BIST 10.479
DOLAR 32,26
EURO 34,90
ALTIN 2.427,98
HABER /  GÜNCEL

Diline kızgın tel bastılar

Askeri Cezaevi'nde bir eri işkenceyle öldürüp 6 askere de işkence yapılması davasında ürperten ayrıntılar...

Abone ol Hırsızlık suçlamasıyla 28 Haziran 2005 tarihinde Adana'daki 6'ncı Kolordu Komutanlığı ‘1'nci Sınıf Cezaevi'ne götürülen er Murat Polat, mahkum elbisesi giymediği gerekçesiyle cezaevi infaz görevlisi askerler tarafından cop ve sopayla dövüldü.

Komaya giren er Polat, terhisine 2 ay kala tedavi gördüğü hastanede 27 Temmuz 2005 tarihinde öldü.

Polat'ın, otopsi raporunda işkenceyle öldürüldüğü belirtildi. Er Polat'ı işkenceyle öldürdükleri iddiasıyla haklarında ‘İşkence’ ve ‘Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence’ suçlamalarından 12 yıldan ömür boyu hapis cezasına kadar hapis istemiyle Adana 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya devam edildi.

Duruşmaya, tutuklu sanıklardan Hüseyin Güldaşı, tutuksuz sanıklar Ramazan Güvercin, astsubay Oktay Ayçakmak katıldı. Adana Askeri Cezaevi eski müdürü olan ve halen İzmir 57'nci Topçu Tugayı Ateş Destekleme Komutanlığı'nda görevli Topçu Yarbay Mustafa Soğukpınar ile diğer tutuksuz sanıklar gelmedi.

Öldürülen Er Murat Polat'ın annesi 52 yaşındaki Gülşen ve aynı yaştaki babası Kenan Polat ile işkence mağduru asker 24 yaşındaki Mustafa Kılıç'ın da katıldığı duruşmada, işkence yapmakla suçlanan Ramazan Güvercin'in savunması alındı. ‘Cezaevi infaz görevlisi' sıfatıyla vatani görevini er olarak yaptığını belirten Güvercin, “Murat Polat ile birlikte getirilen Ahmet Sambur'u cezaevi elbiselerini giydirip tecrit koğuşuna götürdüm. Kısa süre sonra gürültüler geldi. İçeri girdiğimde Hüseyin'in kolu kanıyordu. Oda dağınıktı. Hüseyin, Murat’ın kendisine saldırdığını söyledi. Nihat, Erol ve Mevlüt, Murat'a cezaevi elbisesini giydirip tecrit odasına götürdü. 45 dakika sonra Murat’ın kafasının kanadığını söylediler. Sonra hastaneye götürdüler” dedi.

SOPAYLA YATAK ÇIRPIYORLARMIŞ

Er Murat Polat'ın öldürülmesinde kullanıldığı iddia edilen 1.5 metre uzunluğunda 3- 4 kilo ağırlığındaki sopanın yatakların çırpılmasında kullanıldığını ileri süren Güvercin, Cezaevi Müdürü Yarbay Soğukpınar’ın talimatı üzerine cezaevine konulacak kişileri, içeriye bir şey sokmamaları için çıplak olarak ‘çök- kalk' diyerek zıplattıklarını söyledi. Güvercin, “Zıplatmalar oda içinde 15 kişilik gardiyan grubu önünde yapılıyordu. Bu işlemi kimse severek yapmıyordu. En sevmediğimiz işti. Bize, ‘Cezaevi elbisesi giymeyenlere taviz vermeyin, sert durun, elbiseleri giydireceksiniz' talimatı verilmişti” dedi.

DİLİME KIZGIN TEL BASTILAR

‘Anti sosyal kişilik bozukluğu' olduğu iddiasıyla avukatı tarafından, psikolog huzurunda ifadesinin alınması istenen Mustafa Kılıç, 5 yıldan bu yana psikolojk rahatsızlığı nedeniyle askerliğini bitiremediğini söyledi. Kılıç, cezaevi infiz görevlilerinin tutuklu ve hükümlü askerlere işkence yaptığını, bundan rütbeli askerlerin haberinin olmadığını iddia ederek, şöyle dedi:

“Gardiyanlar bizi dövdükleri zaman üst rütbelilere korkumuzdan ranzadan düştüğümüzü söylüyorduk. Gardiyanlar Ramazan ve Hüseyin'in, mahkumları mahkumlara dövdürttüğü de oluyordu. Tecavüz suçundan gelenleri de çok dövüyorlardı. Hüseyin bir defa benim dilime kızgın tel bastırdı. Hatta o gün mahkemeye çıkacaktım. Askeri mahkemede de bu olayı anlattım.”

Güvercin ve Güldaşı bu iddiaları kabul etmedi. Güldaşı, olaydan dolayı çok pişman olduğunu söylerken önceki savunmalarında Er Murat Polat’ın nasıl öldürüldüğünü şöyle anlatmıştı:

HEP BİRLİKTE DÖVDÜK

“Murat’a giymesi için elbiseler verdim, ‘Bunları giymem. Bana kimse giydiremez’ dedi. Giymesi gerektiğini söyledik. Bu sırada Ramazan, Murat ile birlikte getirilen Ahmet Sambur'a iki tokat vurdu. Bunun üzerine Murat bize saldırmaya başladı. Cama fırladı, sandalye ve yumrukla camı kırmaya çalıştı. Bu sırada odada bulunan diğer gardiyanlarla birlikte Murat'a copla vurduk. Tekme ya da sopayla vurmadım. Murat'ı camdan çektiğimde kendisini dolaba vurdum. Diğer sanıklar neden beni suçluyor bilmiyorum.”

Adana 1'inci Sınıf Cezaevi eski Müdürü Yarbay Soğukpınar ise, cezaevini yönergeler doğrultusunda yönettiğini belirtirken, “Verdiğim emir cezaevinde isyan çıktığında veya cezaevi idaresine karşı gelindiğinde zor kullanılarak etkisiz hale getirilmesidir. ‘Çırılçıplak soyup, ‘çök- kalk' talimatı vermedim” demişti. Diğer sanıklar da Er Polat'ı Güldaşı’nın dövdüğünü iddia etmişti. Dava tanık ve ifadeleri alınmayan sanıkların ifadelerinin alınması için ertelendi.