Dalgalan Ey Şanlı Bayrak
Ülkemiz olağanüstü bir “gelişme hamlesine” daha sahne oluyor. Bir
fetih ve hükümranlık simgesi olan bayrak, ülke topraklarının her
karesinden görülebilecek zenginlikte çoğalıyor.
Türkiye’nin her yanına Türk Bayrağı dikiliyor!
Sadece topraklarımız değil, denizlerimiz de harika gelişmeden
istifade ediyor. Bostancı açığındaki deniz çakarının üzerine de
kocaman bir Türk bayrağı dalgalanıyor.
Bu “muhteşem” uygulamanın ilk örneği yıllar önce Güneydoğu’da
yaşanmıştı. Gazeteler sevinçli haberi şu başlıkla duyurmuştu:
-Cudi Dağı’nda Türk Bayrağı!
Haritalara baktık, Cudi Türkiye sınırları içinde görünüyordu. Fazla
üzerinde durmadık, bayrak dikildiğine göre Cudi, bir kere daha
bizimdir diye sevindik. Böylece kendi topraklarını fetheden
müstesna bir ülke konumuna yükseldik.
Logosunda “Türkiye Türklerin” gibi birlik-beraberlik(!) sloganı
bulunan Hürriyet gazetesi geçenlerde “En Güzel 10 Bayrak” seçimi
yaptı. Daha önce “En İyi 10 Kokoreççi”, “En İyi 10 İşkembeci” vb.
gibi zor konularda seçimler yapan gazetenin manşetinde yine bayrak
vardı:
-En büyük bayrak askerden…
Selimiye Kışlası önüne dikilen büyük bayrak haberleştirilmişti.
Yüksek direklere çekilen devasa bayraklar bağımsızlık yanında
laikliğin teminatının kim olduğu konusunda bilgiler arzediyor.
En Güzel 10 Bayrak seçimi fikrinin babası olan Hürriyet Genel Yayın
Yönetmeni Ertuğrul Özkök, yakın gelecek için bir müjde verdi:
-En güzel 10 mescit seçimi de yapsak…
Bu seçimler arasındaki açı farkı holdingsel medyanın içinde
bulunduğu zorlukları da yansıtıyor. İnanıyoruz ki, “özgür basın”
bunları da aşacaktır.
Türkiye’ye dikilen Türk bayraklarının mutluk veren artışıyla
birlikte ülkemize yönelen yabancı sermaye akışında da “sevindirici”
artışlar kaydediliyor.
Artık En Büyük 500 Firma sıralamasında “kamu kuruluşu-özel sektör
ayrımı” yerine “yerli sermaye- yabancı sermaye” kıyaslaması
yapılıyor. Burada da görülüyor ki, en büyük 500 firmanın elde
ettiği toplam kârın yarısını yabancı sermayeli 147 firma elde
ediyor.
Türkiye ekonomisinin bel kemiğini oluşturan sanayi kuruluşlarını
yabancı yatırımcılara satmak için iş başında bulunan hükümet büyük
bir özveriyle çalışıyor.
Böylesi gelişmelerde eskiden sadece solcularda bulunan kaygılar,
hayatını paralara yön vererek kazananları da kapsamaya başladı. İş
Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Ziraat Bankası’nın satılmasına
itiraz ediyordu:
-Kriz anında elde bir ulusal bankanın bulunması iyi olur!
İş Bankası müdürünün bu çıkışı bazı münafıklara cesaret verebilir.
Vaktiyle Turgut Özal’ın “köşe dönme” ve “çağ atlama” politikalarına
da karşı çıkmış olanlar şöyle diyebilirler:
-Bayraklar açılıyor, sanayimiz saçılıyor. Böyle giderseniz elimizde
kala kala şimdi açılan bayrakların uzun direkleri kalacak!