BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53

Çocuğum sakar deyip geçmeyin! Bu hastalığa dikkat...

Çocuğum sakar deyip geçmeyin! Bu hastalığa dikkat...

Çocuğunuza sakar deyip geçmeyin! Bazı durumlar sakarlıktan kaynaklanmıyor olabilir. Fizyoterapist Cemile Dalkıran çocuklarda sakarlık olarak bilinen şeylerin duyu bütünleme bozukluğundan olabileceğini söylüyor. Bozukluk, çocuklarınızın gündelik hayatını bile etkiliyor.

Çocuğum sakar deyip geçmeyin! Bu hastalığa dikkat...

Çocuğunuz sürekli düşüyorsa, bu durum 'sakarlıktan' kaynaklanmıyor olabilir. Fizyoterapist Cemile Dalkıran, duyu bütünleme eksikliğinin çoğunlukla gözden kaçtığını söyleyerek, "Bir çocuk sürekli düşüyorsa, ayaklarını çarpıyorsa sakar gözüyle bakılabiliyor. Aslında duyusal açıdan izlendiğinde, bu çocukta birçok duyusal problem gözlemlenebiliyor. Denge koordinasyon sistemi yeteri derecede gelişmediği için, bundan kaynaklanan bir problem yaşıyor ama toplumda sakar gözüyle bakılıyor" dedi.

Çocuğum sakar deyip geçmeyin! Bu hastalığa dikkat...

İnsanların gündelik yaşamlarında çevresi ile etkileşiminde vücudunu etkili biçimde kullanmasını duyu bütünleme ile sağlıyor. Bazı insanlarda var olan duyu bozukluğu ise yaşamlarını olumsuz yönde etkileyerek algılama, öğrenme, denge, özgüven gibi birçok yönden zorluk çekmelerine neden oluyor. Hem çocukluk hem de yetişkinlik döneminde görülen duyu bütünleme bozukluğu tüm yaşam boyunca insanların yaşamını etkiliyor.

Çocuğum sakar deyip geçmeyin! Bu hastalığa dikkat...

Birçok aktivitede problem yaşıyorlar

Dalkıran, duyu bütünlemenin öğrenme davranışlarının temeli olduğu için büyük, yaşanabilecek bozukluğun insanın tüm yaşamını etkileyebileceğini ifade etti. Duyu bütünleme bozukluğu yaşayan çocukların günlük aktivitelerinde birçok problem ile karşılaştığını ifade eden Dalkıran, “Daha çok saç, tırnak kesme, banyo yapma, kalem tutma becerilerine kadar birçok aktivitelerinde problem yaşıyorlar."

Çocuğum sakar deyip geçmeyin! Bu hastalığa dikkat...

"Duyu bütünleme tedavisi ile bunlar aşılmaya başlanıyor. Çocuk günlük yaşama aktif olarak katılıyor. Sadece özel bireylerde değil, tüm bireylerde gözlemlenebilir. Bazı insanlar sarılmaktan hoşlanmaz, bazı çocuklar da sarılmaktan hoşlanmaz. Duyusal açıdan baktığımızda, detaylı değerlendirmeler neticesinde taktil sisteminde bir bozukluk olduğunu gözlemleyebiliriz. Taktil; dokunsal uyaranlara karşı aşırı bir hassasiyeti varsa, çocuk vücuduna herhangi bir şeyin temas etmesinden hoşlanmayacağını için, doğal olarak sarılmaktan da hoşlanmayacaktır” diye konuştu.