BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Barlas'a göre tv yayınları yetersiz

Canan Barlas, D.B. Tercüman'daki köşesinde, Tv'de çıkan popüler ağırlıklı programların AB'deki evrensel değerleri taşımadığını ve yetersiz olduğunu belirtiyor...

Abone ol

Canan Barlas D.B.Tercüman'daki "AB Yolunda Göbek Kültürü" yazısında, Tv'lerde yayınlanan programların sadece popülerizmi barındırdığını, bu yayınların AB ülkeleriyle uymadığını ve evrensel değerlerden yoksun olduğunu şöyle ifade ediyor:


AB YOLUNDA GÖBEK KÜLTÜRÜ

Türkiye kabuk değiştiriyor. Ancak bugünkü popüler kültür pompalamasıyla farklı bir kültürü algılamak nasıl bir sonuç verecek bunu kestiremiyoruz. TV kanallarında evrensel yaşam tarzlarıyla ilgili pek bir şeye rastlanmıyor. Oysa AB üyesi ülkelerin TV'lerinde belgeseller, kültür programları gün saatinde yayınlanıyor.

Canlı yayınlara çıkan vatandaşlara ya özel yaşamları anlattırılıyor, ya da sıkıştırılmış ortamlarda yarışlara sokuluyor. Sosyologlar için çok önemli ipuçları var. Ancak bu bilgilenmenin topluma geri dönüşü açısından pek bir şey yok.

AB kriterleri sadece büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperek ve Batı tarzı cin kıyafetler giyerek oluşmuyor. Anglo Sakson etiği ve terbiyesi, Latin ahlâkı, farklı düzenlemeler getiriyor. Bütün kültürlerin bir arada ve ayrı ayrı özümlenmesi gerekiyor.

Gündüz saatleri yetişkinlerin yetiştiği saatlerdir. Fransız TV'leri bu saatlerde inanılmaz güzel belgesellerle dünyanın dibine kadar ulaşıyor. BBC programlarında bilgi yarışmaları kadar kültür panelleri, tarih programları yer alıyor.

TV'ler aynı zamanda okul ve üniversite gibi. Bizim ulusal kanallar ise en tutucusundan en modernine kadar sadece dans ve göbek var. "Reality show"larda yani gerçek yaşamdan alınan Batı formatlı programlarda interaktif ilişkiler oluşuyor. Ancak burada Türk toplumunun özellikleri ortaya çıkıyor.

Aynı zamanda içine girmek için can attığımız batı toplumlarının değer yargılarını bilmemiz gerekiyor. Burada tek başınalık, kendine güven, kurallara sonuna kadar riayet, sözünde durmak, yalan söylememek gibi kurallar çok sert cezalandırılır.

Amerikan toplumunda sınıfta kopye çekmek yapılmaz. Hoca arkadaştır dosttur. Ayıp olur.

Aynı kurallar bizim toplumumuzda da itibar görür. Ancak bizim toplumumuzda daha önemli olan kadın vücudu üzerine yapılan pazarlıklar, namus davalarıdır.

Bütün kuralların altında bir haysiyet yatar. Ancak önümüzdeki dönemin çeşitliliğini halkımıza öğretmek gerekir. İzlenme rekoru peşinde koşan şimdiki TV kanalları ile bu başarılamaz. Onlar hâlâ göbek kültürünü tüketmek yarışındalar. Tüketim dünyasını programlardan hediye toplamak olarak algılıyorlar.

Farklı yeni dünyayı öğrenmek gerek.

Hiçbir toplumsal maniplasyonda içten olmayan medya bu konuda da kendi çıkarları doğrultusunda gidiyor. Nedense bizdeki basına ve sonradan gelen medyaya hep bu düşüyor. Önceleri gecekondu kültürüne, sonra da medya karteli kültürüne bayrak açtılar.

D.B.TERCÜMAN