BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL

İşiniz karakterinize uygun mu?

Stres sadece bedenimize ve ruh sağlığımıza zarar vermiyor. İşe yabancılaşmamıza neden oluyor...

Abone ol

Stres sadece bedenimize ve ruh sağlığımıza zarar vermiyor. Uzun sürdüğünde hem işe hem de çevremize yabancılaşmamıza neden oluyor. Ayrıca stres uzadığında tükenmişliğe yol açıyor. Tükenmişliğin temelinde ise iş yaşamındaki acımasız rekabet, gerçekçi olmayan beklentiler, çalışana ulaşamayacağı hedefler yüklenmesi yer alıyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'ndan psikolog Dr. Mualla Oktay, iş stresinin tükenmişliğe dönüşmesinin engellenebileceğini, bunun için çalışanın kendini korumayı öğrenmesi gerektiğini belirtiliyor. Nasıl mı? Hayır demeyi bilmek, gektiğinde her şeye ara verip dinlenebilmek...
İş yaşamı insanı nasıl tükenmişlik noktasına getiriyor?
İşle ilgili olumsuzluklar uzun süreliyse kişi işine yabancılaşır ve duygusal olarak tükenme yaşar. Bu durumu yaşayan kişiler, sorunlarını anlatamazlar. Eğer kişinin önüne işle ilgili ulaşamayacağı hedefler konulursa, tükenmesi daha kolay olur.

Gerçekçi hedefler koyun
Tükenmişliğin belirtileri nelerdir?
Kişide işe ve ortama karşı alaycı bir tutum ve yabancılaşma gözlemleniyorsa ve kişi kendini izole etmeye başlamışsa, tükenmişlik durumunun başladığını anlayabiliriz.
Tükenmişliğin nedenleri nelerdir?
Kişilere ulaşamayacakları hedefler konulması, fazla iş yükü, düşük motivasyonlu kişilerle çalışma, kişinin karakteriyle yaptığı işin uyuşmaması, sosyal desteğin az olması gibi nedenlerle tükenmişlik oluşabilir.
Buna karşı ne yapılabilir?
Gerektiğinde hayır demeyi bilmeli ve her şeye ara verebimeli kişi. Gerçekçi hedefler konulmalı. Sağlıklı yaşamalı ve sosyal hayatını daima canlı tutmalı.
İş stresinin tükenmişliğe dönüşmesini engellemek mümkün mü?
Bunun için kişinin uyum kapasitesi yüksek olmalı. Kişi, kendisinin ve durumunun farkında olmalı, yeni seçenekler üretebilmeli, kişinin mesleği ne gerektiriyorsa, en iyisini yapmalı. Çalışanların iş stresiyle tükenmesini önlemek için yöneticilere de önemli görevler düşüyor. Öncelikle yöneticiler çalışanlar arasında ayrımcılık yapmamalı, herkese eşit davranmalı, çalışanların da ayrı bir dünyaları olduğunu unutmamalı ve onları anlamalı. Onlarla empati kurmalı.
Peki stres, vücudumuzda nasıl değişikliklere yol açıyor?
Zorlanma (stres) kişinin kısa ve uzun vadede uyumunu bozan olaylardır. Hangi olayların veya durumların kişiyi zorlama potansiyeli olduğu kişiden kişiye değişir. Aynı zamanda aynı tür bir zorlayıcı da her zaman aynı etkiyi meydana getirmez. Organizmanın durumu, kişinin önceki deneyimleri, çevrenin zorlayıcı kabul biçimi, başa çıkma düzenekleri hep birlikte kişinin tepkisini belirler. Zorlanma karşısında meydana gelen tepkiler standart değildir. Çeşitli bedensel ve psikolojik semptomlar ortaya çıkar. Bir uyaran beyin tarafından alınır ve tehlike olarak değerlendirilirse stres reaksiyonu başlar. Beyinde bazı subkortikal alanlar harekete geçer ve bedenin normal fonksiyonunu regüle etmeye çalışır. Birinci harekete geçen sistem hipotalamustur ve hemen hormon salgılamaya başlar. Burada bilinen en önemli hormon kortizol ve betaendorfinlerdir. İkinci sistem, sempatik sinir sistemi yoluyla epinefrin, norepinefrin salgılanmasıdır. Her iki sistem geçici streslerde yararlı ve dokularda koruyucu, aynı zamanda destekleyicidir. Ancak stres uzun sürer ve sık sık tekrarlanırsa salgılama periyodu uzar. Bu durumda immün sistem baskılanır. Sonunda sistemlerde fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar hipertansiyon, diabet, peptik ülser gibi sorunlar oluşabilir.

