BIST 10.046
DOLAR 32,48
EURO 34,75
ALTIN 2.420,04
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

CHP'den demokratikleşme paketine tepki

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, hükümetin hazırladığı ‘demokratikleşme paketi’ni eleştirdi.

Abone ol

Tanrıkulu, "Seçim barajının düşürülmesini içermeyen, tutuklama konusunda yeni bir öneri getirmeyen, ifade özgürlüğü sınırlarını genişletmeyen bir pakete biz nasıl demokratikleşme paketi diyeceğiz." dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında hükümetin hazırladığı ‘demokratikleşme paketini” eleştirdi. Paketin yeni bir öneri getirmediğini savunan Tanrıkulu şunları söyledi: "Seçim barajının düşürülmesini içermeyen, tutuklama konusunda yeni bir öneri getirmeyen, ifade özgürlüğü sınırlarını genişletmeyen, yeni bir Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası yapmayan bir paket demokratikleşme paketi olmaz. Seçim barajı konusunda yeni bir öneri getirmeyen bir pakete biz nasıl demokratikleşme paketi diyeceğiz?"

Demokratikleşme konusunda bir hazırlık yapıldığının ifade edildiğini kaydeden Tanrıkulu, "Bu kadar çok hazırlığa gerek yok. Bu güneşin altında hiçbir şey yeni değil." diye konuştu. CHP'nin yasama çalışmalarını içeren 'Toplumsal barışı demokrasi ile güvence altına almak' adlı kitabı gösteren Tanrıkulu, "Her gün Başbakanlık'ta, sağda solda toplantı yapıyorlar. Bir gün 8 kişi toplanıyor, bir gün 11 kişi toplanıyor. Hiç gerek yok. Bu yayını alsınlar. Yeni bir şey yapmalarına gerek yok. CHP'nin önerdiği yasa tekliflerine destek versinler." önerisini yaptı.

Seçim barajına dikkat çeken Tanrıkulu, "Seçim barajını içermeyen, seçim barajının düşürülmesini içermeyen, tutuklama konusunda yeni bir öneri getirmeyen, ifade özgürlüğü sınırlarını genişletmeyen, yeni bir Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası yapmayan bir paket demokratikleşme paketi olmaz. Seçim barajı konusunda yeni bir öneri getirmeyen bir pakete biz nasıl demokratikleşme paketi diyeceğiz?" diyerek tepki gösterdi.

MECLİS’E OLAĞANÜSTÜ TOPLANMA ÇAĞRISINDA BULUNDU

Meclis'in tutuklama ile ilgili düzenleme yapmak üzere olağanüstü toplanması için çağrıda bulunan Tanrıkulu, şunları söyledi: “Anayasa'ya aykırı olduğu açıkça tespit edilmiş yasa nedeniyle insanlar cezaevinde tutuklu kalacak. Benim buradan çağrımdır. Bu Meclis hiçbir şey için toplanmasa bile tutuklama ile ilgili düzenleme yapmak üzere toplanmalı. Bu düzenlemeyi yapmalı ve ondan sonra tekrar kapanmalıdır. Çünkü Meclis'in bu tutumu nedeniyle insanlar cezaevinde tutulamazlar. Salt bu nedenle de olsa Meclis'in toplanması lazım. Anayasaya aykırı bir biçimde insanların cezaevinde kalmaması için.”

"TUTUKLU GAZETECİLERİN YAPTIKLARI FAALİYET BASIN FAALİYETİDİR"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, CHP Cezaevi Komisyonu'nun hazırladığı rapora ilişkin 'Cezaevlerinde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu hiç kimsenin olmadığını' ifade ettiğini belirten Tanrıkulu, "Hepimiz çok iyi biliyoruz ki yaptıkları faaliyet gazetecilik faaliyetidir. Basın faaliyetidir. Bu nedenle alınmışlardır. Yoksa TMK'nın şu maddesinden yargılanıyor demek kolaycılıktır. Çünkü TMK'daki belirsiz suç tanımları nedeniyle hepimizin, sizlerin de bizlerin de her an terör suçlusu olmamız mümkündür. O nedenle Sayın Bülent Arınç'a önerim şudur; ilk önce Adalet Bakanı'na bir soru önergesi versin. Bu kitapta yazılı bulunan tutukluların hangi cezaevinde olduğunu öğrensin ve kendisi cezaevlerine gitsin, ziyaret etsin ve orada öpülecek çok el var. Birçok gazetecinin eli Sayın Başbakan Yardımcısını bekliyor, öpülmek için." ifadelerini kullandı.

Bir basın mensubunun, 'Times dergisinde tam sayfa bir ilan verildi. Gezi olaylarına vurgu yapılarak Başbakan Erdoğan'a eleştiriler var, nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine Tanrıkulu, “Gerçekten de Sayın Başbakan'ın üslubu, dili ve yaklaşımı rahatsız verici, demokrasiye aykırı. Dünyanın bunu görmüş olması da sevindirici olması gerekir. Başbakan'ın bundan ders çıkarması gerekir." değerlendirmesini yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün katıldığı iftar yemeğindeki gezi olaylarına ilişkin konuşmasında kullandığı dilin teşvik edici bir dil olduğunu belirten Tanrıkulu, "Sayın Başbakan bundan ders çıkarmalı, ancak ders çıkarmadığını görüyoruz ve Başbakan'ın bu ifadelerinden çok kaygı duyuyorum." şeklinde sözlerini tamamladı.