BIST 10.209
DOLAR 32,36
EURO 34,78
ALTIN 2.401,09
HABER /  GÜNCEL

Cemaat soruşturmasında yanıtsız kalan sorular

22 Temmuz'da düzenlenen cemaat operasyonunda gözaltına alınan polis şefi Yurt Atayün'ün sorgu süresi sorulara cevap vermesine yetmedi.

Abone ol

Terörle Mücadele Şubesi'nin eski müdürü Yurt Atayün, emniyette 10 saat süren sorgusunda 108 sayfa ifade verdi ancak ‘Başbakanı hangi yetki ile neden dinlendiniz? Dinlemeleri başka yerlere servis ettiniz mi?’ gibi sorulara cevap vermedi.

Atayün, sorgu süresi bittiği gerekçesiyle adliyeye sevk edildi.

Cemaat bağlantılı olduğu belirtilen polis şeflerinden Yurt Atayün, başsavcının ifadesiyle “herhangi bir delil olmadan” kurgulanan 'Selâm-Tevhid' adlı bir suç örgütünü gerekçe göstererek, kritik bazı isimlerin telefonlarını yasadışı yollardan dinleyip bu bilgileri başka yerlere servis etmekle suçlanıyor.

Atayün ‘Siyasal veya askeri casusluk’, ‘suç uydurma’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etme’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı kaydetme ve resmi belgede sahtecilik’ suçlamalarıyla sorgulandı.

SORUŞTURMA TALİMATINI SAVCI VERDİ

Yurt Atayün, ‘Selam Tevhid örgütü soruşturmasının 2010 yılında değil 2011 yılında başladığını, soruşturma talimatını da sorumlu cumhuriyet savcılarının verdiğini söyledi.

Soruşturma kapsamında bugüne kadar tam olarak kaç kişinin takip edildiğini bilmediğini ifade eden Atayün, soruşturmanın savcısı Adnan Çimen’in basına yaptığı açıklamalardan, dinlenen kişi sayısının 240 olduğunu öğrendiğini belirtti. Yurt Atayün ‘Örgüt hakkında ne bilgilere ulaştınız?’ sorusuna, “Soruşturma Bursa’da Kamile Yazıcıoğlu’nun ifadeleri üzerine başlatıldı. Bursa Emniyeti dosyayı bize gönderdi. Biz de ifade veren Yazıcıoğlu’na ulaştık ve bilgi aldık. Bilgi almamızın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı” diye ifade verdi.

SAVCININ EMRİNİ YERİNE GETİRMEMEK SUÇTUR

‘Soruşturma kapsamında birçok siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve işadamının somut bir delil elde edilerek mi’ dinlendiği yönündeki soruya Atayün tepki gösterdi. Lehine olan evrakların soruşturmada gizlendiğini belirten Atayün, “Benim yasaya aykırı bir işim olmamıştır. Anayasaya göre her kim olursa olsun kanun önünde eşittir. Kimin şüpheli olacağına savcı karar verir. Savcının verdiği görevi yerine getirmemek suçtur. Yasadışı olarak kimseyi dinlediğimiz noktasında bir isnat yoktur” şeklinde cevapladı.

KRİTİK SORULARA CEVAP YOK

Atayün’den soruşturmanın iki önemli konusu olan; başbakanın dinlenmesi ve casusluk iddialarına ilişkin sorulara 10 saat boyunca cevap alınamadı.

Sorulardan biri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji Bakanı Taner Yıldız, eski adalet bakanı Sadullah Ergin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, eski aile ve sosyal politikalar bakanı Fatma Şahin ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in telefonlarının dinlenmesi ile Selam Tevhid örgütü soruşturması arasındaki bağlantının ne olduğuna ilişkindi.

Polisler, eski polis şefine hangi yetki ile bu görüşmelerin dinlenip kayıt altına alındığını sordular. Soru tam olarak şöyleydi:

“Suç soruşturmasıyla ilgisi olmayan görüşmeleri neden tape yaptınız?” Yurt Atayün bu soruya cevap vermedi.

Cevap vermediği bir başka soru ise, ‘MİT Başkanı Hakan Fidan'ın telefon konuşmalarının tape diye bilinen konuşma dökümlerinde neden kendi ismiyle değil de 'Emin' kod adıyla yer aldığıydı. Bu soruya da cevap alınamadı.

Sorguda eski polis şefine, Başbakan ve MİT Müsteşarı gibi isimlerin ulusal güvenliği ilgilendiren bu konuşmalarının başka yerlere servis edilip edilmediği de soruldu.

Aljazeera haberine göre, ifade tutanağında bu soru var ama cevabı yok.

Yurt Atayün, polisteki sorgu süresinin sona ermesinin ardından savcılığa sevkedildi. Ancak dört günlük gözaltı süresi dolduğu için Atayün’ün savcılık ifadesi alınamadı ve Savcı İrfan Fidan, Atayün’ü tutuklanması istemiyle mahkemeye sevketti.

İfade değiştirmek istedi, kamera kayıdının silinmesini talep etti

İfade sırasında ilginç anlar da yaşandı. İfade tutanağına yansıyan bilgilere göre Atayün, bir süre ifadeye ara verildikten sonra “Önceki saatlerde vermiş olduğum ifadede değişiklik yapacağım. Bu nedenle ifademin kayda alındığı önceki kamera görüntüleri silinsin” talebinde bulundu.

SAVCI KABUL ETMEDİ

Atayün’ün talebi Savcı İrfan Fidan’a iletildi. Ancak Savcı Fidan bu talebi kabul etmedi. Bunun üzerine Atayün, “Önceki ifademde geceden uykusuz kaldığım için belirttiğim bazı hususları düzeltmek istiyorum. Görüntülü kayıt alınırken rızam sorulmadı. Kayda izin vermiyorum. İznim dışında yapılacak tüm kayıtlar hukuka aykırı olacaktır “dedi. Bu sözler tutanağa yansıdı.

GAZETECİ AĞZIYLA YAZILMIŞ

Atayün’e sorulan sorulardan biri de bu soruşturmaya dair emniyetteki kayıtların silinmesiyle ilgiliydi. Sorgucu polisler, dosya, soruşturma savcısına iletildikten sonra emniyette dosya ve eklerinin hiçbir suretinin kalmadığını belirterek bunun sebebini sordu. Atayün'ün cevabı şöyle oldu: “Bu soruyla ilgili somut bir belge ortaya konulmamıştır. Bana savcılık teslim tutanağı gösterilmemektedir. Soru içeriği polisiye soruşturma mantığı ile değil gazeteci ağzıyla yazılmıştır.”

ÖZEL HAYAT OLMAZ!

Emniyetin, “Savcılığa teslim edilen dosyada, şüphelilerin özel hayatı ile ilgili görüşmelerin neden tape yapıldığını nasıl açıklarsınız?” sorusuna ise Atayün “Mahkeme kararı ile yapılan dinlemelerde özel hayatın gizliliği söz konusu olmaz. Özel hayatın gizliliği takibi şikayete bağlı bir suçtur. Benim görev yaptığım zaman içinde şüphelilerin hiçbirinin özel hayatının gizliliği ihlal edilmemiştir. Suçlamayı kabul etmiyorum” diye cevap verdi.