BIST 10.160
DOLAR 32,36
EURO 34,71
ALTIN 2.394,72
HABER /  GÜNCEL

DERGİ - Şehrin dehlizlerinde uyuşturucu nasıl aranır?

Bir şehrin kanalizasyonunu inceleyerek oradaki uyuşturucu kullanımı hakkında bilgi edinmek mümkün mü?

Abone ol

Bir şehrin kanalizasyonunu inceleyerek oradaki uyuşturucu kullanımı hakkında bilgi edinmek mümkün mü?

“Kanalizasyon epidemiyoloğu” başlığıyla bir iş ilanı olsa fazla başvuru olması beklenmez. Ama bu hızla gelişen bir alan. Amaçlarından biri, kanalizasyondan alınan örneklerle uyuşturucu kullanım oranını belirlemek. Bu sonuçlar anket ve suç istatistikleri gibi geleneksel yöntemlerle tespit edilen oranlarla da kıyaslanarak daha net verilere ulaşılmasını sağlıyor.

Uyuşturucu kullananlar bu alışkanlıkları konusunda her zaman açık davranmaz. Bu nedenle kanalizasyondan elde edilen veriler belli bir bölgedeki uyuşturucu aktivitesi bakımından hükümete, polise ve araştırmacılara olayın gerçek boyutu ile ilgili daha iyi bir fikir verebilir.

Son altı yıldır uyuşturucu kullanımının sayısal veriye dönüştürülmesinde kanalizasyon epidemiyolojisi diğer yöntemlerle uyumlu bir çalışma yürüttü. Bu çalışmanın amacı uyuşturucu kullanan kişileri tespit etmek değil, bir bölgede uyuşturucunun ne kadar yaygın kullanıldığını anlayıp ona uygun kamu sağlığı kampanyaları geliştirmek ve polis kaynakları tahsis etmektir. Ayrıca atık sulardaki uyuşturucu oranı ölçülerek bunun çevreye zararlı hale gelmesini önleyici tedbirler alınır.

İdrar mı, dışkı mı?

Peki bugüne kadarki çalışmalar ne ölçüde işe yaramıştır? Yeni yapılan bir araştırmaya göre, uyuşturucu miktarına ilişkin kanalizasyondan elde edilen veriler, uyuşturucu kullanımını olduğundan daha düşük gösteriyor.

Bu veriler, idrarla vücuttan atılan ve suda çözülen uyuşturucu miktarını temel alıyor. Fakat yeni bulgular, idrardan ziyade dışkıyı incelemenin daha doğru sonuç verdiğini, çünkü bazı uyuşturucuların katı atıklara yapışma eğilimi taşıdığını gösteriyor.

Avrupa’da kanalizasyondaki katı atıklarda bulunan uyuşturucu miktarını inceleyen bazı araştırmalar yapılmıştı. ABD Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki ilk araştırmasında ise Albany’deki kanalizasyon arıtma merkezinde atık su ve çamur örnekleri incelendi.

Uyuşturucu kalıntıları

Bu atıklarda kokain, amfetamin, morfin gibi uyuşturucu kalıntılarının yanı sıra vücuda girdikten sonra başka bir metabolite dönüşen hallerine de bakıldı. Ayrıca kanalizasyona atık bırakan insan sayısını tespit etmek için nikotin ve kafein gibi maddeler de incelendi.

Araştırmacılar, yapılan ölçümlere göre Albany bölgesinde kişi başına kokain tüketim miktarını daha önceki araştırmalarda tespit edilen miktarın dört katı, amfetamini ise altı katı olarak belirledi. Bu miktarlar İspanya, İtalya ve İngiltere’dekinin 3 ila 27 katıydı.

Bu araştırmada ayrıca kanalizasyon atığı arıtma tesislerinde bu uyuşturucu atıklarının sudan ne ölçüde temizlendiğine de bakıldı. Kokain’in yüzde 99’u, kokain metaboliti norkokainin ise sadece yüzde 4’ü temizleniyordu. Metadon gibi bazı uyuşturucularda ise negatif etki görülüyor, yani atık su işlenmesi sırasında bazı bileşimler uyuşturucuya dönüşüyordu.

Çevreye etkileri

Araştırmacılar bu zararlı maddelerin doğal ekolojik sistemleri ne şekilde etkilediğinin henüz bilinmediğini söylüyor. Fakat hayvanlar üzerinde olası etkilerine karşı şimdiden tedbir almak gerektiğini belirtiyor.

ABD’deki bu çalışmanın ortaya çıkardığı gerçek şu ki yeraltı kanalizasyon sistemi düşündüğümüzden çok daha fazla uyuşturucu içeriyor.
The research illustrates a potentially grimy truth: the subterranean world of the sewer may be more infused with drugs than we realised.

Bu makalenin aslını ’da okuyabilirsiniz.

Dergideki diğer makalelere .