BIST 10.159
DOLAR 32,20
EURO 35,09
ALTIN 2.472,01
HABER /  GÜNCEL

Depremden 3.5 yıl sonra yıkıldı

Depremin sarstığı hayatlar filmlere konu olacak türden.. Öyle ki abisini arayanlar bile var. Kimileri de yıllar sonra yıkıldı..

Abone ol

Depremin üzerinden 10 yıl geçti ama geride acı hatıralar, hafızalardan silinmeyecek hikayeler ve pişmanlıklar kaldı.

Türkiye deprem gerçeğini 17 Ağustos'ta gece yarısı öğrendi.. Depremin yol açtığı psikolojik yıkım daha acı oldu.. 

Bu yara kola kolay kapanacak gibi degil.. Onbinlerce insanın öldüğü yıkım ardında trajik saklı hikayeler bıraktı.. İşte o hikayelerden üç tanesini sunuyoruz sizlere..

17 Ağustos depreminde 19 yaşındaki oğlunu kaybedenlerden biri de Emine Cebeci. Enkazdan sağ çıkartılan ama hastanede ölen oğlunun cenazesini 3.5 yıl sonra bulabildi..

Oğlunun mezarını 3.5 yıl aradı.. Geçen süre ömründen ömür götürdü. Bıkmadı usanmadı oğlunu aramaya devam etti. 3.5 yıl sonra bulduğunda o kara günü yeniden yaşadı, acıları bir kez daha tazelendi..

Oğlumun sesini duyuyordum

Cebeci o günleri ve oğlunu nasıl bulduğunu depremin 10 yılında anlatıyor:

"Üç adım attım. Dördüncü adımı atamadım. 45 saniye diyorlar ya bizim binamız ilk 10 saniyede yerle bir oldu.. Çocuğunun sesini duyuyorsun ama bir şey yapamıyorsun. Aciz bir durumdasın.. Yüz üstü düştüğümde elimin altında beton un ufaktı, çimento yoktu.."

Oğlu Serkan'ı sorduğunda askeri hastanede tedavi gördüğü söylendi. Emine cebeci de o hastaneye götürüldü.. Serkan'ın İstanbul GATA'ya sevk edildiği söylendi...

"İstanbul'da 444 tane hastane ve dispanser tek tek aradılar. Malesef İstanbul'da hiçbir hastaneed bulamayınca tekrar geri döndüler.. "

Serkan'dan bir daha haber alınamadı. Emine Cebeci depremden 8 ay sonra ayağına rağmen oğlu için Türkiye yollarına düştü..

Beni yanıttılar

"İlk gene askeriyeden başladım.. Askeriye bana depremden sonra 18 tane kimsesiz gömdüğünü söyledi. O kimsesizlerin ellerinde resimleri olduğunu açıkladılar. O resimlere baktım oğlum yoktu içlerinde."

Babasından kalan sigorta parasıyla oğluun aramaya devam etti. En sonunda kimsesiz 18 mezarın açılması için mahkemeye başvurdu. 3.5 yıl sonra mahkeme açılması için karar verdi.

Mezarların gerekli parayı yedi bin 500 lirayı 3 ay sonra tamamlayabildi. Mezarlar açıldı ve acı gerçekle yüz yüze geldi..

Son mezardan oğlum çıktığı anda bittim

"En son mezardan oğlum çıktı. Beni o kadar yanılttılar ki. Ben o resimlere baktım. Yoktu içlerinde oğlum.. Çıkmayacak diye bekliyordum. Oradan çıkınca şoka girdim. Hep sağ aradım, umutla dolaştım. 3.5 sene umutlarımın bittiği andı..

İnsanlar 17 Ağustos depreminde hep birlikte yaşadılar acılarını. Ben 3.5 yıl sonra yeniden yaşadım.. "

Şimdi 51 yaşında olan Cebeci, depremde sakat kalan Gölcük Engelliler Derneği'nde depremzedeler için yaşıyor..

