BIST 10.632
DOLAR 32,24
EURO 34,97
ALTIN 2.430,19
HABER /  DÜNYA

Emine Erdoğan olmasaydı, Recep Tayyip Erdoğan olmazdı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Yapmamız gerekenin doğru olduğu inancına vararak 5 aydır kan akmıyor. İnşallah silahlar tamamen bırakılır...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Yapmamız gerekenin doğru olduğu inancına vararak 5 aydır kan akmıyor. İnşallah silahlar tamamen bırakılırsa onun yerine fikirler ve siyaset konuşulacağından kuşkumuz yoktur. Geçmişteki tüm iktidarlar korktu. Ama biz bu işe elimizi değil gövdemizi koyduk, yeter ki bu işte başarılı olalım, annelerin gözyaşı dinsin” dedi.
Bir dizi açılış ve etkinliğe katılmak üzere Siirt’e gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partisinin Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Kurulu Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Arınç, büyük insanların büyük eserler meydana getirdiğini ifade ederek, “Siirt tarihinde büyük işler başarmış, büyük alimler yetiştirmiştir. Elbette Sayın Başbakanımızı Türkiye’ye armağan eden en büyük destek Siirt’ten geldi. Yüzde 85 gibi yüklü bir destek verdiniz ve hamdolsun üç dönemdir partisinin başında ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Siirt’te bir seçim olacak, daha sonra iptal edilecek ve ‘yiğit düştüğü yerden kalkar’ diyerek bir başbakanı buradan seçecekti. Siirtlileri kutluyorum, alınlarından öpüyorum. Biz bu güne kadar yaptığımız her işin hesabını şerefimizle veriyoruz. Önce yüzde 35, sonra yüzde 47, bu kez de yüzde 50’yi bulduk. Geçmişte hiçbir parti böyle bir başarı sağlayamadı” dedi.
Bugün yüzde 50 ile kendilerine oy verildiğini söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“7’den 70’e bu millete hizmet etmek bizim boynumuzun borcudur, biz milletin hizmetkarıyız diyeceğiz. Çünkü biz bu yoldan geldik. İki kişiden bir olmak kolay değil, bir karikatürist gazetede benimde hoşuma giden bir karikatürde, Başbakan Erdoğan heybetli bir şekilde duruyor, karşısında da iki kişi var. Erdoğan soruyor ‘Söyleyin bakalım hanginizden biri bana oy verdi?’. Şimdi karşıda iki kişi var ya, biri Afif bey ile Osman bey değil. Biri Kılıçdaroğlu, diğeri de Bahçeli’dir.”
Arınç, günün birinde televizyon programında Kılıçdaroğlu’na birinin soru sorduğunu belirterek, “Peki Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor, adaylardan biri Abdullah Gül olsa oy verir misiniz diyor, o da balıklama atlayarak ‘Veririm tabi’ diyor. Bir zamanlar başımıza 367 diye bir bela çıkaranlar, bunlar Milli Görüşçü’dür, AK Partili’dir, üstelikte hanımının başı örtülüdür diye seçilmemişler, üstelik Kılıçdaroğlu gibi biri ‘Ben buna oy veririm’ diyorsa kurban olduğum Allah verdi mi veriyor” dedi.

