BIST 10.267
DOLAR 32,31
EURO 34,84
ALTIN 2.410,84
HABER /  GÜNCEL

En çok MHP'yi vuracak, 3'te biri gidecek!

Daraltılmış bölge seçim sistemi en çok MHP'yi yakayacak. Vekillerinin üçte birini kaybedecek. Dar bölge de MHP'ye yaramayacak.

Abone ol

Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın demokratikleşme paketi kapsamında önerdiği yeni seçim sistemleri, önümüzdeki dönemde siyasetin en önemli tartışma konularından olacak. Hangi sistemi seçtiğimiz uzun vadede siyasetin yapısını derinden etkileyecek.

Başbakan’ın önerdiği alternatiflerden biri şu andaki yüzde 10 barajlı nispi seçim sisteminin devamını öngörürken diğer ikisinde seçim çevreleri daraltılacak. Bunlardan “daraltılmış bölge” sisteminde seçim bölgeleri beş vekil çıkaracak şekilde düzenlenecek ve baraj yüzde 5’e düşürülecek. “Dar bölge” sisteminde ise 550 seçim bölgesi olacak, her bölgeden bir vekil çıkacak ve baraj olmayacak.

Bu önerileri Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr Ahmet Demirel’e Taraf'a değerlendirdi.

Özellikle daraltılmış bölge sistemi MHP'lileri vuracak. BDP'de Güneydoğu'da kazanacak, Batı'da bitecek.

İşte uzmanından önerilen seçim sistemleri değerlendirmesi;

EN DEMOKRATİK TEMSİL YÖNTEMİ

Nispi temsil, seçim sistemleri içinde en demokratik yöntemdir. Buna, baraj, kontenjan vekilliği gibi eklemeler yaptıkça temsilde adaleti yavaş yavaş ortadan kaldırısınız. Bir de seçim çevrelerinin daralması adaleti bozar. Biz şu anda, adaletsizlik getirmeyen geniş bölgeli nispi temsil sistemini uyguluyoruz.

BARAJ YÜZDE 5'E İNERSE NE OLUR?

Baraj yüzde 5’e inse, BDP parti olarak Meclis’e girer. Belki barajın altında kalan Saadet Partisi ya da BBP mağdur olabilir. O da 1-2, en fazla 5 vekil fark ettirir. Gerçi daha düşük olanlar da var ama yüzde 5 baraj Avrupa’da demokratik ülkelerde uygulanıyor. Dolayısıyla benim için “Bölgelerle oynayacağım” demeseydi, yüzde 5 barajlı mevcut sistem süper bir alternatifti.

AK PARTİ YÜZDE 5 YERİNE NİYE
SEÇİM BÖLGELERİNİ DARALTIYOR?

-Barajı yüzde 5’e indirse ve dar bölgeyi getirmezse oyu yüzde 45’in altına indiğinde, tek başına iktidara gelmeme riski var. AKP böyle bir riski göze almaz. Şunu da söylemek lazım. Ben 2000 yılında bakmıştım; 1950’den 2000’e kadar seçim kanununda 50 değişiklik olmuş. Hepsi özüyle ilgili değil ama ortalama yılda bir değişiklik! Çünkü seçim anayasa konusu değil. Meclis vergi kanunu çıkartır gibi şeçim kanunuyla oynuyor. Demokrat Parti dahil tüm iktidarlar “Seçim sisteminde nasıl bir değişiklik yapayım ki, sonraki seçimde oyum düşse bile vekil sayım düşmesin” diye bir şeyler yapmış. Mesela, Özal oylarının düşmeye başladığını gördüğünde 87’de kontenjan vekilliği diye bir ekleme yaptı, oyları yüzde 36’ya düşmesine rağmen Meclis’in üçte ikisini aldı. AK Parti de kendisinden önceki bütün iktidarlar gibi, iktidar olma şansını riske atmaz. Eğer bölgelerle oynamazsa, oyları yüzde 45’in altına düştüğünde tek başına iktidar şansını yitirir.

DARALTILMIŞ BÖLGE SEÇİM SİSTEMİ NEDİR?
KİME AVANTAJ SAĞLAR?