10 yıldır abisini arıyor

[PAGE]

Abi Hüseyin Bekcan 10 yılda 15 şehir gezdi, 25 bin kilometre yol kat etti. Depremde kaybolan Hasan Bekcan'ı arıyor.. Yaşadığını dair ipuçları bulunan ancak bir türlü bulunamadı..

Hasan Bekcan Adapazarı'nda bir konfeksiyon fabrikasında çalışıyordu. Fabrika ona otel tutmuştu.. O otel yerle bir olmuştu.. Haberi duyan abisi Hüseyin Bekcan enkaza koştu.. ancak bulamadılar onu..

Hastaneler ve morglar arandı ama yoktu.. Kayıp ilanları bastılar. Yaşadığına dair işaret Düzce'den geldi..

Elindeki resme baktığında böyle bir hastanın ilk gün kendilerine geldiğini kendisinin 1955 Çorum doğumlu Hasan Bekcan olduğunu söylemiş.. Film çekilmiş hayati tehlikesi yokmuş.. 21 Eylül 1999'da Tekirdağ'da Dr. Tuncay Aybar beyin muayenesine bilinmeyen bir şahıs tarafından tedavi için getirilmiş. Doktor bey bilgisayarına kaydetmiş.. İlk defa yazılı kaydına 33 gün sonra ulaştık..

Son iz o kayıt.. 10 yıldır arıyor ve sürekli ihbar geliyor.. Ancak her umutlu adım hüsranla noktalanmış..

Abi Hüseyin Bekcan acısını şu sözlerle dile getiriyor:

"Bir şekilde geçmişim var. Kan bağımız var. Bu acı çok büyük bir acı. Aklıma geldikçe yemek yerken boğazımdan ekmek geçmiyor.."

 İmar başkan yardımcı pişman ama

[PAGE]

Kocaeli Belediyesi'nde İmardan sorumlu Başkan yardımcılığı yapan Harita Yüksek Mühendisi İlyas Şeker depremde iki kızını kaybetti..

Yaşadığı bu yıkım Şeker'in imar düzenlemelerinde daha dikkatli ve seçici hale getirmiş.. İmar düzenlemelerinde aynı hataya düşmemek için katı kurallar uygulanıyor..

Kocaeli'de Aşağı Yuvacık'ta oturdukları 4 katlı bina fay hattı üzenine inşa edilmiş.. Depremde yerle bir olan binanın enkazında eşi ve kızıyla birlikte kalmış..

Eşi ve kendisi enkazdan kurtulmuş. 7 ve 9 yaşındaki Tuba ve Merve adlı kızları ise enkazdan cansız bedenleri çıkarılmış..

Depremin ne olduğunu bilmiyordum

Şeker adeta günah çıkartıyor. Kendi alesi için iş işten geçti ama sonraki nesillerin kurtulması adına itiraf niteliğinde açıklamalar yapıyor şimdilerde.. İşte Şeker'den ibretlik sözler:

"Çok rahat bir şekilde itiraf edebilirim. Ben Harita Yüksek Mühendisiyim ama depremin ne olduğunu bilmiyordum.. Sadece okumuş ve geçmiştik. Binası yıkılan mal sahiplerini kusurları vardı. Ciddi anlamda aç gözlülük vardı. Üç katlı yere 5 katlı bina yapmanın hesabı yapıldı. 99'dan önce projesini yaptığı binanın nerede olduğunu bilmeyen mimar mühendisler vardı.

Eksiklerden bir tanesini de siyasiler işledi. Bir dahaki seçimi rahat bir şekilde kazanmak kaygısıyla haksız talepleri kabul ettiler.

Eğer kontrollü şekilde yapılacaksa ve tek elden yürütülecekse, yürütülen projelerde toleranslı davranıyoruz. Ama vatandaşın tek başın yapacağı binalarda kat konusunda aşırı derecede cimriyiz.."