BIST 10.320
DOLAR 32,26
EURO 35,07
ALTIN 2.463,75
HABER /  DÜNYA

Başbakan torunu için fidan dikti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "5 Milyon Üniversite Öğrencisi İçin 5 Milyon Fidan Dikimi" töreninde hem kendisi hemde yeni doğan torunu Al...

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "5 Milyon Üniversite Öğrencisi İçin 5 Milyon Fidan Dikimi" töreninde hem kendisi hemde yeni doğan torunu Ali Tahir için fidan dikti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın, Gazi Üniversitesi Gölbaşı Yerleşkesi’ndeki “5 Milyon Üniversite Öğrencisi İçin 5 Milyon Fidan Dikimi” törenine katıldı. Törende bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, aynı anda Van Yüzüncü Yıl, Gaziantep Hasan Kalyoncu, Kırşehir Ahi Evran, Burdur Mehmet Akif Ersoy ve Balıkesir üniversitelerine video konferans yöntemiyle bağlanarak fidan dikimi gerçekleştireceklerini söyledi.
Bugün 81 vilayetteki bütün üniversitelerde bu fidan dikiminin yapılacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin şuanda en büyük birkaç üniversitesinden biri olan Gazi Üniversitesi’nin Gölbaşı Kampüsü’nde bunun gerçekleşmesinin manidar olduğunu ifade etti. Gençlere seslenen Başbakan Erdoğan, bugüne kadar 43 üniversiteyle bu amaçla protokol imzalandığını, diğer üniversitelerle de bu protokollerin imzalanmaya devam edeceğini vurguladı. “İnanıyorum ki tüm yüksek öğretim kurumları ile anlaşmalar sağlayarak geleceğimiz olan gençlerimizi daha yeşille buluşturacak, ağacın, yeşilin tabi ortamının hakim olduğu mekanlarda eğitim görmelerini sağlayacağız” diyen Başbakan Erdoğan, bu projeye temmuzda başladıklarını ve hayata geçirmek için ağaçlandırma sezonunun açılışını beklediklerini kaydetti.

“EŞEK ÖLÜR KALIR SEMERİ, İNSAN ÖLÜR KALIR ESERİ”
Ağaç dikim sezonu içinde 5 milyon üniversite öğrencisi adına 5 milyon ağaç dikeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Bu güzel bu anlamlı projeyi yürüten Orman ve Su İşleri Bakanlığımıza, üniversite idarelerimize ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Ziya Paşa’nın güzel bir beyiti var. ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ Şimdi inşallah bu eserlerle övüneceğiz, lafla değil ve bizim dünyada uluslararası platformlarda yaptığımız ziyaretlerde hep fidan veya ağaç dittirirler. Buraya filanca zaman Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı geldi ve plaketle altına yerleştirirler. Şimdide bütün bu fidanlarla bu üniversiteden filanca genç yetişti, mezun oldu. Neyle teşvik edeceğiz bunu, işte bu fidanlarla” ifadelerini kulandı.

“GRİ BİNALARDAN, GRİ DÜŞÜNCELER DOĞAR”
Bugün dünyanın en iyi üniversitelerinin, bilimsel çalışmalarının yanında mimarisiyle, estetiğiyle, kampüslerinin güzelliğiyle de ön plana çıktığını, cazibesini bu şekilde artırdığını antlını çizen Başbakan Erdoğan, gençlerin yetişmesinde, insanın yetişmesinde, en az dersler ve eğitim kalitesi kadar okul binalarının, kampüslerini, çevrenin estetiğinin de önem arz ettiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, “Gri binalardan, gri düşünceler doğar. Özgür, renkli, estetik, yeşille bezenmiş bir çevreden ise özgür düşünce doğar, nezaketle zarafetle bezenmiş fikirler doğar. Nezaketle, zarafetle özenmiş fikirler doğar” diye konuştu.
Eğitimin bir konsantrasyon ve motivasyon işi olduğunu, öğrencinin başarısı için zihnen, fiziken, dingin olması, sakin bir ortamda, huzurlu bir ortamda bulunması gerektiğini belirten Başbakan Erdoğan, bu nedenle üniversiteleri mümkün olduğunca şehirlerin dışında, geniş alanlarda tabiatla iç içe tasarlamak gerektiğini vurguladı.

