BIST 10.159
DOLAR 32,18
EURO 35,04
ALTIN 2.469,38
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Bülent Arınç cezaevlerini ziyaret etsin!

CHP'li Tanrıkulu, Arınç'a, "Cezaevlerini Gitsin, Ziyaret Etsin ve Orada Öpülecek Çok El Var" dedi.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, hükümetin hazırladığı "demokratikleşme paketi"ne ilişkin, "Seçim barajının düşürülmesini içermeyen, tutuklama konusunda yeni bir öneri getirmeyen, ifade özgürlüğü sınırlarını genişletmeyen, yeni bir Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası yapmayan bir paket demokratikleşme paketi olmaz. seçim barajı konusunda yeni bir öneri getirmeyen bir pakete biz nasıl demokratikleşme paketi diyeceğiz" dedi.

Tanrıkulu, "Sayın Bülent Arınç'a önerim şudur; ilk önce Adalet Bakanı'na bir soru önergesi versin. Bu kitapta yazılı bulunan tutukluların hangi cezaevinde olduğunu öğrensin ve kendisi cezaevlerini gitsin, ziyaret etsin ve orada öpülecek çok el var. Birçok gazetecinin eli Sayın Başbakan Yardımcısını bekliyor, öpülmek için" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, hükümetin hazırladığı "demokratikleşme paketi"ne ilişkin, "Seçim barajının düşürülmesini içermeyen, tutuklama konusunda yeni bir öneri getirmeyen, ifade özgürlüğü sınırlarını genişletmeyen, yeni bir Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası yapmayan bir paket demokratikleşme paketi olmaz. seçim barajı konusunda yeni bir öneri getirmeyen bir pakete biz nasıl demokratikleşme paketi diyeceğiz" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, TBMM'de "demokratikleşme" konusunda bir basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmada güvenlik güçlerinin çok sabırlı davrandığını ifade ettiğini belirten Tanrıkulu, "Bu ifadeyi çok kaygı verici buluyorum. Sabırlı dediği güvenlik güçlerinin Gezi olayları sırasında sebep olduğu yaşam hakkı ihlali 5'tir. Birisi polis memurudur. 11 yurttaşımız gözlerini yitirmiştir. Yüzlerce insanımız da ağır derecede yaralanmıştır. Güvenlik güçleri acaba sabırlı olmasaydı ne olacaktı?" diye sordu.

BAŞBAKAN'IN TEŞVİK EDİCİ DİLİ NEDENİYLE DE ÖLÜM OLAYI DEVAM ETMEKTEDİR

Son 3 haftada AİHM'nin Türkiye ile ilgili 3 önemli karar verdiğini kaydeden Tanrıkulu, "Sayın Başbakan'ı bu kararları okumaya davet ediyorum. Çünkü kendi döneminde olmuştur. ve halen de orantısız gücü ve yaşam hakkı ihlallerini teşvik edici bir dil kullanmaktadır. Sayın Başbakan bu dilden ve bu üsluptan vazgeçmelidir. Kendisinin kullandığı dil nedeniyle cesaret vermektedir, yaşam hakkı ihlallerine cesaret vermektedir. 2003 yılından itibaren gözaltı ve cezaevlerinde yani bu iktidar döneminde ölen yurttaş sayısı 274'tür, yine bu dönemde 121 faili meçhul cinayet olmuştur, güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı sonucun da 388 kişi yaşamını yitirmiştir, 2003 ile 2011 yılları arasında. Böyle vahim bir tablo vardır. Bu tabloya rağmen halen güvenlik güçleri gerekli tedbirleri almamaktadır ve Başbakan'ın teşvik edici dili nedeniyle de ölüm olayı devam etmektedir" diye konuştu.

