BIST 10.159
DOLAR 32,18
EURO 35,04
ALTIN 2.469,20
HABER /  GÜNCEL

Aydın Yüce Divan'da isyan etti

Eski Bakan Koray Aydın Yüce Divan'da isyan etti. Komisyonda söylediklerini dikkate alınmamasından yakınan Koray Aydın, "Ben adeta duvarlara konuştum" dedi.

Abone ol

Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, TBMM Soruşturma Komisyonu’nda verdiği ifadelerin dikkate alınmadığını savunarak, "Adeta duvara konuştum, söylediklerimi kasten göz önüne almadılar. Aldığım maaşı gösterip, mal beyanının açıklayamadı dediler ve Yüce Divan’a sevk kararı aldılar. Bu, siyasilerin birbirini boğazlaması değil de nedir?" dedi. Koray Aydın’ın, "İhalelerde usulsüzlük yapıldığı ve mal varlığında haksız artış olduğu" iddiasıyla Yüce Divan’da yargılandığı davaya devam edildi. Davanın bugünkü duruşmasına, sanık aydın ile avukatı Bülent Acar ve müdahil avukatları katıldı. Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu, sanık Aydın’ın haksız mal edinme suçlamasıyla ilgili dilekçe vererek açıklamalarda bulunduğunu belirterek, Aydın’a mal beyanıyla ilgili savunma yapması için söz verdi. Sözlü savunma yapan sanık Aydın, TBMM Soruşturma Komisyonu’nun kendi lehine hiçbir araştırma yapmadığını, sadece aleyhte olanları TBMM Genel Kurulu’na gönderdiklerini savundu. Soruşturma Komisyonu’nun, bakanlık yaptığı dönemde mal beyanında artış olmadığını bildiğini söyleyen Aydın, bu nedenle komisyonda, soruşturmanın, bakanlıktan önceki 1995-1999 dönemi arasında yapılması gerektiğinin vurgulandığını ileri sürdü. Bu döneme ait sorgulama yapılırken, "ticaretle uğraşan Koray Aydın’ın TBMM’den aldığı milletvekilliği maaşının hesaplandığını" kaydeden Aydın, "Komisyon siyasi hasımlık duygusuyla hareket etmiştir. Siyasiler bir yer de birbirlerini boğazlıyor" dedi. Sanık Aydın, 1982 yılından bu yana ticaretle uğraştığını, petrol satıcılığı, yap-sat ve inşaat malzemesi işlerinde çalıştığını ifade etti. Aydın, 1995 ve 1999 yıllarında verdiği mal beyanlarını da anlatarak, bakan olmadan önce, Dikmen ve Birlik Mahallesi’nde yaptığı evlerin satışlarından, dolar, mark ve Türk Lirası cinsinden aldığı paraları mal beyanına tek tek yazdığını kaydetti. "ADETA DUVARA KONUŞTUM" Komisyonunun açıklamalarını dikkate almadığını iddia eden Aydın, şu savunmayı yaptı: "Adeta talimat almışlar, hiç oralı olmadılar. Adeta duvara konuştum. Aldığım maaşı gösterip, mal beyanının açıklayamadı dediler ve Yüce Divan’a sevk kararı aldılar. Bu, siyasilerin birbirini boğazlaması değil de nedir? Komisyon bu davranışıyla suç işlemiştir. Kasten, söylediklerimi göz önüne almamıştır. TBMM ve Türk kamuoyu aldatılmıştır. Allah korkusu olan bir insanın bunu nasıl yaptığını anlayabilmiş değilim. Milletvekili sıfatıyla verdiğimi mal beyanımı geriye dönük olarak sorgulamaya çalışıyor. Mal beyanımda hiçbir artış yoktur. Vatandaş Koray Aydın’ın da verilmeyecek hesabı yoktur." Yıllardır ticaretle uğraştığı için maddi gücünün yüksek olduğunu söyleyen Aydın, beyan ettiği mal varlığı ile olması gereken mal varlığı arasında 73 milyar liralık bir fark olduğunu belirtti. Aydın, "Mal beyanımın 73 milyar lira daha fazla olması gerekirdi, Tefe’ye göre hesap yapılmasına rağmen 73 milyar lira fazla çıkıyor. Yani