BIST 9.717
DOLAR 32,52
EURO 34,92
ALTIN 2.441,97
HABER /  GÜNCEL

Baykal'da ana dilde yayın eleştirisi

Deniz Baykal, anadilde yayının devlet eliyle ürütülmesinin ''yanlış'' olduğunu ifade ederek, ''Bu bir başlangıçtır. Ancak müsamere havası içinde yürüyor" diye konuştu.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, anadilde yayının devlet eliyle yürütülmesinin ''yanlış'' olduğunu ifade ederek, ''Bu bir başlangıçtır. Bu konudaki dogmaların kırıldığını ortaya koymak açısından önemi vardır. Ama bunun böyle bir müsamere havası içinde sürdürülmesi doğru değildir'' dedi. Baykal, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, TRT'de başlatılan farklı dil ve lehçelerde yayın uygulamasına yönelik eleştirilerde bulundu. Uygulamanın ''göstermelik ve bir ihtiyaçtan çok, beklentileri yerine getirme anlayışı nedeniyle saygınlığını ve ciddiyetini kaybettiğini'' savunan Baykal, şunları söyledi: ''İlk yanlış bu işe devleti karıştırmaktan geliyor. Devletin görevi, kendi toplumunu oluşturan alt grupların kimliklerini, kültürlerini, dillerini yaygınlaştırma çalışmaları yapmak değil. Herkes kendi anadilini öğrenebilir, konuşabilir, o dilde yayın yapabilir. Bu bir haktır, devletin buna izin vermesi gerekir. Ama devlet 'ben sizin için bunu yapacağım' derse bu yanlış olur.'' İsteyen herkesin kendi televizyonunu kurarak RTÜK'ün belirlediği yasal çerçeve içinde yayınını yapabileceğini belirten Baykal, ''Devlet parasını hiçbir etnik grubun ihtiyacı için harcayamaz, ülkenin ortak ihtiyacı için harcayabilir. Bu bir başlangıçtır. Bu konudaki dogmaların kırıldığını ortaya koymak açısından önemi vardır. Ama bunun böyle bir müsamere havası içinde sürdürülmesi doğru değildir'' diye konuştu. ''KURUMLARI İŞGAL ÇABASI SÜRÜYOR'' Türkiye'de ''kurumları işgal çabasının hızla devam ettiğini'' öne süren Baykal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun 26 Ocak 2004 tarihinde gönderilen listeye rağmen hala Sayıştay üyelerinin seçimini yapmadığını anımsattı. Adaylar beğenilmediği için bu işi savsaklamaya yönelik bir tavır sergilendiğini savunan Baykal, tarihi bir sorumluluk altında olduğunu belirttiği komisyon başkanının listenin gereğini yerine getirmesini istedi. Deniz Baykal, komisyon üyesi CHP milletvekillerine de seslenerek, bu konuya her toplantıda gündeme getirmeleri ve takipçisi olmaları gerektiğini kaydetti. Kurumları işgal çabasının bir örneğinin de Kızılay'da yaşandığını iddia eden Deniz Baykal, ''Siyasetin sokulmaması gereken kurumların başında Kızılay geliyor. Kendi içinde politize etmek, siyasallaştırmak ona en büyük zararı vermektir'' dedi. Hükümet'in, Kızılay'ı kendi siyasi şablonuna göre şekillendirme çabası içine girdiğini ileri süren Baykal, bir günde 100 kişinin görevden alındığını ve yerlerine yeni atamalar yapıldığını kaydetti. Kurumun başına hakkında hayali ihracat dosyası bulunan bir kişinin atandığını, ''Kızılay'ın malına el koymaktan daha önce kurumla ilişkisi kesilmiş'' bir başka kişinin de yardımcılığına getirildiğini söyleyen Baykal, ''Kızılay'ın işgal edilmek istenmesinden ıstırap duyuyorum. Üstelik yapılan işlemin hukuki temeli de yok. Perişan bir tablo'' diye konuştu. DUBLE YOL OTOYOLDAN PAHALI Konuşmasında duble yol projesiyle ilgili eleştirilerde de bulunan Baykal, ''Duble yol konusunda Vehbi'nin kerrakesi ortaya çıktı. Duble yolun içyüzü kendini gösterdi hem de DPT'nin hazırladığı raporla gerçek ortaya çıktı'' dedi. Raporda, normal bir otoyolun kilometresinin 1.3 milyon dolar, varolan bir yolun duble yola dönüştürülmesi durumunda ise maliyetin 3.1 milyon dolar olduğunun belirtildiğini anlatan Baykal, aradaki yüksek farkın keşif artışına bağlandığını kaydetti. TBMM gündeminde bulunan ve öğretmenlerin sınıflandırılmasını öngören yasal düzenlemenin çok sakıncalı olduğunu da savunan Baykal, tasarının yasalaşmaması için gerekli mücadeleyi yapacaklarını bildirdi. ''BAŞBAKAN'A ÖNERİM TAHSİLDARLIK'' Ekonomiyle ilgili görüşlerini açıklarken faiz dışı fazla oranının yüksekliğinden şikayetçi olan Baykal, IMF programı uygulasalar bile Türkiye'den başka hiçbir ülkede bu düzeyde yüksek bir oran olmadığını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sık sık kendisine meslek seçtiğini ifade eden Baykal, şunları kaydetti: ''Nasıl bir çocuk ne olacağı sorulduğunda pilot, subay, polis falan derse, Sayın Başbakan da önce subay olmaya hevesleniyor, daha sonra pilotluk, en son da gemi kaptanlığı...Başbakan karar versin ne olacağına. Ama görünen o ki bir kararsızlık içinde. Karar vermekte güçlük çekiyorsa benim kendisine bir önerim olacak, tahsildarlık... Bıraksın, subaylığı, pilotluğu, süvariliği de tahsildarlık yapsın. Zaten yaptığı iş de o...''