BİRÇOK GAZETECİNİN ELİ SAYIN BAŞBAKAN YARDIMCISINI BEKLİYOR, ÖPÜLMEK İÇİN

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, CHP Cezaevi Komisyonu'nun hazırladığı rapora ilişkin "cezaevlerinde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu hiç kimsenin olmadığı"nı ifade ettiğini belirten Tanrıkulu, "Hepimiz çok iyi biliyoruz ki yaptıkları faaliyet gazetecilik faaliyetidir. Basın faaliyetidir. Bu nedenle alınmışlardır. Yoksa TMK'nın şu maddesinden yargılanıyor demek kolaycılıktır. Çünkü TMK'daki belirsiz suç tanımları nedeniyle hepimizin, sizlerin de bizlerin de her an "terör' suçlusu olmamız mümkündür. O nedenle Sayın Bülent Arınç'a önerim şudur; ilk önce Adalet Bakanı'na bir soru önergesi versin. Bu kitapta yazılı bulunan tutukluların hangi cezaevinde olduğunu öğrensin ve kendisi cezaevlerini gitsin, ziyaret etsin ve orada öpülecek çok el var. Birçok gazetecinin eli Sayın Başbakan Yardımcısını bekliyor, öpülmek için" dedi.

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

Demokratikleşme konusunda bir hazırlık yapıldığının ifade edildiğini kaydeden Tanrıkulu, "Bu kadar çok hazırlığa gerek yok. Bu güneşin altında hiçbir şey yeni değil" diye konuştu.

CHP'nin yasama çalışmalarını içeren "Toplumsal barışı demokrasi ile güvence altına almak" adlı kitabı gösteren Tanrıkulu, "Her gün Başbakanlık'ta, sağda solda toplantı yapıyorlar. Bir gün 8 kişi toplanıyor, bir gün 11 kişi toplanıyor. Hiç gerek yok. Bu yayını alsınlar. Yeni bir şey yapmalarına gerek yok. CHP'nin önerdiği yasa tekliflerine destek versinler" önerisini yaptı.

SEÇİM BARAJI KONUSUNDA YENİ BİR ÖNERİ GETİRMEYEN BİR PAKETE BİZ NASIL DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ DİYECEĞİZ

Seçim barajına dikkat çeken Tanrıkulu, "Seçim barajını içermeyen, seçim barajının düşürülmesini içermeyen, tutuklama konusunda yeni bir öneri getirmeyen, ifade özgürlüğü sınırlarını genişletmeyen, yeni bir Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası yapmayan bir paket demokratikleşme paketi olmaz. seçim barajı konusunda yeni bir öneri getirmeyen bir pakete biz nasıl demokratikleşme paketi diyeceğiz" diyerek tepkisini dile getirdi.

MECLİS'İN OLAĞANÜSTÜ TOPLANMASINI İSTEDİ

Meclis'in tutuklama ile ilgili düzenleme yapmak üzere olağanüstü toplanması için çağrıda bulunan Tanrıkulu, şöyle dedi:

"Anayasaya aykırı olduğu açıkça tespit edilmiş yasa nedeniyle insanlar cezaevinde tutuklu kalacak. Benim buradan çağrımdır. Bu Meclis hiçbir şey için toplanmasa bile tutuklama ile ilgili düzenleme yapmak üzere toplanmalı. Bu düzenlemeyi yapmalı ve ondan sonra tekrar kapanmalıdır. Çünkü Meclis'in bu tutumu nedeniyle insanlar cezaevinde tutulamazlar. Salt bu nedenle de olsa Meclis'in toplanması lazım. Anayasaya aykırı bir biçimde insanların cezaevinde kalmaması için."

Başbakan'ın Gezi olayları devam ederken "gözdağı" verdiğini iddia eden Tanrıkulu, "İşadamlarını, iş çevrelerini tehdit etmişti. Şimdi onun sonuçları ortaya çıkıyor. Başbakan'ın sözlerini talimat olarak algılayan güvenlik birimleri baskınlar düzenliyorlar" diye konuştu.

Bir basın mensubunun, "Times dergisinde tam sayfa bir ilan verildi. Gezi olaylarına vurgu yapılarak Başbakan Erdoğan'a eleştiriler var, nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Tanrıkulu, "Gerçekten de Sayın Başbakan'ın üslubu, dili ve yaklaşımı rahatsız verici, demokrasiye aykırı. Dünyanın bunu görmüş olması da sevindirici olması gerekir. Başbakan'ın bundan ders çıkarması gerekir" yanıtını verdi.