BIST 10.736
DOLAR 32,20
EURO 35,04
ALTIN 2.529,45

Askerin yeri kışladır!

 Önceki gün Türkiye tarihinde örnekleri az sayılmayan bir siyasi gelişme yaşandı.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı baş başa verip ülkenin içinde bulunduğu durumu değerlendirdiler!
Toplantıya Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ birer çanta ile geldiler. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise arabulucu rolünde olduğu için tarafsız pozisyonda iki konuğundan daha küçük bir iskemleye oturdu.
Toplantıda neler konuşulduğu açıklanmadı.
Ama Fikri Sağlar’dan umudu kesmeyelim, daha önceki görüşmenin içeriğini o yazmıştı BirGün gazetesindeki köşesinde…
 
MUTEDİL KOMUTAN
 
Eski genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt ile Başbakan Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Sarayı’nda buluşmuşlardı. O randevu sonrasında Büyükanıt, eski “sert paşa” havasından feragat edip “mutedil” bir komutan haline gelmişti.
Seçilmiş bir Başbakan ile atamalı mevkilerde bulunan devlet memurları kafa kafaya verip, “siyasi denge” toplantıları yapıyorlar.
Bu görüşmeler, buluşmalar nedense hiç kimseye tuhaf gelmiyor.
En başta da TBMM’de bulunan muhalefet partilerine…
Başbakan ülkenin gündemine ilişkin bir denge toplantısı yapacak ise bunun muhatabı doğal olarak parlamento içindeki siyasi partiler olmalıdır.
Ama onlar oldukları yerde kuzu gibi oturup, askerlerin arkasında tek sıra hizaya geçiyorlar.
Askerler iktidar partisinden mevzi elde ederlerse o müstahkem mevkii gönül rahatlığı içinde dolduracaklarını umuyorlar.
Böyle demokrasi dünyanın -hadi vazgeçtik Avrupa’nın hangi- ülkesinde vardır?
2002’de iktidara gelmiş bir siyasi parti 2010 yılında hala askerlerle siyasi alan konusunda pazarlık yapıyor, yapmak zorunda kalıyor.
Askerlerin siyasetin göbeğinde ne işleri var?
Bunun gayet açık bir yanıtı bulunuyor:
-Ne zaman yoklardı ki?
 
 
SİYASET ORDUYA İYİ GELMEZ
 
Siyasete bu kadar bulaşan bir ordunun muharebe yeteneği acaba ne hale geliyordur?
Çünkü her ikisi farklılık arz eden alanlardır.
Şöyle bir geriye dönüp bakınca ortada “iyi” hatırlanacak örnekler bulunmuyor.
Yunanistan’da Albaylar Cuntası iktidardaydı. İç politikada giderek sıkışıyorlardı, 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ta Makarios’u devirip dikkatleri dışa çekmek istediler.
Sadece 5 gün sonra hayatları ters döndü. Türk Ordusu 20 Temmuz’da Kıbrıs’a çıktı. Yunanistan’da Albaylar Cuntası bütün itibarıyla birlikte iktidarı da kaybetti.
Bizim Ordu’da Mart 1971’de Muhtıra ile Hükümet devirmişti. 1973’te yapılan seçimlerden sonra kışlasına çekilmişti. Siyaset dolu günlerin faturası Kıbrıs Savaşı’nda kesildi. Hava Kuvvetleri’ne ait jetler, Deniz Kuvvetleri’nin Kocatepe destroyerini bombalayarak batırdı. 54 denizci hayatını kaybetti.
Benzer bir durum Arjantin Cuntası’nın başına geldi. Ülkede öldürülecek solcu kalmayınca, Cunta, 1982’de İngiltere’ye ait olan Falkland Adaları’na çıkarma yaptı. Kısa süren savaş sonunda Arjantin ordusu rezil oldu. Hem Falkland Adalarını alamadılar, hem de iktidarlarını kaybettiler.
Örneklerde açıkça görülüyor ki, siyasete bulaşmış orduların askeri yetenekleri azalıyor. Tarihten ders çıkartmak gerek. Onun için aklı başında olan herkes aynı şeyi düşünüyor:
-Askerin yeri kışladır!