CHP'de gündem 'hainlik'

Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevini bırakarak CHP'den milletvekili seçilen Bülent Kuşoğlu, yeni parti kurulacağı iddiasını yalanladı.

Türkiye Partisi'nin (TP) Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa ederek CHP'nin geçen yıl aralık ayında yapılan 15. Olağanüstü Kurultayı'nda Parti Meclisi'ne (PM) seçilen ve genel seçimlerde de Ankara'dan milletvekili olan Bülent Kuşoğlu, ''Merkez sağdan gelen ve CHP'den milletvekili olan bazı isimlerin partiden ayrılacağı ve yeni parti kurulacağı'' iddialarının, iyi niyetli olmadığını söyledi.

CHP'nin geçen yıl aralık ayındaki olağanüstü kurultayında PM'ye seçilen isimlerden en fazla dikkati çeken ve 12 Haziran'daki seçimlerde de Ankara 1. Bölge 5. sıradan milletvekili olan Bülent Kuşoğlu, açıklamalarda bulundu.  Bu değerlendirmeyi yapanların, 12 Eylül öncesi döneminin siyasi kavramlarını kullandığını ileri süren Kuşoğlu, şunları söyledi:

''Merkez sağdan geldiği iddia edilenler Cumhuriyet değerleri konusunda CHP'den farklı bir görüşe sahip değiller, Atatürk ve sosyal demokrasi konusunda da farklı bir görüşe sahip değiller. Dolayısıyla böyle bir şeyden bahsetmek söz konusu olamaz. Merkez sağdan gelen ve milletvekili seçilenlerin çoğunu tanımıyorum bile. Asıl tartışılması gereken sorunlar. Bunun yerine birbirimizi suçlayıcı tartışmalara girmemiz çok yanlış. Çok saçma şeylerle uğraşıyoruz. Bugün CHP'yi üzen merkez sağ tartışmasından ziyade anayasayı, ekonomiyi ve Türkiye'nin Ortadoğu'da yaşananlara karşı yapacaklarını tartışmamız gerekiyor.''

İKTİDARI İSTEDİK...

Bu seçimlerde iktidarı çok istediklerini ancak olmadığını anlatan Kuşoğlu, şunları kaydetti:

''Seçim öncesi bir iktidar özlemimiz ve coşkumuz vardı. O yüzden oyumuzun yüzde 30, hatta yüzde 40 olmasını istedik. Olmadı, ama yine de oyumuzu artırdık, doğru bir yoldayız. Ayrıca, şunu gördük ki, Türk siyaseti sosyolojik ve psikolojik açılardan ele alınması gereken bir yapı gösteriyor. Diğer yandan Siyasi Partiler Kanunu'nun eksiklikleri dolayısıyla sürekli olarak faul yapan bir siyasete de maruz kaldık. Öte yandan hedefi çok yüksek koymamız da bir yanlış olabilir, bilmiyoruz. Örgütlerin de yeterli çalışmayı yapamadığını gördük, orada da bir eksiklik var. Zaman da bizim için dezavantaj oldu, kısa bir sürede kendimizi, projelerimizi, liderimizi anlatamamış olabiliriz.''