Derviş, Baykal, Erdoğan için Kıbrıs?.
Deniz Baykal’la ilgili olarak piyasaya sürülen son
belge, “dostlarımız”ın çok aceleleri olduğunu
ortaya koyuyor!
Biliyorsunuz, belgeye göre Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kardeşinin, çeşitli para hereketleri ile Baykal’ın kızının yurt dışındaki hesabına para yatırdığı iddia ediliyor.
Bütün bunlar ABD’nin direkt Bush’a bağlı "Office of Special Plans" (OSP) denilen “şirketi” tarafından takip edilmiş.
George Orwel’in yazdığı “1984” isimli kitabında herkesi gözleyip, dinleyen “Big Brother” gibi yani...
***
Seçimlerden bir ay kadar önce yazdığım,“Kıpraşmayın Derviş Başbakan Olacak!” başlıklı yazımı hatırlatmanın tam zamanı:
“Büyük Ortadoğu Projesi yıllardan beri pişirilen bir proje…
Bizim gibi ‘ayran gönüllülerin’ böylesine bir sürekliliği anlaması zor oluyor ama öyle…
1995’de hem ABD’deki savunma dergilerindeki makaleler, hem de Şimon Perez’in "Yeni Ortadoğu" isimli kitabı bununla ilgili işaretleri vermişti…
Emperyal vizyon bu kadar emek verdiği bir projeyi riske atmak ister mi?
İşte bu nedenle "post AK Parti" dönemi seçimden hemen sonra plandığı gibi uygulanmaya başlamıştı bile...
***
Peki bu nasıl olacaktı ?
Çok basit; Derviş’in önündeki engeller ayıklanarak, bir kısmı ayıklanmıştı zaten…
Peki neydi, kimdi o engeller ?
Öncelikle Baykal, gerekirse CHP !
Bu nasıl yapılabilirdi ?
Çok basit ; 1999 seçimlerinde olduğu gibi, Baykal'ın sosyal demokrasinin önünde engel olduğu Türk insanının bilinç altına yerleştirilerek…
Baykal’ın siyaset yapış tarzı, CHP teşkilatının yapısı da buna uygundu doğrusu…
***
Bugün, bunu başarmış görünüyorlar.
Beklenmedik bir sürpriz olmazsa eğer, bu seçimde CHP’nin sırtı yere gelecek gibi gözüküyor.
Sonuç : Ya Baykal gider, gitmezse de CHP’den tümden kurtulurlar !.. Sonraaa?..
Eeee halkımız yıllardır ezilmiyor mu ? Eziliyor !..
Ne lazım ? Derviş’in başkanlığında sosyal demokrat bir iktidar !..
AK Parti ? O, "big brother"ın gözünde gerçekçekten "brother" olamayacağı için bu seçimde kaç oy alırsa alsın hiçbir önemi yoktur.”
***
Böyle yazmışım, şimdi bir başka büyük iddiada bulunmak istiyorum!!!
Kıbrıs sorununu -sözüm ona- çözdürdükten sonra “Big Brother”ın AK Parti ile işi bitmiş büyük oranda bitmiş olacaktır.
Göreceksiniz, çözüldüğü zannedilen Kıbrıs sorunu AK Parti’nin başına bela olacaktır ve uygun bir zamanda şu anda kurulduğu zannedilen makro dengeler su koyvermeye başlayacaktır...
***
Ben, başbakanlıkta aktif danışmanlık yaparken birinci krizin ve ikinci krizin nasıl göz göre göre “çıkartıldığına” şahit oldum.
Çünkü Apo ile ilgili işlemler ilgilisine çözdürülmüş ve artık Irak Savaşı için yeni ekiple yer değiştirme zamanı gelmişti...
Şimdi ise AK Parti’nin iktidar olduğu bir süreçte müslüman bir ülke işgal edilmiş ve Türkiye’de olabilecek tepkiler pasifize edilmiştir.
BOP=Büyük Ortadoğu Projesi'ni AK Parti ne kadar sahiplenirse sahiplensin "İslâmi bir parti" olarak görülmektedir ve bu İsrail için bir risktir.
Bunun için asıl aktörün göreve gelmesi gerekmektedir.
Bu yüzden AK Parti hükümeti için Kıbrıs’ta referandumda “hayır” çıkması “hayırlı” olacaktır.
Bu arada bir anektod: Ecevit, Derviş’i davet ettiğinde biz, Mesut Yılmaz’a bunun çok tehlikeli olduğunu, Derviş’in gelecekte başlarına belâ olacağını yazıp, söylemiştik.