“BİLİM ADAMLARI BU ŞEKİLDE YETİŞTİ”
“Biz atalarımızdan sadece binalar, şanlı bir tarih, zengin bir kültür devralmadık aynı zamanda yüksek bir medeniyetin nasıl inşa edileceğini de öğrendik” diyen Başbakan Erdoğan, “Bugün Diyarbakır’dan İstanbul’a, Konya’dan Bursa’ya, Sivas’tan Edirne’ye kadar hangi kadim şehrimize giderseniz gidin orada tarihi eserlerin hemen yanı başında avlu içinde devasa anıt ağaçlara, yüzlerce yıllık çınarlara rastlarsınız Ecdadımız köklü şehirler kurarken, aynı zamanda köklü çınarları da şehirlere nakşetmiştir, camilerimizin avlusu akasyalarla, meşelerle çınarlarla doludur. O dönemin eğitim kurumları olan külliyelerin, medreselerin avlusu bütünüyle ağaçlarla donatılmıştır. O günün öğrencileri kuş cıvıltıları eşliğinde çiçek açmış ağaçları izleyerek, çınarların, ceviz ağaçlarının gölgelerinde serinleyerek eğitim almışlar kendilerini geleceğe böyle hazırlamışlardır. İşte o anlayış tarihe damgasına vuran bir medeniyete kaynaklık etti, işte o anlayış o günün şartlarında bilim ve sanatın merkezi oldu ve nice mimarlar, nice şairler nice bilim adamları bu şekilde yetişti” dedi.

“ANLAYIŞIMIZIN TEMELİNDE İNSAN VARDIR”
Kendilerinin de bugün bu anlayış ve bu şuurla üniversitelerin fiziki altyapısını tasarladıklarını, kampüsleri ağaçlandırdıklarını, yeşille buluşturduklarını, gençlerin ufuklarını açacak, zihinlerini dinlendirecek ortamlar oluşturduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, ’’Bir şehir inşa ederek ülkeyi bayındır hale getirirken, kalkınmayı gerçekleştirirken, sadece binalara, sadece yollara, sadece köprülere ağırlık verirseniz inanın eksik bir çaba içine girerseniz. Bizim şehir anlayışımızın temelinde insan vardır, bizim şehir anlayışımızın temelinde canlı hayatı vardır. Biz de bugün bu anlayışla, bu şuurla hareket ediyor tarihle bugünü buluşturan şehirler imar ediyor, gönüllere sesleniyor, gönülleri kazanmayı hedefleniyoruz. Şehirlerimizi güzelleştirirken, modern şehirler inşa ederken, insanların tabii hayattan kopmamasına, ağaçtan yeşilden ayrılmamasına özen gösteriyoruz. Biz gençliğimize inanıyoruz, biz gençliğimize güveniyoruz, gençlerimizin daha müreffeh bir ülkede yaşamaları için canla başla çalışıyoruz. Bu uğurda gençler, sizlerden hiçbir şeyi esirgemedik, esirgemeyeceğiz. Çünkü gençliğe yapılan her türlü yatırım millete yapılmıştır, geleceğimize yapılmıştır. Gençlerimiz düşünsün, sorgulasın, araştırsın, bilgi neredeyse bulup alabilsin diye her türlü imkanı onlara sunuyoruz. Unutmayın ‘bilim Müslüman’ın yitiğidir. Nerede bulunsa onu alır’” diye konuştu.

