BIST 10.009
DOLAR 32,33
EURO 34,73
ALTIN 2.436,19
HABER /  GÜNCEL

Gülen ABD'deki evini nasıl aldı?

Gülen Cemaati'ne yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi yazarı Abdullah Aymaz, Fethullah Gülen'in ABD'deki evinin alınış öyküsünü yazdı.

Abone ol

İNTERNET HABER - Geçtiğimiz günlerde Reuters tarafından görüntülenen Fethullah Gülen'in Amerika'daki evinin hikayesi, Zaman Gazetesi Yazarı Abdullah Aymaz'ın kaleme aldığı yazıyla ortaya çıktı.

İşte Gülen'in kaldığı evin nasıl alındığı sorularına cevap veren yazı...

ATEŞE İLE GENÇLER HAKKINDA SOHBET

1992 Ağustos ayında Washington’a Prof. Dr. Rüştü Kalyoncu Bey’in ziyaretine gittik.

O da bizi konsolosluğumuza götürdü. Orada tarım (veya ticaret) ataşemizi ziyaret ettik. Sohbet sırasında ataşemiz “Büyük masraflarla gençlerimiz master ve doktora çalışması yapmak için buralara geliyorlar. Ama çoğu zaman çalıştıkları konular ve alanlar Türkiye’miz için pek bir şey ifade etmiyor. Yani işimize yaramıyor. Halbuki bunlar bir plan dahilinde olmalı. Sanki ‘Saldım çayıra Mevlâ’m kayıra’ gibi oluyor. Siz eğitimcisiniz, bu işe bir el atsanız. Bir lisan kursu açsanız, gençleri havaalanında karşılasanız. İngilizce öğrenirken Türkiye’nin, meselâ orta ölçekli sanayi işlerinde işe yarayacak konuları üzerine veya daha başka ihtiyaç duyulan konular üzerinde çalışmaları için telkinlerde bulunsanız. Böyle iyi niyetli yönlendirmelerin çok faydalı olacağını düşünüyorum” dedi.

O zamanlar, hizmet hareketi, gücünü Orta Asya’daki eğitim faaliyetlerine sarf ediyordu. Amerika’da vakıf ve dernekler yeni idi. Maddî imkânlar zayıftı. Düşündük, vakfımızın elinde 40 bin dolarlık bir imkân vardı. Ataşemizin teklifi bize cazip geldi. Kurs için bina bulduk. Fiyatı 275 bin dolardı. Fakat anlaşmaya bir madde koydurduk: “Eğer eğitim izni alamazsak geri vereceğiz.”

"KREDİ ALDIK"

1993 Mart ayında, Amerika’daki arkadaşlarımızla, buralarda varlığımızı koruyabilmemiz için, bir kamp yeri kiralayalım; Türk çocuklarına Türkçe, matematik, bilgisayar vs. derslerden kurs verelim, diye düşündük. Dr. Hüseyin Çopur Bey, Kemal ve Nevzat beyler Pennsylvania’nın Saylorsburg şehrinde üzerinde dokuz bina bulunan yüz dönümlük bir kamp yeri bulmuşlardı. Binalar iki çocuklu Amerikan ailelerine göre idi. Fiyatı da 232 bin dolar idi. Sahibi vefat ettiği için iki sene bakımsız kalmıştı. Bize çok ucuz geldi. Kurs binası için eğitim izni alamamıştık. Ama o binanın fiyatı 300 bin dolara yükselmişti. Onun için bina sahipleri 40 bin dolarımızı bize hemen iade ettiler. Biz de üzerine biraz daha ilave edip onu bu kamp yeri için yatırdık. Türkiye’ye geldik, Albaraka’ya müracaat ettik. Pek yurtdışına para vermiyorlardı. Sağ olsun o zamanki Müdür Osman Bey, yalvarmalarımıza kulak verdi ve iki senede her ay 7.500 dolar ödemek şartıyla bize kredi verdi. Buna sırf eğitim hizmetleri için râzı oldu. Ona çok minnettar olduk…

"ŞERİAT KAMPI"

Tabii evler üzerine çalışma yaptık; yedişer öğrenci kalacak şekilde yeni bir yapılanma yaptık. 29 Mayıs Türk yürüyüşünde binlerce reklam dağıttık. Herkese açık bir program yaptık ve herkesi açılışa davet ettik ama Cumhuriyet Gazetesi “Şeriat Kampı” diye manşet attı. Gündüz öğle namazı kılan çocuk velilerinin fotoğraflarını neşredip altına da “Geceleri çocuklara zorla namaz kıldırıyorlar” diye yazılar yazdı…

"ALLAH RIZASI İÇİN MÜFTERİLERİN HABERLERİNİ YAZMAYINIZ"

Bu binalar gençlerimize, çocuklarımıza uzun zaman yazları hizmet verdi. Daha sonra eski binaların yerine yenileri yapıldı. Muhterem M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin gelmesiyle elhamdülillah daha güzel hizmetlere vesile oldu… Ama iftiralar bitmedi. Burasını yok “CIA”, yok “FBI” satın alıp vermiş. Yok “Yüksek duvarlarla çevriliymiş ve silahlı Amerikalılar koruyormuş”. Yok “mâlikâne imiş” bin türlü kuyruklu yalan uyduruluyor. Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda hepimiz teker teker söylediğimiz her sözden hesap vereceğiz. Allah’tan korkalım… Şimdi ben yirmi sene öncesine gidip bildiklerimi yazıyorum. Söylediklerimi, Albaraka’dan ve daha başka yerlerden araştırabilirsiniz…

Ama Allah rızası için fâsıkların, müfterilerin haberlerinden derlediklerinizi yazmayınız. Kul hakkı var. Çok mesuliyetli bir iş… Kullar hakkını helâl etmeyince öbür tarafta işimiz çok zor olur…