“BÜTÜN FAİLLERİN ELE GEÇİRİLMESİNE RAĞMEN BU BİZİ SONUCA GÖTÜRMEDİ”
Akan kanın durması noktasında halkın kendilerine bu işin bir an önce bitirilmesi gerektiğini söylediğini belirten Arınç, “Özellikle son yaşanan olaylarda, bütün faillerin ele geçirilmesine rağmen bu bizi sonuca götürmedi. Bu kadar insanın dağa çıktıktan sonra eline silah alan bu kadar insan olduktan sonra, gideceğiniz yerde öldüreceksiniz talimatı almasına rağmen demek ki kan akacak, demek ki Cudi’de, Gabar’da değil, İstanbul ve Kayseri’de, belki Antep’in en işlek caddesinde Allah’tan korkmayan birisi bir patlama yapacak. Üç kişi, beş kişi, on kişi ölecek. Bu amaçla bizim Öcalan’la anlayabileceğimiz dilden mesajlar verilmesiyle bir çözüm sürecinin başlaması gerekirdi. Yapmamız gerekenin doğru olduğu inancına vararak 5 aydır kan akmıyor. İnşallah silahlar tamamen bırakılırsa onun yerine fikirler ve siyaset konuşulacağından kuşkumuz yoktur. Geçmişteki tüm iktidarlar korktu. Ama biz bu işe elimizi değil gövdemizi koyduk, yeter ki bu işte başarılı olalım, annelerin gözyaşı dinsin. Herkes bu süreci temkinli olarak takip etmelidir, bu süreci zora sokacak söylemlerden uzak durmalıdır” diye konuştu.

“HERKES AYAĞINI DENK ALSIN”
Kendisini eleştiren birkaç kişinin yaptığı açıklamalarda sivri uçlu dil kullandığını ifade eden Arınç, “Bunların yaptıkları açıklamalara bir bakın, ne kadar sivri uçlu laf varsa söylüyorlar, sonra da bize dönüp özür dilememiz gerektiğini söylüyorlar. Hayır, bu sürecin başlamasına ve başarıyla sürmesine yardımcı olan insanların başında geliyorum. ‘Cennet ucuza değil, cehennem dahi lüzumsuz değil’. Bediüzzaman böyle diyor. Şunu söylemek istiyorum, cennete gitmeye arzı edenler, bizi cennete gitmeye gidecek işler yapmalıdır. Cehennemi isteyen insanlar da vardır. Zulmetmektense, mazlum olmayı tercih ederiz. Herkes ayağını denk alsın, herkes yol yakınken vazgeçsin. Bazıları inanmayabilir, onların cennet ile cehennem inancı farklıdır, ama bizim inandığımız inancımızda Allah doğru şeyler yapan, iyilik edenlere cenneti vaat ediyor” şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2014 Mart ayında büyük bir seçimin olacağını da ifade ederek, “Bizim de birlik içinde olmamız gerekir, gönül gönüle konuşmamız lazım, kendi içimizde birlik içinde olacağız. Kimse kimsenin ayağına basıp kötü söz söylemesin, aday konusunda sizinle istişare edeceğiz. Kim daha çok kazanabilir, o insanın iyi inançlı ve ahlaklı olması gerekir. Benim prensip şudur; kötü adamla kazanmaktansa iyi adamla kaybetmek daha iyidir. Siirt’e yakışan etnik kökeni ne olursa olsun kim kazanabilir, kim daha iyi oy alabilir, onlar arasında kim daha iyi bir hayat yaşıyor, kimin daha iyi ahlakı var, kimin aile hayatı düzgün ona bakacaksınız. Bunlar çok önemlidir. Ailesini güzel idare eden Siirt’i de güzel idare eder, Türkiye’yi de güzel idare eder. Bakın Başbakan’ın arkasında en büyük güç kim, Emine Erdoğan değil mi? Siirt’in gelini. Emine Erdoğan da olmasaydı Başbakan da Tayyip Erdoğan olamazdı” dedi.
Salondaki bir partilinin ‘Herkes Tayyip Erdoğan olamaz’ sözleri üzerine Arınç, “Ee ne yapalım bizde ona benzemeye çalışırız. Bu kadar da milleti yok sayma, bunlar da en az Tayyip Erdoğan gibi gayret sarf edecekler” diye konuştu.
Siirt milletvekilleri Afif Demirkıran, Osman Ören, AK Parti İl Başkanı Ali İlbaş ve çok sayıda partilinin katıldığı toplantının ardından Arınç, temaslarını tamamlayarak Siirt’ten ayrıldı.