BIST 9.132
DOLAR 34,23
EURO 37,65
ALTIN 2.876,75

Artık şişeden cin çıkmıyor cinin babası şeytan çıkıyor

Toplumsal şiddet her geçen gün artıyor.

Ekonomik ve sosyal stres şiddete etki eden etkenlerin başında geliyor.


Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlikler, bireylerde stres ve öfkeye neden oluyor.


Kontrol edilemeyen, baş edilemeyen bu duygular şiddeti tetikliyor.


Yasal sistemdeki eksiklikler ve cezaların caydırıcı olmaması, hukuk sistemindeki boşluklar, eğitim eksikliği unsurları şiddetin yayılmasında etkili oluyor.


Ülkemizde şiddet tırmanışa geçmiş durumda ve önlenemiyor. İnsanların birbirine olan sabır ve tahammüllerinin son derece azaldığı gözlemleniyor.

En küçük bahanelerle başlayan yumruk yumruğa, sonu ölümle biten kavgalar...

Her gün darp edilen kiracılar, dövülen doktorlar, hastanelik olan öğretmenler, birbirini sokak ortasında kurşunlayan insanlar, öldürülen kadınlar, hayvanlara şiddet uygulayanlara dair haberler var.

Şiddetin tetikleyicileri arasında Medyanın rolü yadsınamaz.

Şiddeti istemeyen ve şiddete karşı olan medya,

Bir taraftan da şiddeti teşvik eden ve şiddeti olağan gösteren medya, içerikleriyle de bunun kabul edilebilir bir davranış algısının algılanmasına yol açıyor.

Şiddetin sürekli olarak gündemde olması, medyanın ve sosyal medyanın buna çanak tutması bazı bireylerin ve ülkelerin bu davranışları model almasına sebep oluyor.

Şiddetin psikolojik nedenleri;

Ego, madde kullanımı, çocukluk travmaları, stres ve kaygı, kontrol ve güç arzusu, empati eksikliğidir.

Yaşanan savaş eylemlerine karşı duyulan üzüntü ve öfke, toplumsal düşmanlık ve nefrette şiddet duygusunu besliyor.

Şiddet artık siyasetin ve politikacılarında gündeminde. MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın İzzet Ulvi YÖNTER konuyla ilgili “Toplumsal ve bireysel şiddet için seferberlik ruhu hayata geçirilmelidir. Şiddete savaş açılmalıdır. Gelecek nesillere nasıl bir ülkeyi miras bırakacağız. Akıl dolu, ahlak dolu, adaletli ve vicdanlı maziye sahip bir millet olarak bu selin önünü Allah’ın izniyle keseceğiz bunu başaracağız” dedi

Şiddetin önü bir an evvel kesilmelidir.

Yunus Emre Geçti, polis Şeyda Yılmaz’ı şehit etti.

Silahını aldığı polis Kürşat Hakkı Sarıtepe’yi sağ elinden ve sol kalçasından yaraladı,

Annesi Pınar Geçti’yi ise sağ topuğundan ve sağ baldırından vurdu.

Anne Pınar Geçti, cinayet sonrasında oğlu Yunus Emre’yi defalarca ihbar ve şikâyet ettiğini söyledi.

“26 suçtan kaydı varsa niye devlet bunu götürmedi? Niye düne kadar elini kolunu salladı? O kadar devlete yalvardım, karakollara gittim. Bu çocuk madde bağımlısı, bu çocuk madde satıyor, bu çocuk madde kullanıyor. Bunların hepsini söyledim. Çocuğumun yerini söyledim, buldurdum” dedi.

İşte bu suç makinasına, canavara duyarsız kalındı.

Polis Şeyda Yılmaz’ı kafasından vurarak şehit etti.

Toplumdaki şiddet sadece yetişkinlerle sınırlı değil çocuklarda da boy gösteriyor.

2023 yılı güvenlik birimlerinde çocuk istatistiklerine göre 242 bin 875’i mağdur olarak,

178 bin 834’ü suça sürüklenme sebebiyle olmak üzere 537 bin 583 çocuk suçun öznesi ya da mağduru olmak zorunda kaldı.

21 Ağustos’tan bu yana kaybolan Narin’de şiddetin en büyük en acımasız haliyle ortadan kaldırıldı, öldürüldü. Narin’in bugün 40’ı çıktı ama hala katillerden haber çıkmadı.

Şiddetin her türüne; kanunla, hukukla, cezaların uygulanabilir olmasıyla karşı duruş sergilenmelidir.