Büyük iller 1983, 1987 ve 1991 seçimlerinde şimdi önerilen tarzda bölündü. Bu, 12 Eylül’ün getirdiği çok radikal bir değişiklikti. Öndeki partiye inanılmaz avantaj sağlıyor. Şöyle açıklayalım: Son seçimde İstanbul 1. bölgeden 30 vekil çıktı. Toplam geçerli oy 2. 858 345’ti, Sebahat Tuncel 93 bin oyla bunun sadece yüzde 3’ünü alarak Meclis’e girebildi. Mevcut sistemde 30 vekil seçilen bir bölgedeysen, önündeki partilerin aldıkları oyun 30’a bölünmüş hallerinden bir oy fazla aldığın zaman Meclis’e girebiliyorsun. Ama bölge 5 vekil çıkacak kadar daralınca önündeki partilerin oylarının 5’e bölünmüş hallerini geçmek zorundasın.

BDP'NİN DOĞU'DA MÜTHİŞ LEHİNE

MHP şimdi İstanbul’da hiçbir bölgede ilk beşe giremeyecek, çünkü oyu düşük. BDP de giremeyecek. Böyle olunca partilerin oyuyla Meclis’teki temsili arasındaki fark çok açılacak.

(Güneydoğu'da) BDP’nin müthiş lehine. Son seçimde Diyarbakır’da 11 vekilin 6’sını bağımsızlar 5’ini AKP çıkardı. Eğer, BDP parti olarak girseydi, 7 vekil çıkaracaktı. Daraltılmış bölgede ise 8 vekil çıkaracak. BDP, Güneydoğu’da bugüne göre çok daha fazla vekil çıkartacak. Öte yandan batıdan aldığı bütün vekilleri kaybedecek.

MHP'Yİ VURACAK VEKİLLERİN ÜÇTE BİRİ GİDECEK

Bölen bir harita ortaya çıkacak. Güneydoğu’da çok ağırlıklı bir şekilde BDP olacak, arada AKP de olacak tabii. Karadeniz, İç Anadolu, İstanbul’da AKP olacak, içinde CHP ve MHP küçük lekeler halinde yer alacak. CHP biraz daha kıyılara doğru inecek. Bazıları fark ettirmez diyor ama bence CHP’yi de aşağı doğru çekecek daraltılmış bölge sistemi. MHP’yi ise çok fazla vuracak, vekillerinin en az üçte birini kaybedecek. Ve tabii Meclis’te üçüncü parti BDP olacak.

MHP’liler 1970’lerdeki gibi isyan edebilirler. Bu, CHP ve MHP’ye hiç uymayan, BDP’ye de bugünkü temsilinin üzerinde temsil veren bir sistem. Makası çok açan bir sistem. Bu sistemle sanki biraz BDP’ye “Al Güneydoğu senin olsun, kalanı da benim olsun” denmiş gibi...

SIKINTILARI ÇOK

Bazı iller sadece bir partinin mesela AKP’nin vekilleriyle temsil edilecek. Hakkari de sadece BDP’yle temsil edilecek. Erzurum’da CHP’li var bir miktar. “Ben CHP’ye oy verdim, fena da oy almadık. Eskiden vekil çıkartırdık, şimdi çıkartamıyoruz” diyecek. Tek parti tarafından temsili, o illerdeki insanlarda rahatsızlık yaratabilir.

DAR BÖLGE SİSTEMİNE DAİR KRİTİK SORULAR VE CEVAPLARI

-Dar bölge sistemi, hangi partinin lehine, hangisinin aleyhine olur?

Daraltılmış bölge gibi AKP ve BDP’nin lehine, CHP’nin aleyhine olur. MHP’yi yok eder.

-Temsil açısından dar bölge mi daraltılmış bölge mi daha adil?

Seçim sonuçlarına göre değişir. Ama daraltılmış bölge biraz daha adil bir sonuç verir.

-Peki sizce neden dar bölge daraltılmışa göre daha iyi?

Dar bölgede her partinin, o seçim çevresinde bilinen, sevilen birini aday göstermesi gerekiyor. Dolayısıyla bu sistemde seçmenle vekil arasında müthiş bir uyum oluyor ve parti başkanını, vekile bağımlı kılıyor. Dar bölgenin en temel özeliği lider sultasını kırmak. Biri parti içi muhalefetten de olsa, bir bölgede kazanacaksa, başkan onu aday gösteriyor. İngiltere’de öyle hakikaten. Ayrıca, belli bölgelerde orayla özdeşleşmiş biri olabilir. Partisi onu aday göstermezse, seçime bağımsız girip tüm partilerden oy alabilir ve Meclis’e girebilir. Biraz partilere bağımlılığı da kıran bir sistem bu.