Çıkmadı mı?
Biliyorsunuz, belgeye göre Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kardeşinin, çeşitli para hereketleri ile Baykal’ın kızının yurt dışındaki hesabına para yatırdığı iddia ediliyor.
Bütün bunlar ABD’nin direkt Bush’a bağlı "Office of Special Plans" (OSP) denilen “şirketi” tarafından takip edilmiş.
George Orwel’in yazdığı “1984” isimli kitabında herkesi gözleyip, dinleyen “Big Brother” gibi yani...
***
Seçimlerden bir ay kadar önce yazdığım,“Kıpraşmayın Derviş Başbakan Olacak!” başlıklı yazımı hatırlatmanın tam zamanı:
“Büyük Ortadoğu Projesi yıllardan beri pişirilen bir proje…
Bizim gibi ‘ayran gönüllülerin’ böylesine bir sürekliliği anlaması zor oluyor ama öyle…
1995’de hem ABD’deki savunma dergilerindeki makaleler, hem de Şimon Perez’in "Yeni Ortadoğu" isimli kitabı bununla ilgili işaretleri vermişti…
Emperyal vizyon bu kadar emek verdiği bir projeyi riske atmak ister mi?
İşte bu nedenle "post AK Parti" dönemi seçimden hemen sonra plandığı gibi uygulanmaya başlamıştı bile...
***
Peki bu nasıl olacaktı ?
Çok basit; Derviş’in önündeki engeller ayıklanarak, bir kısmı ayıklanmıştı zaten…
Peki neydi, kimdi o engeller ?
Öncelikle Baykal, gerekirse CHP !
Bu nasıl yapılabilirdi ?
Çok basit ; 1999 seçimlerinde olduğu gibi, Baykal'ın sosyal demokrasinin önünde engel olduğu Türk insanının bilinç altına yerleştirilerek…
Baykal’ın siyaset yapış tarzı, CHP teşkilatının yapısı da buna uygundu doğrusu…
***
Bugün, bunu başarmış görünüyorlar.
Beklenmedik bir sürpriz olmazsa eğer, bu seçimde CHP’nin sırtı yere gelecek gibi gözüküyor.
Sonuç : Ya Baykal gider, gitmezse de CHP’den tümden kurtulurlar !.. Sonraaa?..
Eeee halkımız yıllardır ezilmiyor mu ? Eziliyor !..
Ne lazım ? Derviş’in başkanlığında sosyal demokrat bir iktidar !..
AK Parti ? O, "big brother"ın gözünde gerçekçekten "brother" olamayacağı için bu seçimde kaç oy alırsa alsın hiçbir önemi yoktur.”
***
Böyle yazmışım, şimdi bir başka büyük iddiada bulunmak istiyorum!!!
Kıbrıs sorununu -sözüm ona- çözdürdükten sonra “Big Brother”ın AK Parti ile işi bitmiş büyük oranda bitmiş olacaktır.
Göreceksiniz, çözüldüğü zannedilen Kıbrıs sorunu AK Parti’nin başına bela olacaktır ve uygun bir zamanda şu anda kurulduğu zannedilen makro dengeler su koyvermeye başlayacaktır...
***
Ben, başbakanlıkta aktif danışmanlık yaparken birinci krizin ve ikinci krizin nasıl göz göre göre “çıkartıldığına” şahit oldum.
Çünkü Apo ile ilgili işlemler ilgilisine çözdürülmüş ve artık Irak Savaşı için yeni ekiple yer değiştirme zamanı gelmişti...
Şimdi ise AK Parti’nin iktidar olduğu bir süreçte müslüman bir ülke işgal edilmiş ve Türkiye’de olabilecek tepkiler pasifize edilmiştir.
BOP=Büyük Ortadoğu Projesi'ni AK Parti ne kadar sahiplenirse sahiplensin "İslâmi bir parti" olarak görülmektedir ve bu İsrail için bir risktir.
Bunun için asıl aktörün göreve gelmesi gerekmektedir.
Bu yüzden AK Parti hükümeti için Kıbrıs’ta referandumda “hayır” çıkması “hayırlı” olacaktır.
Bu arada bir anektod: Ecevit, Derviş’i davet ettiğinde biz, Mesut Yılmaz’a bunun çok tehlikeli olduğunu, Derviş’in gelecekte başlarına belâ olacağını yazıp, söylemiştik.
Çıkmadı mı?