Hortumcular V.I.P'ye... Ya bürokratlar?
Bıktım bu muhabbetten....
Ne zaman bir hırsız, ne zaman bir uğursuz
V.I.P’den geçse hep aynı söylem.
"Kaldıralım şu V.I.P’i!"
Ya da "kısıtlayalım".
Hikâye...
***
Ben bir V.I.P “hak edeniyim”.
Bunu çok genç yaşta hakkettim.
En idealist çağlarımda...
Uzun süre bu hakkımı kullanmamak için direndim.
Fakat sonradan vazgeçtim.
Neden mi?
İster tesadüfi, ister hesaplı-günahları boynuna- iş
takipçileri ile iç hatlarda karşılaşmaktan bıktığım
için.
***
Ancak son yıllarda V.I.P de işgale uğradı.
Bırakın iş takipçilerini, hortumcular bile oradan
seyahat ediyorlar.
Hele son örnek çok “gır gır” dı!
Bir sürü yargısal sorunu olan işadamı V.I.P’den
geçerken, vali normal peronu tercih etmiş.
Sadece küçük bir hata ile!..
Basına göre
Vali İngiltere'de
Bentley’e binmiş...
Ve V.I.P’deki arkadaşıyla buluşmuş.
***
Bunlara gelinceye kadar neler gördük neler...
Bir de... Siyasetçilerimiz popülizm yapıyorlar.
Parasını ödeyen özel geçiş yapsın diye.
Ama yanlış!
Hadi ben yıllarca muayenehanesi olan bir tıp doktoru idim, uygunsuz
durumlardan sakınmak için parasını ödeyip
C.I.P’den yolculuk edeyim.
Ya da benim gibi özel sektöre yıllarını vermiş bürokratlar da öyle
yapsın.
Peki ya sadece maaşa talim eden pür bürokratlar nasıl ödeyecek
C.I.P parasını...
***
Gelin gerçekçi olalım.
Şu işin disipline edilmesi çok basit.
V.I.P kapısına bir levha asalım:
"Protokol listesinde adı geçenlerden hakkında ceza davası
açılmış olanlar ve davası devam edenler, davaları beraatle
sonuçlanıncaya kadar yolculuk için V.I.P geçişi
yapamazlar" diye.
Olur ya girişi şaşırırlar.
Hortumcular V.I.P'ye, bazı bürokratlar iç hatlara yönelirler.