"Bağlı baş" serbest piyasa ekonomisi!
Geçen akşam bir yemekte Tayip Erdoğan’nın danışmanı, yazar ve
milletvekili Ömer Çelik “serbest” kelimesinin köken itibarı ile
irdelendiğinde “bağlı baş, özgür olmayan baş” anlamına geldiğini
söylemişti.
Galiba bizdeki piyasa ekonomisinin aktörleri ve kelimeyi bu
anlamıyla yorumluyorlar.
Bu nedenle ülkedeki en büyük aldatmaca serbest(özgür) piyasa
ekonomisi olduğudur. İşin doğrusu da serbest(başı bağlı) piyasa
ekonomisinin olduğudur.
*****
Günlerdir bir banka hakkında yazılan çizilenlere bakın, kim haklı
kim haksız anlayan varsa ortaya çıksın. Bir gurup beş milyar
doların peşkeş çekildiğini savunurken diğer grup da “bu bir
iftiradır” diyor.
Düne kadar “BDDK’nın yetkilerinin gözden geçirilmesi gerekir diyen”
hükümetin sözcüsü ise şimdi de “BDDK doğru çalışıyor” diyor.
Bir de haber kanalları var, gündüzleri genellikle ekonomi ağırlıklı
yayın yapıyorlar.
Değişik kanallarda “bilmem hangi uzman” aynı konuda farklı görüşler
yayıyor. Bir kanalın dediği diğerini tutmuyor. İnsanlar bir oraya
bir buraya ne yapacağını bilemez halde koşuşturuyor. Dolardan çık
borsaya gir, borsadan çık senede gir derken eriyip gidiyor. Eğer bu
ülkedeki herhangi bir insan “bilmem hangi uzmanlar” kadar yanılsa
sokağa çıkamaz hale gelir.
Ama Allah var haksızlık etmeyelim sabah söylediklerinin, akşam
tersi çıktığında inanılmaz gerekçelendirmelerle kendilerine
haklılık, konuya açıklık getiriyorlar:
“Sabah borsada her şey stabil giderken birdenbire bu yaz
sivrisineklerin çoğalacağına dair haberler alınmış, halkımızın
kaşınırken yatırım yapması beklenemeyeceğinden borsa orta vade
kaşıntı beklentilerini satmıştır. Bu olaydan sadece sineksavar ilaç
şirketleri karlı çıkacaktır. Ama gelişmeleri yakından izleyen
Sıtmayla Savaş başkanının ‘durun bakalım hemen acele etmeyin’
demesinin Irak savaşı ile de bağlantılı olabilecek gelişmeleri
haber veriyor.”
*****
Her şey bize özgü ya, dünyada borsa demokrasileri desteklerken
bizde ise tam aksidir.
Borsa ve dolar nedeni ile siyasiler özgürce görüş söyleyemezler.
Söylediklerinde önce borsa, sonra da nedense "yolsuzluklara aşırı
hassas yüce Türk milleti" bozuluyor çünkü...
1999 seçimleri öncesini hatırlayın lütfen... Deniz Baykal muhalefet
partisi genel başkanı olarak her konuştuğunda borsa değer kaybeder
ve herkes, başta "siyah plakalı sivil toplum örgütleri", ve diğer
sivil toplum örgütleri Baykal’a yüklenirdi. Sabancı'da "isdikrar,
isdikrar, isdkraar" diye vaziyet ederdi.
Eeee “yolsuzluklara aşırı duyarlı yüce Türk milleti”de durur
mu?
Baykal’a: “Ne diyorsun sen kardeşim, sana ne yolsuzluktan,
muhalefetten, demokrasiden; konuşup konuşup borsayı düşürüyorsun,
doları yükseltiyorsun” deyip CHP'yi baraj altında bırakıverdi.
Dolayısı ile bizim piyasamız, borsamız ve dövizimiz demokrasiye
ters düşmekte çok "serbesttir"!
Öyle ikide bir konuşmak yok yani.
****
Ben de buradan küçük ama sayısı büyük, açlığa ve susuzluğa dirençli
tasarruf sahibi yurttaşlarımıza -borsayı, dövizi etkilemek istemem
ama- bilgilendirme ve tavsiyede bulunmak istiyorum...
Saddam gidecek, petrol -pardon- demokrasi gelecek. Merak etmeyin
düzen değişiyor, ama kısa, orta ve uzun vadede hayatınız
değişmeyecek. Bence kazandıklarınızı borsa ve dövize yatırıp
çarkların dönmesini sağlamakta "serbestsiniz".