BIST 9.548
DOLAR 32,50
EURO 34,55
ALTIN 2.490,36
HABER /  MEDYA

Ekrem Dumanlı'ya öyle bir yanıt verdi ki

AA'nın eski Genel Müdürü Kemal Öztürk, köşesinde basın özgürlüğünün olmadığını iddia eden Ekrem Dumanlı'ya yanıt verdi.

Abone ol

Yeni Şafak gazetesi yazarı Kemal Öztürk, bugünkü yazısında gazetecilik yaptığı için baskı gördüğünü savunan Ekrem Dumanlı'ya "Elindeki o Montblanc kalemi yavaşça cebine koy ve sakın bir daha gazetecilik yaptığını kimseye söyleme" diye yanıt verdi.

Anadolu Ajansı'nın eski genel müdürü Öztürk, köşesinde AA'da çalıştığı son iki yılda kendisinin ve AA'nın başına gelenleri anlattı.

Ajanstan ayrıldıktan sonra Yeni Şafak'ta yazmaya başlayan Öztürk, "Cemaat'in benzersiz gazetecilik faaliyeti" başlıklı yazısında Dumanlı'nın açıklamalarına tepki gösterdi.

Cemaat Arapça yayınları ve Haber Akademisi nedeniyle 2012 yılından itibaren sistematik olarak Anadolu Ajansı (AA) aleyhine çalışmalar yaptığını öne süren yazar, 2013 yılında Ekrem Dumanlı’nın işaret fişeği niteliğindeki yazısıyla Cemaat'in ilişkide olduğu tüm medyanın AA'yı hedef aldığını yazdı.

Kampanya twitter ve Todays' Zaman'ın da katıldığını belirten Öztürk, haberlerdeki yanlış bilgilerin tekzib edilmesine rağmen yayınlanmadığına dikkat çekti.

TELEFON DİNLEME TARİHİNDEKİ İLGİNÇ TESADÜF

17 Aralık sonrası ikinci bir yok yaşadıklarını yazan Öztürk, telefon dinlemeleri, cemaat medyasının kendisi hakkında yaptığı haberlerle ilgili çarpıcı ayrıntılar aktardı. Yazara kulak veriyoruz:

"AA telefon santrallerinin, ben dahil bir çok yöneticinin telefonlarının usulsüzce dinlendiğini öğrendik. Savcılığa giderek şikayetçi olduk. Savcı bize hakkımızdaki dinleme kararlarını gösterdi, beni ve arkadaşlarımı hayali bir terör örgütü üyesi yapmışlardı. Dikkatimi bir şey çekti, usulsüz dinleme kararının alındığı tarih benim Başbakan Basın Danışmanı olduğum ya da AA’da göreve başladığım 2011 yılı değil, yine 2012 yılıydı. Yani Arapça yayınlarımızın tüm Ortadoğu’da etkili olmaya başladığı tarih. Bu hayali örgüt suçlamalarıyla ilgili savcılık bilgileri yine sızdırıldı ve Cemaat'e medyasında, sosyal paylaşım sitelerinde yayınladı. Ancak savcılıkta büyük bir felaketin eşiğinden döndüğümüzü anladım. Ailem ve yakınlarımla yaptığım özel görüşmeleri bile kaydedecek kadar gözleri dönmüş insanlar olduğunu gördüm.

ORTADOĞU'DA ALEYHTE TOPLANTILAR

Cemaat, 17 Aralık’tan sonra Tunus, Fas, Ürdün, Kuveyt, Dubai, Mısır başta olmak üzere bir çok Arap ülkesinde toplantılar düzenleyerek Zaman, Cihan ve Bugün’den gazetecileri konuşturdu. Tüm konuşmacılar hükümeti ve Türkiye’yi kötülerken, AA’yı da karalamayı unutmadılar. Üstüne bir de ilişkide oldukları bazı medya organlarında aleyhte haber yaptırdılar. Bu kez AA olarak biz de bu ülkelerde toplantılar yapıp, hem kurumu tanıttık hem de Türkiye hakkındaki asılsız iddiaları yalanladık. Cemaat gazetecilerinin bu aleyhte toplantıları Afrika ve Asya ülkelerinde de tekrarlandı.

ASIL SALDIRI YEREL SEÇİMLERDE OLDU

Cemaat'in AA’yı hedef alan asıl operasyonları, 30 Mart 2014 Yerel Seçim öncesi yaşandı. AA’nın ilk defa Cihan’a alternatif olarak sandık sonuçlarını vereceğini açıklaması, o cephede büyük rahatsızlık yarattı. Seçimlere bir hafta kala Taraf Gazetesi sürmanşetten AA’nın seçim sonuçlarını manipüle edeceği haberi yaptı. Neredeyse bir hafta boyunca bu tür yalan haberleri sürmanşetten verdi. Bu haberler her zamanki gibi yine Zaman ve diğer Cemaat gazetelerinde alıntılandı, sonra milletvekillerinde soru önergesi oldu, tekrar haber oldu bu döngü böyle devam etti.

SİBER KORSANLAR SALDIRIYOR

Seçim gecesi ise başka bir kabus yaşadık. RedHack isimli (güya komünist) siber korsan, seçim gecesi dünyadaki tüm hacker gruplarına AA’ya saldırması için çağrıda bulundu. AA yerel seçim gecesi hayatında görmediği bir siber saldırı ile karşı karşıya kaldı. Önceden aldığımız önlemler yüzünden sistemimiz çökmedi ama iki saat yavaşlatıldı.

Aynı gece CHP ve MHP genel başkan yardımcıları ve başkan adayları o gece, Cihan Haber Ajansı sonuçlarının farklı olduğu gerekçesiyle, tam dört basın toplantısı düzenleyip, AA’nın seçim sonuçlarını manipüle ettiğini iddia etti. Bu iddialar büyük yankı buldu. Hatta sosyal medyada ajansa fiziki saldırı yapılması çağrıları yapıldı ve AA’nın tüm santralleri gelen telefonlarla kilitlendi.

Ancak AA, yerel seçim sonuçlarını o gece başarıyla verdi. O gece AA sonuçları alternatif olarak vermeseydi bir iç savaşın bile çıkartılabileceğini gördüm.

Seçimden günler sonra, RedHack isimli korsanın izi tespit edildi ve iz Cemaat'in istihbaratçı polislerinin kullandığı bilgisayarlara kadar uzandı, ancak kimse yakalanamadı.

ŞİMDİ O KALEMİ YAVAŞÇA CEBİNE KOY

Taraf ve Zaman gazetelerinin yalan haberleri mahkeme tarafından tespit edildi ve tekzip yayınlamak zorunda kaldılar. Ancak hiçbir zaman AA aleyhine haber yapmaktan vazgeçmediler.

Şimdi meydanlarda, uluslararası basında gazetecilik yaptıkları için baskı gördüklerini söyleyen Cemaat medyasına ilgi gösteren yabancı basın bakalım bu yazdıklarıma ilgi gösterecek mi? Tabii ki göstermeyecek.

Şimdi Ekrem Dumanlı’ya diyorum ki (Yıldıray Oğur’un harika cümlesinden esinlenerek), elindeki o Montblanc kalemi yavaşça cebine koy ve sakın bir daha gazetecilik yaptığını kimseye söyleme.