BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70

Bu (Ergenekon) Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam!

Türkiye siyasi tarihinin en önemli davalarından biri olan Ergenekon, geçtiğimiz günlerde neticelendi. Bu dava sürecinde çeşitli adaletsizlikler ve hukuksuzluklar yaşandığı iddia ediliyor.Bu iddialar doğruysa, önümüzdeki dönemde iç hukukta devam edecek ola

Türkiye siyasi tarihinin en önemli davalarından biri olan Ergenekon, geçtiğimiz günlerde neticelendi.

Bu dava sürecinde çeşitli adaletsizlikler ve hukuksuzluklar yaşandığı iddia ediliyor.

Bu iddialar doğruysa, önümüzdeki dönemde iç hukukta devam edecek olan temyiz aşamalarında, iç hukukta yollar tükendiğinde ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde gerçek açığa çıkacaktır.

Fakat şimdi, öncelikle "sevinme hakkımızı" kullanmanın zamanıdır.

 

* * *

 

Türkiye'de ilk defa, demokrasiyi, iç barışı ve huzuru katleden "darbecilik" geleneğinin mahkum edilmesi karşısında, bırakın rahatça bir sevinelim.

Şimdiye kadar siyasetin Olimpos dağında yaşayan "dokunulmazlara" bu sefer dokunabildiğimiz için, bir zamanlar "sözlerinin üstüne söz olmayan" Paşaları, sonucu ne olursa olsun yargılayabildiğimiz için sevinelim.

Askerlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin itibarlarını dert edinenlerin itirazlarını, amiyane tabirle "takmıyorum" açıkçası.

Çünkü bu isimler yaptıklarıyla, ettikleriyle, zamanında aldıkları siyasi pozisyonları itibariyle zaten halk nezdindeki itibarlarını kendi elleriyle sıfırlamışlardı.

Mahkemenin yaptığı sadece onların bu itibarsızlık hallerini tescil etmek ve kayıtlara geçirmek oldu.

 

* * *

 

Ergenekon davası sonuçlarına sevinirken, elbette zafer sarhoşluğu içinde artık hukuk ve demokrasi dışı aktörlerden tamamen arınmış tertemiz bir Türkiye'de yaşıyoruz sanrısına da kapılmamak lazım.

Ergenekon davasındaki mahkumiyetler ile, derin devlet denen canavar alt edilmiş olmadı. Belki sadece tırnakları kesilmiş oldu.

Ergenekon bir son değil, elleri temiz bir Türkiye için başlangıç olmalı.

Batı'dakiler için "derin devlet" diye adlandırılan yapının, yıllar boyunca Doğu'da devletin kendisi olduğunu unutmadan, bu yıllar içinde işlenen "fail-i malum meçhuller" aydınlığa kavuşturulmadan, bu fiilleri işleyenler ve emirleriyle işletenler mahkum edilmeden vesayet cerahati tam anlamıyla temizlenmiş olmayacak.

Herşeyden önce, sadece darbe teşebbüsünde bulunanlar değil, bizzat fiili darbe suçunu işleyen Kenan Evren gibiler de mahkum edilmeden vicdanlar rahatlamayacak.

Ergenekon ile darbeciliği mahkum ettik ama, halen 12 Eylül darbesinin ruhunu taşıyan bir anayasa ile yönetiliyoruz.

Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarımız, halen aynı 12 Eylül zihniyetinin izlerini taşıyor.

Seçim barajının yüksekliği, Meclis'te farklı seslerin temsilini engellemeye devam ediyor.

Eski Türkiye'nin dokunulmazlarına dokunulurken, bir yandan yeni Türkiye de kendi dokunulmazlarını üretiyor.

Kısacası, daha kâmil bir demokrasiye ulaşmak için almamız gereken yol halen uzun.

 

* * *

 

Bu ülkede sadece tellaklar değişir, ama hamam eski taslarıyla eski hamam olarak kalmaya devam ederse...

Siyasilerin söylemlerinde kullandıkları kelimeler değişir, ama halkın bir kısmı hep "öteki" olarak kalmaya devam ederse...

Ekranlardan halkın bir kısmına parmak sallayan, onları azarlayan, sindirmeye çalışan kişiler apoletli değil de sivil olursa...

Demokrasimizde sadece vitrin değişmiş demektir.

Oysa devlet yapımızda kozmetik değişimler değil, genetik değişimler lazım.

Aksi halde makyaj ilk yağmurda akar ve "Yeni Türkiye" de çabucak eskimeye başlar.

İşte o yüzden, "Bu (Ergenekon) daha başlangıç, mücadeleye devam!"