BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,08
ALTIN 2.528,18

Benim bir hayalim var!

CHP’nde Genel Başkan değişimi sonrasında sular durulmuyor. Üstelik yerel seçime sayılı günler kalmışken. 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun yenilgisiyle, yenilikçi İmamoğlugiller nasıl da hayallere kapılmıştı oysaki...

Değişim olacaktı.

Şeffaflık ve liyakat esas alınacaktı.

Mezhepçilik son bulacaktı.

Ekrem İmamoğlu İstanbul’da, Özgür Özel Ankara’da siyasal gücü bir araya toplayacaktı. CHP’de güçlerin birleşmesiyle bir denge oluşturacaktı. Bu inanç doğrultusunda ilerlenemedi. Umutlar tükenmeye başladı.
Çünkü gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapmış olduğu ittifak, almış olduğu karar onu dar ağacına götürdü. CHP'nin sağa kayma korkusu sardı partiyi. Durumun böyle olmadığını ispat etmek adına HDP ile şimdiki DEM Partiyle yürüttüğü kapalı devre görüşmeleri, açık temaslar halinde gerçekleştiriyor. CHP'nin bu şekilde özüne döneceği iddiası sadece bir söylem olarak gündemdeki yerini koruyor.

CHP günlük parti içi iktidar mücadeleleri, ülkeyi yönetme hevesinin önüne geçti. CHP siyasi sistemin yol haritasını ve bütün ayarlarını bozdu. Devre dışı kalan siyasi denge yerine yenisi yapılamadı.

Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu eşkenar üçgeni ortaya çıktı. Yerel ve Merkez siyasetin dengeleri farklı işlemeye başladı.
Kaotik ortam beraberinde başarısızlığı getirdi. Getirmeye de devam ediyor.

Belediye başkan adaylarının seçimi, CHP'nin hep konuştuğu demokratik teamüllere göre ilerlemedi. CHP makam katında, danışmanlar katında büyük depremler yaşandı. Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarının görevine son verildi. Bu ayıklama operasyonu; İmamoğlu’nun liderlik alanını genişletme ve uzun vadeli teminat altına alma stratejisi olarak okunabilir.

Ayrıca;

2028 Cumhurbaşkanlığı seçim ön hazırlığı çalışması ve manevra kabiliyeti geliştirme çabasının yansıması olarak görülebilir.

Yerel dengeler üzerinden bakılırsa;
Partilerde her zaman isimlere dayalı tartışmalar yaşanmaktadır. Siyasi açıdan bakıldığın da olağan... Ama CHP'nin iç dengelerini alt üst edecek kadar sıklıkta yaşanan olaylar anormallikler içermekte. Bu anormallikleri besleyende, verilen ve tutulmayan sözlerdir. Koltuk için verilen maddi desteğin karşılında koltuklarını elde edemeyenler haklı bir serzenişle seslerini yükseltmektedir.

Bütün bunların yanında bir de CHP'nin çeyrek asırdır iktidarını kaybetmiş olması,

Yerel iktidar olarak görülen, il ve ilçelerde de Kılıçdaroğlu’nu destekleyen başkanların lav edilmesi,

Bunun yana sıra siyasi ve ekonomik ranta yapışık yaşayan hayata dair kısa vadeli beklentisi olanların çöküntüye uğraması,

Bu yaşananlara bütünsel bakıldığında partililerin isyan etmesi şaşırtıcı olmasa gerek.

Partisinden istifa eden, CHP’de marka bir isim Gürsel Tekin dikkate alınmalıdır.

CHP’de genel başkan olmak için yarışan üç isim ve bu isimlerin siyasi rant beklentisi;

Ekrem İmamoğlu için 31 Mart'ı garantileyip, 5 yıllık siyasi kalkınma planını hayata geçirmek,

Özgür Özel; 31 Mart ile 1 Nisan arasında sıkışıp kalmanın sendromunu aşamamakta, genel başkan değil de parti sözcüsü olma halinden sıyrılamamaktadır.

Bunun sonucu olarak ta CHP’nin en kısa süreli genel başkanı olarak siyasi literatürde ki yerini görmektedir.

Kemal Kılıçdaroğlu ve muhalifler 1 Nisan sabahına göre pozisyon almanın planlarını yapmaktalar.
Benim bir hayalim var demenin tam da zamanı…