BIST 10.677
DOLAR 32,22
EURO 34,99
ALTIN 2.430,57

İktidara yeni muhtıra

Eşkıya çetesinin hamisi kim bilmeyen kaldı mı?..Kim bu işi  arkasında ABD-AB yok diyor!!?

Bilinene ekleyelim..

O mayınlara bakarken arkasında Kandil Dağı’nın izdüşümü kadar İstanbul’un ,Boğaz’ın bir kısım yalılarını falan da görmenizi tavsiye ederim bendeniz!..

Para babaları geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan’a adrese elden teslim yeni bir muhtıra verdiler!..

ABD-AB patentli seçkinler sınıfı,aralarındaki ABD-AB kardeşliğine rağmen iktidarı sık sık topuğundan uyarma gereği duyuyorlar.Büyük patronun,Ortadoğu ekseninde katliamlar temelinde istila hareketi  tırmandıkça memleketinde dahilinde güç sahibi yaptığı acentaları da saflarını sıkı tutuyorlar tabii!..

Son muhtıra;

Bir süre öncekilere “ekli” geldi...

Denildi ki;

Kuzey Irak’tan uzak dur!..”

Burada gene ana konu olan “muhtıra” dan biraz uzaklaşalım ve son şehitlerimizden Binbaşı Karagöz’ün anacığı Fatma Karagöz’ün feryatlarını hatırlayalım..

Ben ‘vatan sağ olsun' demeyeceğim.”

Alçak sürüsü bu feryadı duyururken meseleyi kendilerine doğru yotmayı ihmal etmediler.Ama acılı ana kahraman evladının şahadetini değil de ,bu kahramanların eşkıya sürüsü önünde hedef olmasına sebep veren Ankara’nın pısırık teslimiyetçi muhteremlerine,her şahadetten sonra en fazla feryadı basan,satılmış düzenin  timsahlarını işaret ediyordu.

Kuzey Irak’tan uzak dur!..”

Bunlar işte “o timsah”lardır...

Kısaca hatırlayalım,iktidarın elinde bütün veriler,söz konusu seri cinayetlerin önlenmesi,ülkenin  temel niteliklerinin korunması için Kuzey Irak üzerinde etkili bir hareket geliştirmeyi işaret ediyor.Devlet bütün birimleri ile bu yönde hazırlık yapıyor.İşte tek vücut olunması gereken bir durumda ,malum para babaları ortaya çıkıp iktidara “Kuzey Irak’tan uzak dur” ikazında bulunuyor!..

Bu ifadeyi bunlar kadar net Barzani-Talabani bile kullanmıyor..

Ve pişkinliğe bakınız..

Memleketin kremasını sıyıran ,dünya zenginleri ile aşık atan,her birinin dünyanın zengin ülkelerinde  şatoları banka hesapları bulunan,memleketimizi talan yeri olarak kullanan bu  sürünün gerekçesi de şudur..

Bu durumda ABD ve AB ile karşı karşıya geliriz!..”

Devamında da “suret-i hak” gerekçe...

Ekonomimiz başta bir çok alanda olumsuzluk çıkar”

Önce hatırlayalım..

Askerlerin başındaki Hilmi bey de bir ara  vazifeye atılmalarının önünde “Borsa düşer” korkusu bulunduğunu belirtmişti!..

Vay ki vay!..

Ekonominin bozulmaması için “beklemek” gerektiğini  çocuklarını toprağa veren,ellerinde kaybedecekleri vatanlarından başka  bir varlığı olmayan insanlarımıza  anlatın bakalım..

Bunların egemenliği,ceplerinin selameti ile Ankara zevatının onlara teslimiyetidir işte şehit anasını “vatan sağ olsun demeyeceğim” isyanına getiren...

Muhtıraya dönersek...

Parababalarının iktidardan “Kuzey Irak’tan uzak dur” dayatmalarının dışındakiler pek yabancı değil..Önceki taleplerinin yeni versiyonu ve hükümetin de kabul ettiği ama ağırdan aldığı konular..

Diyorlar ki;

AB talimatlarına daha  çok uyun..

Yabancı sermaye ye daha çok teslim olun..

Reformları tartışmadan uygulayın.(Yani eşkiyanın taleplerini tanıyın,suçluları daha çok özgürleştirip güvenliği kısıtlayın,askeri teslimiyete zorlayın.vs)..

Eğitim reformu diye  Sokrates,Erasmus adlı  projelerle Türk gençliğinin kuşatma altına alınmasını sağlayan,milli değerlerden uzaklaştırın,istikbal  uluslar arası  holdinglere ve onların uzantılarına köleleştirmektedir deyin!..

Ve Cumhurbaşkanlığı sevdasından vaz geç..

Kabaca bu talepler..

Muhtıra,belirttiğim gibi Başbakan Erdoğan’a elden adrese teslim yapıldı.

Peki o ne yaptı..

Muhtıra  bilgi hasnesine girdiğini takip eden günlerde bazı gazetecilerle bir araya geldi .O buluşmada gazetecilerde şu izlenim oluşmuş..

İş dünyasının hassasiyetlerikonusunda kendilerinin de zaten duyarlı olduklarını söylüyor.
Zamanı geldiğinde yeni cumhurbaşkanı seçiminde de bir gerilim yaşanmayacak. Ne sebeple olursa olsun, Türkiye'yi germek yanlıştır .Hem kurumsal olarak, hem ismen, teker teker işadamlarıyla görüşmeler oluyor
.”

Bu görüşmeler uğurlu kademli olsun da;

Merak ettiğim kitleler önünde bazı para babalarının  yedikleri haltlar nedeniyle yakasına  yapışacağını ,sabrının taştığını söyleyip duruyordu..

Başbakan’ın sabrını biz anlayamayız,anlayamıyoruz,taşmaması için elinden geleni yapıyor. Kandil konusunda taşmıyor patır patır askerlerimiz ölüyor,vurguncular konusunda taşmıyor saçı bitmedik değil doğmamış bebğin hakkı bile kalmadı,dahası memleket kalmadı..

Tabii yaptığı zor iştir...

Bazen kendisini Tayyip Erdoğan zannedip ,bizim gibi gönlünden taşanı söyleyiveriyor ama ardından oturduğu koltuğu hatırlıyor!..

Mesela şu son Bush  katliamına arka çıkan, memleketimizin malum matbuatındaki başlıklara isyan etmiş,İsrail yalakalığına,toplu katliama göz yumulmasına isyan etmiş ve demişti ki;

"Medya dikkat etsin, bu işi başlatan onbaşının kaçırılması değil, 7 çocuğun şehit edilmesidir"

Hay ağzına sağlık diye düşünürken ABD’li CNN’de  programcıya şunları söyledi..

"Şu an suçlu arayacak durumda değiliz. Suçlu aramaya kalkarsak, hepimiz duygusallaşır ve var olan durumu daha da kötüleştiririz. Yapmamız gereken şey, bir ateşkesi sağlamaktır."

İlk sözleri değil ama bu sözleri  krema tabaka tarafından pek beğenilmiş.

Onları daha da hoşnut edecek mi?.

Kuzey Irak’tan uzak durarak!..