Dört adımda devlet kapısı
Hrant Dink cinayeti artık üzerindeki soru işaretlerinden arınıyor.
19 Ocaktaki cinayetin tetikçisi Ogün Samast, ikinci gün yakalandı.
Hemen ardından onun bağlı olduğu Yasin Hayal ortaya çıkartıldı.
Bir sonraki aşamada ise bütün bu yapılanmanın en tepesindeki kişi olarak Erhan Tuncelin ismi çözüm halkasına eklendi.
İstanbul ve Trabzonda üst düzey yetkililer cinayet bireyseldir, arkasında örgüt yoktur diye açıklamalar yaparlarken, alt katlardaki sorgu ekipleri deneyimsiz genç kadroyu ilmik ilmik çözüyordu.
Ogün Samast - Yasin Hayal - Erhan Tuncel
Peki ya sonra?
Erhan susma hakkını kullanırken, onun pozisyonu için uygun bir açıklama hazırlıklarına geçildi.
Çünkü Erhan ile devletin doğrudan bağı bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Erhan Tuncel, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç tarafından devşirilmiş eleman olarak devlet bağlantısı kazanmıştı.
O zaman cinayet zincirine bir halka daha eklemek gerekiyordu:
Ogün Samast + Yasin Hayal + Erhan Tuncel + Devlet!..
Bu aşamada Erhan sustu, sustu, sustu Onun adına devlet konuştu:
-Erhan azmettirici değil, istihbarat elemanıdır!
Peki Erhanın örgüt hakkında verdiği bilgiler ne işe yaradı?
Hiç!
Hrant Dink öldürülmesi bir yıl önce planlanan bir kurban olarak ortalık yerde durdu, küçükler çetesi (!) geldi, vurdu!
Eğer Erhan bu cinayetteki ilk rolü azmettiricilikten yargı önüne çıkarsa, o zaman yasaya göre onu devletin adamı haline getirenler hakkında da dava açılacak.
Erhan sustu, devlet konuştu ve bu tehlikeli aşama geçildi!
Tıpkı fındık reklamındaki gibi:
-Yerseniz!