-Siyasette kutuplaşma yaratabilir mi bu sistem?

Aksine kutuplaşmayı azaltır, partileri birbirine yaklaştırır. Bir bölgede, öteki parti öndeyse onun seçmenini cezbetmeye çalışırsınız.

-Dar bölgenin farkı ne?

Fark, her bölgeden bir kişinin seçilmesi. Ya kazandın ya kazanmadın. Diyelim, 5 vekil çıkaran, AKP-CHP oylarının birbirine yakın olduğu bir bölge var. Daraltılmış bölgede AKP’nin 3 vekiline karşı CHP 2 vekil çıkarmayı garantilemiştir zaten. Ama dar bölge sisteminde AKP seçmeninden oy alamazsa her bölgede küçük farklarla kaybedip, toplamda 5-0 kaybedebilir.

-Dar bölge, başkanlık sistemine uygun bir model mi?

Evet, ABD’de hem Meclis hem Senato seçiminde dar bölge var.

-Dar bölge sisteminde ikinci turun olması önemli bir faktör mü?

Evet. İlla dar bölge gelecekse Fransa’daki gibi iki turlu olmalı. İlk turda kimse yüzde 50’yi aşamazsa ikinci tur yapılıyor. Bu, seçmene ikinci bir oy kullanma şansı veriyor. İkinci turda yüzde 50 şartı yok ama genelde vekiller seçmenin yarıdan çoğunun desteğiyle seçilmiş oluyor. Ayrıca partilere ittifak şansı veriyor. Partiler “Ben Kayseri’de senin partini destekleyeceğim sen de Maraş’ta beni destekle” diyor.

-Dar bölge sistemi, temsilde çok orantısız sonuçlar doğurabilir mi ?

Mesela, Yeni Zelanda’da galiba 91 seçimiydi... Bir parti oyların yüzde 22’sini aldı. Ama seçim bölgelerinin hiçbirinde birinci olamadı ve sıfır milletvekili çıkardı. Olabilir böyle şeyler. Yeni Zelanda sonra Almanya’daki sisteme geçti.

-Almanya’da nasıl bir sistem var?

Diyelim ki 500 kişilik parlamento var. Herkes hem dar bölgede kimi istiyorsa onun için hem de ülkede hangi partiyi istiyorsa onun için oy veriyor. 250 vekili dar bölgede seçtiriyorsunuz. Sonra ülke için verilen oylara bakılıyor. Diyelim ki bir parti ülke için verilen oyların yüzde 20’sini aldı, o zaman parlamentoda 100 vekillik hakkı var. Dar bölgeden 38 vekil çıkarmış, ¨Al sana 62 vekil daha¨ deniyor. Toplamda oyu ne kadarsa o kadar vekili oluyor hem de dar bölgeyi uygulamış oluyor. En demokratik sistem bu. Dünya buraya doğru gidiyor.

HANGİSİNİ SEÇMEK LAZIM?

-Siz Başbakan’ın üç önerisi arasından hangisini seçersiniz?

Daraltılmış bölgeyi istemem, olumsuz yanlarını anlattım. Dar bölgeyle şimdiki arasında bir seçim yapmam gerekirse... Yüzde 10 barajlı sistem, 1980’den bu yana Kürtler açısından müthiş bir adaletsizlik yarattı. Bu barajın sürdürülmesi, barış sürecine de zarar verir. Öte yandan dar bölge, Türk milliyetçilerini mağdur eder. MHP taş çatlasa 20 vekil çıkartır, onu alırsa da bravo! Ben şakayla karışık şöyle diyorum. “Senelerdir Kürt milliyetçileri mağdur oldu, biraz da Türk milliyetçileri olsun.” Aslında iki sistem de berbat, ikisi de Türkiye’ye uygun değil. Karma bir sistem, dar bölge sistemi artı bir kısmı da genelden seçilebilir. AKP de bunu kabul edebilir.