Beykoz’da 30 yıl sonra
Her yaştan Beykozlunun “Ceyhun Kaptan” diye hitap ettiği 67
yaşındaki Ceyhun Çakmak’ı yarış öncesi heyecan basmıştı. Onun milli
kürekçi olduğu dönemlerde “stres” kelimesi hayatımıza
girmediğinden, o sadece “yarış heyecanını” biliyordu. Ceyhun
Kaptan, teknede oturduğu gibi dimdik duruyordu. Hafif bir mazereti
vardı:
-Bu yıl hastalandım, 20 gün Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde yattım.
O yüzden iyi antrenman yapamadım.
Ceyhun Kaptan’ın heyecanın bir benzeri de Beykoz Belediye Başkanı
Muharrem Ergül’deydi. Böylesi görev yerlerine gelmeden yıllar önce
Beykoz’da kaybolan kürek yarışlarını hayal etmişti:
-Eğer bir gün önüme böyle fırsat çıkarsa bu yarışları yeniden bu
sulara getirmeye kendi kendime söz vermiştim.
İşte şimdi kendine karşı verdiği sözü gerçekleştirmenin mutluluğunu
yaşıyordu.
Belediye’nin organize ettiği Beykoz Deniz Oyunları’na dört takım
katılıyordu. Beykoz Belediyespor, Sarıyer Belediyespor, Denizcilik
İşletmeleri Spor Kulübü ve Deniz Kuvvetleri Gücü’nün kürek ekipleri
tekneleriyle birlikte Beykoz sahilinde yerlerini almışlardı.
Futalar Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası önünden çıkış yapıyorlar,
Beykoz Belediyesi Sosyal Tesisleri Beytaş’ın önünde bitiş çizgisine
varıyorlardı.
İlk yarış tek çifte erkekler kategorisinde yapılıyordu. Hakem
motorunun hareketlenmesinden yarışın başladığı anlaşılıyordu.
Dört tekne çıkış yapmıştı. Fakat bitiş çizgisinde üç tekne
görünüyordu. Başkan Ergül, kulübünün antrenörü (Ceyhun Kaptan’ın
oğlu) Can Çakmak’a merakla sordu:
-Bizim kürekçiye ne oldu?
-Bir şanssızlık oldu Başkan, çıkışta dirsek kırıldı!
Eski kürekçiler kendi aralarında bu “geleneksel kadersizliği”
yorumluyorlardı:
-30 sene önce de bizim başımıza böyle şeyler geliyordu.
Parasız kulüp olduğumuzdan, eski tekneleri onarıp yarışırdık. Zaman
akıp gitti ama kadersizliğimiz olduğu yerde duruyor.
-Boş ver, yarışlar yapılıyor ya!
İkinci yarışta Beykoz’un iki çifte gençler ekibi bitiş çizgisini 1.
olarak geçtiğinde yüzler gülmeye başlıyordu.
Gençler, kıdemliler, bayanlar sırayla suya inip yarıştıktan sonra
karaya çıkıyorlardı. Günün en fazla ilgi çeken etkinliği ise emekli
sporcuların kürek çekecekleri yarışa gelmişti. Ceyhun Kaptan 40
yaşındaki oğlu Can ile yarışıyordu.
Ceyhun Kaptan yine çıktığı gibi hiç temposunu düşürmeden bitiş
çizgisine gelmişti. Yarış sırasında, arkadaşlarının “by-passlı”,
“anjiyolu” yürekleri ağızlarına geliyordu:
-Yahu bu adamı bırakın artık, arkadaşımızı tekne üzerinde
öldüreceksiniz bir gün!
-O ancak yarışamazsa ölür!
Tartışma bittiğinde Ceyhun Çakmak’ın elinde birincilik kupası
vardı, boynuna da madalyası takılmıştı. Göğsünde üzerinde ise 1957
yılında Fransa’da takılan rozeti yer alıyordu. Bu onun ilk
uluslararası nişanıydı.
Kürek yarışlarını gençlerin yüzme yarışı takip etti. Arkasından da
Yağlı Direk Üzerinde Yürüme Yarışları yapıldı. Yarışmacıların direk
üzerindeki gayretleri bütün vücutlarının kalın gres yağıyla
kaplanmasına neden olmuştu. Sporcular toplu halde arzularını şöyle
dile getiriyorlardı:
-Başkan bi-ziii hamama götürrrr!
Deniz Oyunları’nın teknik alt yapısındaki küçük eksiklikler, bir
dahaki yıla giderilme sözü ile tatlıya bağlanırken Kürek
Federasyonu Başkanı Remzi Tan, mikrofona geliyordu:
-Yıllar sonra Beykoz’da kürek yarışlarının yapıldığını görmek bizi
tarifsiz derece mutlu ediyor. Gelecek yıllarda daha kapsamlı
katılımlarla bu şenliğin gelişmesi için elimizden geleni
yapacağız.
Beykoz yıllar sonra yüzünü yeniden denize dönmenin huzuru
içindeydi.