BIST 10.248
DOLAR 32,25
EURO 34,67
ALTIN 2.394,60
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan ülkesini nasıl pazarladı?

330 işadamı ile Çin'e çıkarma yapan Erdoğan'ın Çinli işadamlarına 'Türkiye'ye gelin' çağrısı, yıllar öncesinde yaptığı bir konuşmayı hatırlattı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Başbakan Erdoğan, 330 işadamı ile Çin'e çıkarma yaptı. Varılan anlaşmalar "siyaset bahane ekonomi şahane" dedirtti. Hükümet, son yılların en kapsamlı yurtdışı ziyaretine imza attı. Her iki taraf da çantalarını doldurarak masadan ayrılıyor. Çinli firmalarla 4 milyar dolarlık anlaşma imzalandı.

Ziyarette, iki ülke arasında, enerji, finans, maden arama konularında işbirliği anlaşmaları imzalandı. Ayrıca iki ülkenin işadamları arasında imzalar atıldı. Ziyarette, Türkiye'nin inşa edeceği ikinci ve üçüncü nükleer santraller de masaya yatırıldı.

Erdoğan Çinli yatırım şirketlerinin yöneticileriyle yaptığı görüşmede Çinli işadamlarına çağrıda bulundu:

Hangi anlaşmalar imzalandı?
Hattat Holding ile China Avic International Amasra'da kurulacak termik santral için 1,5 milyar dolarlık anlaşmaya imza attı.

Ağaoğlu Grubu ile Çinli Sinovel'le toplam yatırım bedeli 1 milyar doları bulacak 600 MW'lık santralleri hayata geçirecek.

Demkor Madencilik ile Beijing Shouugang International Engineering Technology 500 milyon dolarlık taahhüt gerçekleştirecek.

Lid Enerji, Sinowel Wind Group ile yaptığı anlaşmada 600 MW rüzgâr enerjisi üretmek üzere anlaştı.

Sun Grup, CRSBG firmasıyla yaptığı anlaşmada demir köprü malzemeleri, demiryolu ekipmanları alanında üretim yapacak.

Akfel Grup ile China Sun Enerji, 350 milyon dolarlık güneş panelleri üretim yatırımı yapacak.

"Çinli yatırımcı dostlarımızın, bu teşviklerden istifade etmelerini, Türkiye'nin sunduğu fırsatlarından yararlanmalarını arzu ediyoruz. Türkiye'nin kapıları, Çinli yatırımcılar için ardına kadar açık olacaktır."

PAZARLAMA STRATEJİSİ

Erdoğan'ın bu açıklamaları yıllar önce söylediği "ülkemi pazarlıyorum" sözünü akıllara getirdi. 2005 yılında bir açılışta yaptığı konuşmasında şunları söylüyordu Erdoğan: "Ülkede yatırım yapılmasını teminen dünyanın bütün girişimcileri ile her yerde görüşürüm. Bakan arkadaşlarıma her yerde görüşmelerini tavsiye ediyorum, 'görüşün' diyorum. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim. Bunu her ülkenin başbakanı yapıyor, devlet başkanı yapıyor. Bugüne kadar benim başbakanlarım yapmamışsa bu ileri bir anlayış değildir."

Erdoğan, daha sonra yaptığı bir konuşmasında "İyi bir pazarlama startejisine, marka yönetimine muhakkak ihtiyacınız olacaktır. Aksi takdirde sahip olduğunuz markanın değerini sizden başka kimse anlamaz. Siz yerinizde otururken kimseden ekonomideki başarıların takdir edilmesini bekleyemezsiniz" diyerek görüşünü açıklamıştı.

TÜRK'ÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU NEDEN YOK?

Ülkemizde yabancı sermayeye soğuk ve hatta düşman bir kesimin olduğu çok açık. Dış dünyaya kapalı, "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" ilkesinin işlendiği zihin dünyasını kırmak için az uğraşmadı Erdoğan. "Türkiye'yi işgal edecekler", "ülkeyi karış karış satacaklar", "Eyvah küresel sermaye Türkiye'ye geliyor" korkusu bitmek bilmiyor.

KENDİNE GÜVENMEYEN İNSANLAR

Bu endişeleri dile getirenler için "Kendine inanmayan, güvenmeyen insanlar" tanımı yapılıyor. Nitekim Erdoğan yine bir konuşmasında, "Düşüncesine inanmayan düşünce hürriyetinden korkar. Sermaye noktasında gücünü kabul etmeyenler de uluslararası sermayeden korkar. Mesele budur" diyerek konuya bakışını anlattı. 

"NE İŞİMİZ VAR ORALARDA"

Erdoğan'da var olan özgüven patlaması ekonomiye de yansımış durumda. Yabancı sermayeyi içeriye çekmeye çalıştığı gibi gezmedik ülke bırakmadı. "Ne işimiz var o ülkede" itirazlarını umursamadı. Haritada bile bulunamayan ülkelere işadamlarıyla seferler düzenledi. Adı sanı olmayan topraklarda açılan büyükelçiliklere, temsilciliklere dudak bükenlere gülüp geçti. Erdoğan, ayrıca Başbakanlık görevini üstlendiği 15 Mart 2003 tarihinden 6 Temmuz 2010 tarihine kadar 191 yurt dışı gezisi yaptı.

TİCARETTE EKSEM KAYMASI NEFES ALDIRDI

Erdoğan pergel misali rotayı her yöne çeviriyor. Küresel krizle boğuşan AB'ye alternatif pazarlar iş dünyasını sevindirdi.2002 yılında toplam ihracatın payı AB ile yüzde 51.5 iken, bu oran 2011 sonunda yüzde 41.7'ye geriledi. 2002'de ihracat 35 milyar dolar iken 2011'de 134 milyar dolara yükseldi. Yine uluslararası doğrudan yabancı girişleri 2011'de 11 milyar dolar olurken, 1995-2004 arasında yıllık ortalama giriş 1.4 milyar dolar oldu.

İHRACAT YAPAN İLLERİN SAYISI ARTIYOR

İhracat dağılımındaki adaletsizlik de azalıyor. 2010 yılı sonu itibariyle 10 yıl önce 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 4'ten 14'e yükseldi. İstanbul'un ihracatı 10 yılda yüzde 215 oranında arttı, ancak payı yüzde 59,1'den yüzde 45,6'ya geriledi. 2000 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapılan ülke sayısı 5'ten 2010 sonu itibariyle 26'ya yükseldi.

HEDEFLER 2009'DA ÇİZİLDİ

500 milyar dolar hedefi 2011 seçim meydanlarında söylenmiş bir vaad değil elbette. Çalışmalar 2009 yılı başında başlamış. 1.5 yılda ihraç birliklerinin yanı sıra sivil toplum örgütü başkanları, 10 Bakanlık Müsteşarlığı, Merkez Bankası, TÜ- BİTAK, Eximbank gibi birçok kurum ve kuruluşla yaklaşık 100 toplantı yapıldı.

ÇİN SEDDİ ÇOKTAN YIKILDI

Dünyanın yükselen gücü Çin, ihracatta da hızla tırmanıyor. Çin'e yapılan ihracat 10 yılda yüzde 2263 oranında arttı. ABD'nin ihracattaki payı 10 yılda yüzde 11,3'ten yüzde 3,3'e geriledi.