BIST 9.525
DOLAR 32,67
EURO 34,92
ALTIN 2.523,48
HABER /  GÜNCEL

Gül'den sağduyu çağrısı

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, karikatürlere gösterilen tepkiler için , " O açıdan bütün Müslümanların haklıyken haksız duruma düşmemeleri gerekir" diye konuştu.

Abone ol

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "basın hürriyetinin, herkesin limitsiz her şeyi yazması, çizmesi, hakaret etmesi, neticesi ne olursa olsun aklına geleni yapması anlamına gelmediğini" söyledi. Devlet Konukevi’nde düzenlenen "Kamu Diplomasisi" konferansının açılış konuşmasını yapan Gül, çıkışta gazetecilerin, son günlerde karikatür krizinden yükselen gerilime ilişkin sorularını yanıtladı. Gül, "yaşananların aslında çok beklenmeyen bir şey olmadığına" işaret ederek, "bu olay daha ilk çıktığında Türkiye’nin oradaki büyükelçisinin, birçok Müslüman ülkenin büyükelçisiyle birlikte yönetimin dikkatini çektiğini ve bu konularda dikkatli olunması gerektiğini, ileride kontrol edilemeyecek gelişmeler olabileceğini söylediğini" hatırlattı. Büyükelçinin o dönemde çok açık bir şekilde üstüne düşenleri yaptığını kaydeden Gül, "Ne yazık ki bugün gelinen nokta, dünyanın birçok bölgesinde istenmeyen olaylar oluyor" dedi. Gül, "Her şeyden önce basın hürriyeti şüphesiz ki geçerlidir ve her yerde basın hürriyetinin olmasını çok arzu ederiz biz. Ama basın hürriyeti demek, limitsiz, herkesin her şeyi yapması, yazması, çizmesi, hakaret etmesi, neticesi ne olursa olsun aklına geleni yapması anlamına gelmez şüphesiz ki" diye konuştu. "Sorumsuzca yapılan bir saygısızlığın neticelerini suçsuz birçok insanın çektiğine" işaret eden Gül, Salman Rüşdi olayını örnek vererek, daha önce de bu tip olaylar olduğunu anımsattı. "MÜSLÜMANLAR HAKLIYKEN HAKSIZ DURUMA DÜŞMEMELİ" "Şiddetin doğru bir şey olmadığını, özellikle Suriye’de, Lübnan’da olanları hiçbir şekilde tasvip etmediklerini" vurgulayan Gül, sözlerine şöyle devam etti: "Bunlar konuşarak yapılacak işlerdir, diplomasiyle çözülecek işlerdir. O açıdan bütün Müslümanların haklıyken haksız duruma düşmemeleri gerekir, en önemli şey bu. En önemli şey, haklıyken size sempati varken, birdenbire haksız duruma düşmek; bunun asla olmaması gerekir. O açıdan herkesin çok dikkatli olması gerekiyor. Tepkiler bugünkü dünyada meşru yollarla daima ifade edilebilir ve bunlar söylenebilir. Biz doğrusu kontrolden çıkan bu olaylar karşısında (AB, BM, İKÖ)neler yapılabilir, tüm bunları çalışıyoruz, dün akşam hep değerlendirdik, birçok temaslar yaptık. Önümüzdeki günlerde de, bugün de tabii bunlar devam edecek. Farklı dinler, farklı tarihler, farklı toplumlar arasında daha çok diyalog olsun, daha çok işbirliği olsun diye, Türkiye üstün bir gayret sarf ederken birçok ülkeyle beraber, bir taraftan bunların daha da derinleşeceği, düşmanlıkların daha artacağı ne yazık ki bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Bunun hemen önlenmesi gerekir." "ANTİ-İSLAM, ANTİ-SEMİTİZMİN YERİNİ ALMAYA BAŞLADI" "Anti-İslam, ne yazık ki bazı ülkelerde anti semitizmin yerini almaya başladı" diyen Gül, "tüm bunlara karşı bütün dünyanın dikkatini çektiklerini" ifade etti. "Hükümet olarak, ayrılıkçılık, ırkçılık, dinler arasında ayrım gibi tüm