“EN AZ YÜZ YILLIK TARİHİ SÜREÇ İÇERİSİNDE EN TALİHLİ GENÇ NESİL İŞTE BUGÜNÜN GENÇ NESLİDİR”
Son yüz yıllık süreçte Türkiye’nin gençliği hep zor zamanlar gördüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gençler zor zamanlarda yaşadı, son derece meşakkatli günlerden geçti. Çok ağır bedeller ödedi. Birinci Dünya Savaşı’nda, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta diğer cephelerde yüz binlerce gencimizi kaybettik. Kalan genç nüfusumuzun bir kısmını İstiklal Savaşı’nda şehit verdik. İkinci Dünya Savaşı yıllarında tek parti dönemlerinde gençlerimiz ülkenin tamamı ile birlikte en ağır yoksulluğu yaşadılar. 1950’li yıllarda gençlerimiz sokaklarda kullanıldılar. Gençler bunları sizler yaşadınız, bilmiyorsunuz onun için lütfen buraları iyi takip edin. Buraları iyi takip edin. Altmışlı yıllar baskıyla geçti. Yetmişlerde gençler ellerine verilen silahlarla maalesef birbirlerini katlettiler, birbirlerine kıydılar. Seksenlerde gençler, yine ağır baskılara, ağır zulümlere şahit oldular. Ardından terör olaylarında, faili meçhullerde, işkencelerde, kamplaşma ve kutuplaştırma girişimlerinde gençlerimiz eziyet çektiler. Bunun yanında gençlerimize dünyanın gelişmiş ülkelerindeki de imkanlar sunulmadı. Eğitimde, sağlıkta, istihdamda özellikle de demokratik hak ve özellikler noktasında gençlerimiz gelişmiş ülke standartlarına kavuşamadı. İşte bizim dedelerimiz, babalarımız, annelerimiz, bizim gençliğimiz mahrumiyet içerisinde, yokluk, yoksulluk içinde ağır baskıların şiddetin kışkırtmaların arasında geçirdik. Bizler, gençliğimizi imkansızlıklar içersinde yaşadık. Şu andaki gençler yaklaşık 100 yıldır gençlerin yaşadığı o ağır sorunları yaşamıyor, o ağır sorunlara maruz kalmıyorlar, yaklaşık 100 yıldır ilk kez gençlerimiz çok önemli imkanlara, çok önemli fırsatlara bundan önce hiç bir gençliğin görmediği haklara ve standartlara kavuşuyorlar. Şunu bütün samimiyetimle ifade ediyor, iddia ediyorum; en az yüz yıllık tarihi süreç içerisinde en talihli genç nesil işte bugünün genç neslidir.”

“OKUMAK İSTEYEN TÜM GENÇLERİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRDIK”
Bugünün genç neslinin büyüklerine nasıl bir hayat yaşadığını öğrenmesini isteyen Başbakan Erdoğan, büyüklerinin yaşadıklarını bugünün gençlerinin kendileri ile kıyas etmesini istedi. Geçmişte ilkokul bile bulmanın zor olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, kendilerini 11 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye’de 346 bin derslik bulunduğunu ve bugün ise 188 bin derslik inşa ettiklerini söyledi. Dünyada internet varken Türkiye’de okullarda internet bulunmadığını anımsatan Başbakan Erdoğan, şu anda her okulda internet bulunduğunu kaydetti. Türkiye’de 76 olan üniversite sayısını göreve geldikleri günden itibarin 81 ilin tamamında olacak şekilde özel ve vakıf toplam 175’e çıkardıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, okumak isteyen gencin önündeki tüm engelleri kaldırdıklarına dikkat çekti.
Türkiye’de üniversite harçlarını kendilerinin kaldırdığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, toplamda 1 milyon 300 bin öğrenciye burs ve kredi verildiğini dile getirdi.

“GEÇMİŞİN BUGÜNDEN KÖTÜ OLMASI BUGÜNLE YETİNECEĞİMİZ ANLAMINA GELMEZ”
“Sadece eğitimde değil, ekonomiden dış politikaya, demokrasiden sosyal hayata kadar Türkiye çok büyük bir değişimden geçti” diyen Başbakan Erdoğan, “Nasıl bir geçmişten geldiğimizi göremeyen gençlerimiz bugün sahip olduklarını yeterince farketmeyebilirler ancak bu bizim için asla bir mazeret değildir. Geçmişin bugünden kötü olması bugünle yetineceğimiz anlamına gelmez. 11 yıldır 76 milyon için ama en çok da geleceğimiz için gençler için çalışıyor, onlar için üretiyor, onlara daha parlak bir gelecek emanet etmenin mücadelesini veriyoruz” dedi.