İşe yaramayan tepkileri belirleyin
Stresle başa çıkabilmek için neler yapabiliriz?
Stresle başa çıkmada, strese verilen yanıtları bilmek önemlidir. Strese duygusal, düşünsel, davranışsal, bedensel tepkiler verilir. Duygusal tepkilerin arasında huzursuzluk, öfke, üzüntü, gerginlik, kaygı, ümitsizlik, ağlama; düşünsel alanda ise yoğunlaşma güçlüğü, bellek sorunları, kararsızlık, obsesyonlar, fobiler ortaya çıkar. Davranışsal tepkiler arasında, kaçınma, saldırganlık, alkol, madde tüketimi, aşırı yeme, bedensel sorunlarla aşırı uğraş söz konusudur.
Stresle başa çıkmada, öncelikle işe yaramayan ve bireye zararlı olan tepkilerin belirlenmesi, bunların nelere yol açtığının farkına varılması gerekir. Stresle başa çıkma yöntemleri bireyin bu tepkilerini değiştirebilmesini sağlayacak özgül beceriler kazandırarak stresi azaltmayı hedefler. Stresle ortaya çıkan ruhsal sorunlar çeşitli psikoterapi yöntemleri ve ilaç tedavisiyle, organik sorunlarda ortaya çıkan hastalık tablosuna göre ilgili dalların uzmanlarınca tedavi edilir.
Beslenme şekli de stresi etkiliyor mu?
Günümüzde beslenme ayaküstü ve karın doyurma şeklindedir. Halbuki vücudun ihtiyacı olan vitaminler, proteinler, mineraller içeren besinlerle düzenli beslenmek gerekir. Bunun yanı sıra sigara, çay, kahve, alkol gibi maddelerin fazla tüketimi stresin beden üzerindeki olumsuz etkilerini daha da artıra-caktır. Düzenli ve sağlıklı beslenme strese dayanıklılığı artırır. Yapılacak çeşitli bedensel aktivitelerin (yürüyüş, yüzme, koşu, bisiklete binme, yoga gibi) düzenli olarak yapılması bedensel gerginliği azaltır, gevşemeyi kolaylaştırır. Duygular üzerine etki yapar. Stresle ortaya çıkacak olan fizyolojik belirtiler için gerekli eşiği yükseltir. Uyku eksikliği de bir stres kaynağıdır. Uykusuzluk performansın düşmesine, bu da stres düzeyinin daha da artmasına neden olur.

Sevdiğin işi yap, kendine zaman ayır...

  • Kas gerginliğini azaltmak ve fazla enerjiyi boşaltmak için düzenli spor yapın.
    • Aşırı çay ve kafeinli gıdalardan uzak durun. Çünkü bunlar stresi artırır.
    • Kişisel muhasebenizi günlük yapın, erteleme alışkanlığını terk edin.
    • Duygusal zekânızı, özellikle empati yeteneğinizi geliştirin. (Duygusal zekâ: Yaşamda mutlu olmanızı sağlayan becerilerdir. Bu becerileri, kendimizi ve karışımızdakileri tanımak ve farkında olmak, olumsuz duygularla başa çıkabil-mek, kendimizi olumlu yönde motive etmek edebilmek olarak tanımlayabiliriz.)
    • Düzenli ve dengeli beslenin, şeker ve tuz tüketimini azaltın.
    • Düzenli ve yeterli uyuyun, yaşam alanlarında dengeyi gözetin.
    • İş yükünüzü dengeleyin, zaman ve enerjinizi önem ve önceliklerinize göre yönetin.
    • Hobiler edinin, kendinize, ailenize ve çevrenize vakit ayırın.
    • Değişime açık olun, değişimi tehdit değil, bir fırsat olarak görün.
    • Ya yaptığınız işi sevin ya da sevdiğiniz bir işi yapın.