konulara karşı, uluslararası platformlarda, ikili görüşmelerde sürekli olarak dikkat çektiklerini" kaydeden Gül, "Ama üzülerek şunu da ifade etmek istiyorum ki; son yıllarda anti-semitizmin yerine bir Müslüman düşmanlığı sanki ikame etmeye başladı, bunun çok tehlikeli olduğunu görüyoruz" diye konuştu. Gül, "özellikle terör ve şiddetle dinin hiçbir zaman birleştirilmemesi gerektiğini" vurguladı. "Her dinin içinden, her dine mensup toplulukların içinden yanlış insanların çıkabileceğini" belirten Gül, "Tarihe baktığınızda, milyonlarca insanın ölümüne sebep olan insanlar çıkmıştır. O açıdan bu ayrımları çok iyi yapmamız gerekir" ifadesini kullandı. "Hükümet olarak önemli bir gayret içinde olduklarını" vurgulayan Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile birlikte ortak bir duyuru, ortak bir çağrı yaptığını hatırlatarak, bu tip çalışmalara devam edeceklerini söyledi. Gül, "Türkiye’nin ev sahipliğinde uluslararası bir toplantının yapılmasının, tarafların buluşmasının söz konusu olup olmayacağına" ilişkin bir soru üzerine de, "bu tip toplantılardan hiçbir ülkenin prestij çıkarma gayreti içinde olmaması gerektiğini" belirterek, "Bu tip toplantılar Türkiye’de olmuş, Avrupa’da olmuş, başka bir İslam ülkesinde olmuş, bunların hiç önemi yoktur. Neresi uygunsa, nerede daha iyi netice verilirse tabii ki orada yapılabilir" dedi. PAPAZIN ÖLDÜRÜLMESİNE KINAMA Gül, Trabzon’daki Sancta Maria Kilisesi’nde Papaz Andrea Santaro’nun silahlı saldırıda ölmesine ilişkin bir soru üzerine de, "bir din adamına dini bir mekanda böyle bir saldırı yapılmasından çok büyük bir üzüntü duyduklarını ve bunu şiddetle kınadıklarını" vurguladı. Bakan Gül, dünden bu yana İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve bütün kuvvetlerin yoğun bir çalışma içinde olduğunu kaydetti. "Olayın tamamen bireysel bir olay olduğuna inandıklarını, şimdiye kadar bütün göstergelerin de tamamen bu yönde olduğunu" belirten Gül, "Arkasında ne vardır, nasıl bir kışkırtma vardır, hangi niyetle yapılmıştır, bunlar muhakkak ki ortaya çıkacaktır, çıkartılacaktır. Ama bir din adamına dini bir mekanda böyle bir saldırı yapılmasından çok büyük bir üzüntü duyduk, bunu şiddetle kınıyoruz" diye konuştu. Gül, konuyla ilgili her şeyi, tüm bilgileri, ilgili ülkelerle de paylaştıklarını söyledi. Dışişleri Bakanı Gül, Trabzon’daki cinayetin karikatür kriziyle bağlantısı olup olmadığına ilişkin bir soruyu da "Olmayacağını tahmin ediyoruz" diye yanıtladı. "TÜRKİYE, HER ZAMAN HOŞGÖRÜ MERKEZİ OLMUŞTUR" Türkiye’nin, bugün de, tarihi boyunca da her zaman hoşgörünün merkezi olduğunu vurgulayan Gül, şunları belirtti: "Bütün tarihi boyunca farklı dinden insanların kendi dinlerinin gereğini çok rahatlıkla yaşadıkları, düşüncelerini çok rahatlıkla ifade ettikleri, ibadetlerini çok rahatlıkla yerine getirdikleri, aynı dönemde caminin, kilisenin, sinagogun beraber yapıldığı bir İslam dönemi geçirmiştir Türkiye. Osmanlı dönemi böyle bir dönemdir. O açıdan dünyada örnek gösterilmiştir. Dinler arası toleransın en iyi şekilde gerçekleştirildiği toplumdur bizim toplumumuz. Bu topraklar da öyle topraklardır, o bakımdan bu olaya çok üzüldük ve gereken her türlü inceleme gayet dikkatli şekilde yapılmaktadır."