BIST 10.083
DOLAR 32,43
EURO 34,84
ALTIN 2.432,68
HABER /  GÜNCEL

Blair rahat, Baykal endişeli!

İngiltere Başbakanı Blair'in "Ek protokol Rum kesimini tanımak anlamına gelmez" sözleri Baykal'ı kesmedi. CHP lideri bu konuda endişelerini ağır sözlerle ifade etti.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara Anlaşması'nın ek protokolünün imzalanmaması gerektiğini ileri sürerek, hükümetin imzalaması durumunda TBMM'nin onaylamamasını istedi. Baykal, Ek protokolün imzalanmasının Türkiye'nin KKTC'ye fiilen ambargo uygulaması anlamına geleceğine dikkati çekti. Baykal, partisinin olağan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı öncesinde bir açıklama yaptı. Ankara Anlaşması'nın ek protokolünün imzalanması sürecini değerlendiren Baykal, ek protokolün imzalanmasının Avrupa Birliği (AB) sürecinde izlenen hatalı politikalara bir halka eklenmesi anlamına geleceğini kaydetti. AB ile Türkiye arasında kurulan ilişkinin doğal gereği olarak böyle bir protokolün imzalanması zorunluluğunun söz konusu olmadığını ifade eden Baykal, şöyle devam etti: ''Böyle bir protokolün derhal imzalanması baskısının Türkiye'ye yöneltilmesinin altında, Türkiye'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanımasını sağlama amacı yatmaktadır. Bir yandan Türkiye'nin derhal Gümrük Birliği Anlaşması'nın kapsamı içine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni alması isteniyor, öte yandan 'Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilişkilerinizi normalleştirmelisiniz' deniliyor. Bizim hükümetimiz de 'Evet bunu yapacağız' diye resmi bir kararı açıklamış bulunuyor. 17 Aralık zirvesinde ek protokolün imzalanmasının bir ön şart olarak kabul edilmesi hatalar zincirinin başlangıcını oluşturmaktadır.'' Baykal, hükümetin bir süreden beri bu konuda atılacak adımın Kıbrıs sorununa vereceği zararı görmeye ve çare aramaya başladığını savundu. Hükümetin ''Protokolü imzalarım, ama bu protokolü imzalamanın güney Kıbrıs Rum yönetimini Kıbrıs olarak tanımak anlamına gelmediğine ilişkin rezerv koyarım'' düşüncesine sahip olduğunu ifade eden Baykal, ''Ama Ankara Anlaşması'nı genişleten Güney Kıbrıs Yönetimi'ni kapsam içine alan protokol metnini böyle bir rezerv, şerh koyma imkanını sağlayamadığı görülmektedir'' diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İngiltere Başbakanı Blair ile görüşmelerinin ardından yaptığı açıklamaya değinen Baykal, ''Başbakan, yapılacak deklarasyonun çok yumuşak bir deklarasyon olacağını ifade etmiştir. Yani bu trafikte tam bu önemli sorunun ele alındığı noktada dikkati çekmektedir. Yani Türk hükümetinin yapmayı düşündüğü deklarasyon konusunda da bir güvensizlik, rahatsızlık ve tedirginliğin bulunduğu anlaşılmaktadır'' dedi. ''KKTC'YE AMBARGO ANLAMINA GELİR'' Baykal, ek protokolün imzalanmasının çok önemli hukuki ve ekonomik sonuçları olacağına dikkati çekerek, protokolün yürürlüğe girmesi halinde Türkiye'nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetim ile ticari ilişkilerinde onlara çok önemli avantajlar sağlayacak bir uygulama içine gireceğini savundu. Baykal, protokolün yürürlüğe girmesiyle KKTC'den Türkiye'ye yapılacak ihracatta yüzde 16 vergi alınırken, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne ''sıfır vergi'' uygulanacağını ifade etti. Baykal, ''Bu anlaşma ile KKTC, güney Kıbrıs Rum yönetimi karşısında cezalandırılmaktadır. Türkiye tarafından da KKTC'ye yönelik ticari ve ekonomik bir ambargo, abluka uygulanmaya başlanacaktır'' dedi. Şimdiden KKTC'deki bazı firmaların Türkiye'ye yönelik ticareti faaliyetlerini sürdürebilmek için Güney Kıbrıs Yönetimi'ne teslim olmaya başladıklarını öne süren Baykal, ''Yani KKTC daha şimdiden güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ekonomik olarak sömürgesi haline dönüşmeye başlamıştır. Ve bu dönüşümde tek kapı olan Türkiye'nin bu kapıyı KKTC'ye kapayarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne açması çok belirleyici bir rol oynamaktadır'' diye konuştu. ''SERT OLSA NE OLUR?'' Ek protokolün imzalanmasının ve kapsamına Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin dahil edilmesinin, ''Türkiye'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni meşru bir Kıbrıs devleti olarak kabul etmesi anlamına geleceğini'' iddia eden Baykal, şöyle konuştu: ''Bu durumda yapılacak olan deklarasyon yumuşatılmış değil, sert olsa ne olur? Serti de yumuşağı da bir. Siz Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıma anlamına gelecek doğrultuda bir adım atıyorsunuz. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tanınması Türkiye'nin Kıbrıs davasının uluslararası hukuki zeminini kaybetmesi anlamına gelir. Bu belge imzalanmamalıdır. Göz göre göre bu kadar vahim sonuçlar doğuracak bir belgeyi imzalamanın tarihi sorumluluğu vardır. Bu tehlikeleri, bu olumsuzlukları niçin göze alıyoruz? AB'ye tam üyelik olanağını elde edeceğimizi düşünerek... Tam üyelik konusunda en azından 15 yıllık büyük sıkıntılarla dolu, her an kesintilere maruz kalabilecek bir sürecin başında Türkiye 40 yıllık Kıbrıs davasında bu kadar önemli bir ödünü vererek yola çıkarsa bu bizi korkarım ne AB'ye tam üyeliğe götürür, ne de Akdeniz'deki Türkiye'nin etkin siyasi konumunu sürdürme şansını tanır. Hükümet imzalamamalıdır, hükümet imzalarsa Meclis onaylamamalıdır. Başbakan'ın bu konuda çelişkiler içinde olduğunu görüyorum.'' ''Türkiye'nin Kıbrıs konusunda ödün vereceğini, ancak AB'ye tam üyelik ödününü alamayacağını'' ileri süren Baykal, tam bir açmazın içinde bulunulduğunu, hükümetin tarihi bir hatanın içine girmiş olacağını savundu. Baykal, ''Bugün alelacele Türkiye'ye tam üyelik konusunda hiçbir somut ciddi gelişme olmadan attırılacak imzanın ve yumuşatılacak olan deklarasyonun verilen ödünü pekiştirmekten başka hiçbir sonuç vermeyeceği açıktır. Hükümetin bu hatalı, basiretsiz tutumunu kınıyoruz. Kıbrıs davasına çok ciddi zarar verecek olan bu emrivakilere boyun eğen, teslim olmuş anlayışını kınıyoruz'' dedi. Ek protokolün imzalanması durumunda TBMM'nin olağanüstü toplanması için girişimde bulunup bulunmayacaklarının sorulması üzerine de CHP Genel Başkanı Baykal, gelişmeleri izleyerek, zamanlama konusunda müdahalede bulunacaklarını söyledi.