlkiz siyasete ilk defa girmiş olmanın avantajını çok iyi
kullandı doğrusu.
O da, açıkoturumun mevcutlularına "ben ve siz"
mesajı gönderdi.
Söylemek istediklerini söyledi, yuvarlamadı.
Ama en sonunda ekibin espritüel, neşeli hocası Vefik
Alp onu da gevşetip, güldürmeyi başardı!
O nedenle İlkiz’in bir dahaki sefere dikkat etmesi
gereken tek rakibi, "eski partilisi" olmuş olan
Vefik Alp’dir.
***
Objektif olarak son sözüm:
Açıkoturuma katılan adayların önemli bir çoğunluğu verilen sıkıcı
görevi yapmanın sıkıntısı içinde idiler.
“Siyasette 24 saat çok uzundur” temel önermesini
rezerv tutarak seçimin sonucu bellidir diyebilirim.
Kadir Topbaş, partisinden de güç alarak
diğerlerini ötelemiştir.
Benim tek kafama takılan tek şey; Kadir Çelik
“boğazdan geçen büyük yanıcı, patlayıcı gemiler konusunda
ne yapılmalıdır?” sorusunu Kadir Topbaş'a
sorabilseydi acaba ne
cevap alacaktı?
Öyle anlaşılıyor ki, biz bu sorunun cevabını öğrenemeden
Topbaş İstanbul belediye başkanı
olacak.