“KİMİN AKLINA GELİRDİ”
Başbakan Erdoğan, yeni bir Türkiye inşa ettiklerini belirterek, Türkiye’nin artık kendi gemisini, tankını, insansız hava araçlarını, helikopteri ve uyduları kendisinin ürettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, “İşte gençler, asrın projesi Marmaray işte üçüncü köprü, işte yüksek hızlı tren hatları, işte Anadolu’nun dört bir yanındaki bölünmüş yollar. Ulaştırmada Cumhuriyet tarihinin rekorlarının kırıyoruz. Göreve geldiğimde Türkiye’de bölünmüş 6 bin 100 kilometreydi ama biz buna 17 bin kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Şimdi milleti dünyanın bir ucundan diğer ucuna uçuruyoruz. Geldiğimiz de Türkiye’de kaç tane havaalanı vardı biliyor musunuz? 26 tane vardı. Şimdi 52 havaalanı var. İsteyen istediği havaalanına en geç yarım saat ile 45 dakika arasında ulaşma şansına sahip. Daha devam ediyor. Kimin aklına gelirdi, Şırnak’ta Şerafettin Elçi Havalimanı yapılacak ama biz, söz verdik, yaptık. Hakkari’nin Yüksekova’sına havalimanı yapılacak denseydi 10 yıl önce kim inanırdı. İşte buyurun, yıl sonuna kadar inşallah, bütün engellemelere rağmen onu bitirmeye çalışıyoruz ve yıl sonu Hakkari Havalimanı’nı da açmış olacağız. Bütün bunları yaparken tabiata, tarihe, kültürel mirasa dokunmuyoruz. Kalkınırken tarihimizden ve tarihi mirastan uzaklaşmıyoruz. Büyürken özümüze yabancılaşmıyoruz. Yol, köprü, tünel, konut, hastane, okul yaparken tabiatı tahrip etmiyoruz. Bilkent’te dev bir şehir hastanesi yapıyoruz. Aynı şekilde Etlik’te dev bir şehir hastanesi yapıyoruz” şeklinde konuştu.

“BİZ, ÇEVRECİYİZ, KİMSE BİZİMLE ÇEVRECİLİKTE YARIŞAMAZ”
“Biz, çevreciyiz. Kimse bizimle çevrecilikte yarışamaz” diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şu ana kadar 125 adet şehir ormanı kurduk. 2003 yılında 33 olan milli parklarımızı 40’a, 17 olan tabiat parklarımızı 193’e çıkardık ve bu hızla devam ediyor ve bu çabalarımızı devam ettireceğiz. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan turizme kadar her sahada cazip kıldığımız gibi milli parklar, ormanlar, şehir ormanları açısından da inşallah ülkemizi bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Bugün Gazi Üniversitesi’nde başlattığımız 5 milyon öğrenciye 5 milyon öğrenciye ağaç kampanyasını tüm üniversitelerimizde yaygınlaştırarak öğrencilerimizin çok daha sağlıklı, çok daha huzurlu ve çok daha yeşil bir ortamda eğitim görmelerini inşallah sağlayacağız.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarının ardından Van, Gaziantep, Kırşehir, Burdur ve Balıkesir’e video konferans yöntemiyle bağlanarak fidan dikim törenini başladı.

TORUNA FİDAN
Başbakan Erdoğan, konuşmalarının ardından beraberindekilerle birlikte ağaç dikimin yapılacağı alana geldi. Gazi Üniversitesi yerleşkesine iki ifaden diken Başbakan Erdoğan, birine kendi adının yazılı olduğu diğerine ise yeni doğan torunu Ali Tahir’in ismini yazılı olduğu plaketi astı.