BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19

Büyümede 70 ya da 72 kuralı

Türkiye’de 2005 yılı sonu itibari ile milli gelirin arttığı ve buna bağlı olarak kişi başına düşen yıllık ortalama milli gelirin ise bu yıl 5.000 doları aşacağı hesaplanıyor.


İster nominal, ister satın alma gücü paritesi ile olsun, milli gelir artışı kuşkusuz ki olumlu bir gelişmedir.


Milli gelir artışı – sağlıklı bir büyüme dinamiğine dayanarak gerçekleştiği takdirde, kalıcı olabilir.


Ancak Türkiye’de büyüme dinamiklerine baktığımızda, rakamsal büyümenin geçen yıl ortalama %50 oranında aşırı değerlenmiş olan YTL nedeniyle sabit seyreden döviz fiyatlarından kaynaklandığı görülmektedir.


Esas olan uzun vadeli, bu tür kur yanılsatmalarından arınmış, büyüme olmalıdır.


Uzun vadede büyüme temel olarak 2 biçimde gerçekleşir. Ya kaynakların miktarını arttırırsınız ya da niteliklerini (verimlilikleri) arttırırsınız. Kaynakların verimliliğini arttırırsanız kalıcı bir büyüme trendini yakalamanız çok daha rahat olur.


Peki, milli gelirimiz ne zaman ve nasıl büyüyerek örneğin 2 katına çıkar? İktisatta bunun bir kuralı var mıdır?


Cevabı, evet vardır olacaktır.


Bu kural iktisatta 70 (ya da 72) kuralı olarak da anılır.


70 (ya da 72) rakamını büyüme oranına bölün, çıkan sonuç – yaklaşık olarak gelirin ikiye katlanması için gerekli yıl sayısını verir.


Milli gelirin, dolayısı ile kişi başına milli gelir artışının gerçekleşmesinin ön koşulu büyümenin sürmesidir.


İktisat’ta 70 (ya da 72) kuralı denilen yaklaşım, bir değişkenin 2 katına çıkması için geçecek (yaklaşık) süreyi hesaplamak için değişkenin (yüzde büyüme oranının) 70 (ya da 72)’e bölünmesini öngörür.


Örneğin %5’lik bir yıllık büyüme hızı ile yaşam standartları yaklaşık 14 – 15 yılda, 2 katına çıkar. Diğer bir ifade ile 60 yıllık bir ömürde ortalama yaşam standardı 4 katına çıkar.


Onun için milli gelirin dağılımı, dengesiz ve adaletsiz kişi başına gelir gibi meselelerle birlikte, anlamamız ve unutmamamız gereken bir husus da, yaşam standartlarını yükselten asıl kuvvetin ekonomik büyüme olduğunu gözden uzak tutmamamızdır.


Büyüme sürdüğü müddetçe, milli gelir arttırılabilecektir.


Bir ileri, bir geri, iniş – çıkışlar yaşayan büyüme oranları, milli gelirin artışını da yavaşlatır, hatta bazen geriletebilir.


İktisatta her şeyin soyut olduğu, matematik öngörülerin gerçekçi olamayacağı, ekonominin sosyal – siyasal hatta psikolojik faktörlerden dahi etkilendiği yolundaki yaygın kanaatin yanı sıra, işte böyle 70 (ya da 72) kuralı gibi iktisat kuralları da var.

İlginç değil mi?