bakanlığım döneminde bu kadar kaybım olmuş, mal varlığımın azalması söz konusudur" dedi. Mal beyanı bildirirken, oğlunun sünnetinde takılan altınları bildirmeye gerek duymadığını da kaydeden Aydın, "Ben Meclis’e mal beyanımı kendi elimle imzalayıp verdim. Hepsi benim 1982’den beri kazandığım helal paralardır" diye konuştu. VİDEO KASET TARTIŞMASI Söz alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya, soruşturma aşamasında yapılan işlemlerin tutanağa bağlanıp imzalanması gerekiyorsa da söz konusu video kayıtlarındaki ifadelerin, diğer ifadelerle teyit edildiğini söyledi. Yalçınkaya, video içeriğini kanıtlayan başka ifadeler de bulunduğunu, kasetle ilgili sahtecilik iddiası bulunmadığını belirterek, ifadelerin imza altına alınmamasının sonuca etkili olmayacağını dile getirdi. Yalçınkaya ayrıca, sanık Aydın’ın yaptığı inşaatların satışlarına ilişkin belgelerin toplanması, satış değerlerinin o dönemle karşılaştırılması için bilirkişi tayin edilmesini istedi. Sanık avukatı Bülent Acar ise daire alımlarında alıcılarla müteahhit arasında bilgi ve belgenin tapu olduğunu, tapunun resmi senet olduğunu belirtti. Acar, Koray Aydın’ın iddialara konu olan 1995-1999 yılları arasında vatandaş olduğunu, bu döneme ilişkin yargılanamayacağını vurgulayarak, "Bu dönemleri yargılayamazsınız, Böyle bir yetkiniz olmadığını tekrarlamak zorundayım. Bireysel savunma ile kamusal savunma arasındaki fark budur. Sade vatandaş Koray Aydın’ı Yüce Divan’da yargılayamazsınız" dedi. "TUTANAK YOK" Sanık avukatı Acar, Tülay Tuğcu’ya, geçen duruşmada verilen ara karar gereği istenen, eski Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban ile danışmanı Sadrettin Dinçer’e ait hazırlık soruşturması ifadelerini içeren video kaydının, tutanak ve deşifrelerinin onaylı örnekleri, deşifre ve tutanak yoksa soruşturmaya yürüten savcıların isimlerinin Yüce Divan’a bildirilip bildirilmediğini sordu. Tuğcu, gelen yazıda, video kaydı ifadelerinin alınması sırasında tutanak bulunmadığının belirtildiğini ifade ederek, hazırlık soruşturmasını yürüten savcıların isimlerinin bildirildiğini kaydetti. Bunun üzerine Acar, bir soruşturmada tutanak tutulmasının zorunlu olduğunu vurgulayarak, "Bir soruşturmadaki tutanağa ilişkin aykırı davranışın yaptırımı nedir? Bir sanık hakkında ifade alınırken tutanağa bağlanmalı denen bir gerekçeli hüküm varken bu nasıl oluyor da geçerli delil oluyormuş" diye sordu. Acar, video kayıtlarının izlenip izlenmemesine Yüce Divan’ın karar vereceğini belirtti. "Kararınız, hukuka aykırı bir işlemin tesis edilmesi veya bu kesin hükümsüzlüğün tespiti şeklinde olacaktır" diyen Acar, Yüksek Mahkeme’nin, dinlemeden vazgeçmesini istedi. ARA KARAR Duruşmaya verilen aranın ardından ara kararı açıklayan Tülay Tuğcu, söz konusu video kayıtları sırasında tutanak tutulmadığı anlaşıldığından izlemeye ilişkin verilen ara karadan vazgeçildiğini bildirdi. Tuğcu, geçen duruşmaya çağrılan ancak katılmayan tanık Ali Yılmaz’ın tekrar çağrılmasına karar verildiğini belirterek, Koray Aydın ile iş yapan müteahhitler ve daire sattığı kişilerden oluşan 8 kişinin daha tanık olarak dinlenilmesine karar verildiğini ifade etti. Duruşma, 10 Şubat’a bırakıldı.