Askerin yeri kışladır!
Önceki gün Türkiye tarihinde örnekleri az sayılmayan bir
siyasi gelişme yaşandı.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı baş başa verip
ülkenin içinde bulunduğu durumu değerlendirdiler!
Toplantıya Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ birer çanta ile geldiler. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
ise arabulucu rolünde olduğu için tarafsız pozisyonda iki
konuğundan daha küçük bir iskemleye oturdu.
Toplantıda neler konuşulduğu açıklanmadı.
Ama Fikri Sağlar’dan umudu kesmeyelim, daha önceki görüşmenin
içeriğini o yazmıştı BirGün gazetesindeki köşesinde…
MUTEDİL KOMUTAN
Eski genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt ile Başbakan Tayyip
Erdoğan Dolmabahçe Sarayı’nda buluşmuşlardı. O randevu sonrasında
Büyükanıt, eski “sert paşa” havasından feragat edip “mutedil” bir
komutan haline gelmişti.
Seçilmiş bir Başbakan ile atamalı mevkilerde bulunan devlet
memurları kafa kafaya verip, “siyasi denge” toplantıları
yapıyorlar.
Bu görüşmeler, buluşmalar nedense hiç kimseye tuhaf
gelmiyor.
En başta da TBMM’de bulunan muhalefet partilerine…
Başbakan ülkenin gündemine ilişkin bir denge toplantısı
yapacak ise bunun muhatabı doğal olarak parlamento içindeki siyasi
partiler olmalıdır.
Ama onlar oldukları yerde kuzu gibi oturup, askerlerin
arkasında tek sıra hizaya geçiyorlar.
Askerler iktidar partisinden mevzi elde ederlerse o müstahkem
mevkii gönül rahatlığı içinde dolduracaklarını umuyorlar.
Böyle demokrasi dünyanın -hadi vazgeçtik Avrupa’nın hangi-
ülkesinde vardır?
2002’de iktidara gelmiş bir siyasi parti 2010 yılında hala
askerlerle siyasi alan konusunda pazarlık yapıyor, yapmak zorunda
kalıyor.
Askerlerin siyasetin göbeğinde ne işleri var?
Bunun gayet açık bir yanıtı bulunuyor:
-Ne zaman yoklardı ki?
SİYASET ORDUYA İYİ GELMEZ
Siyasete bu kadar bulaşan bir ordunun muharebe yeteneği acaba
ne hale geliyordur?
Çünkü her ikisi farklılık arz eden alanlardır.
Şöyle bir geriye dönüp bakınca ortada “iyi” hatırlanacak
örnekler bulunmuyor.
Yunanistan’da Albaylar Cuntası iktidardaydı. İç politikada
giderek sıkışıyorlardı, 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ta Makarios’u
devirip dikkatleri dışa çekmek istediler.
Sadece 5 gün sonra hayatları ters döndü. Türk Ordusu 20
Temmuz’da Kıbrıs’a çıktı. Yunanistan’da Albaylar Cuntası bütün
itibarıyla birlikte iktidarı da kaybetti.
Bizim Ordu’da Mart 1971’de Muhtıra ile Hükümet devirmişti.
1973’te yapılan seçimlerden sonra kışlasına çekilmişti. Siyaset
dolu günlerin faturası Kıbrıs Savaşı’nda kesildi. Hava
Kuvvetleri’ne ait jetler, Deniz Kuvvetleri’nin Kocatepe
destroyerini bombalayarak batırdı. 54 denizci hayatını
kaybetti.
Benzer bir durum Arjantin Cuntası’nın başına geldi. Ülkede
öldürülecek solcu kalmayınca, Cunta, 1982’de İngiltere’ye ait olan
Falkland Adaları’na çıkarma yaptı. Kısa süren savaş sonunda
Arjantin ordusu rezil oldu. Hem Falkland Adalarını alamadılar, hem
de iktidarlarını kaybettiler.
Örneklerde açıkça görülüyor ki, siyasete bulaşmış orduların
askeri yetenekleri azalıyor. Tarihten ders çıkartmak gerek. Onun
için aklı başında olan herkes aynı şeyi düşünüyor:
-Askerin yeri kışladır!