BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99

Anketlerden Çıkan Ne?

Türkiye Sosyal Etütler Vakfının raporu sanırsam  İngiliz BBC kanalının tüm dünyaya bir gün öncesinde haber servisi yapmasından kaynaklı olsa gerek, bütün gazetelerde kendince önemli görülen yanları ön plana çıkarılarak yayınlandı.  

Zaten biz kendi değerlendirmelerimizden çok başkalarının bizi değerlendirmesine hep daha çok önem vermişizdir.

Yani yurdumuzda bir çok gazetede yer alan bir haber Times yada benzeri bir yayın organında çıkınca, ülkemizde olan biten şeylere bir başka gözle bakar oluruz.

Bu raporda da çeşitli kesimlerden bir çok insanla yapılan araştırmalar sonrasında herkesimden gazeteler kendi hassasiyetleri doğrultusunda "bakın bizim söylediğimiz doğruymuş" u teyit etmeye uğraştılar.

 Rapor aslında dünyada 2001 yılından sora yani Amerika'ya yönelik saldırıların yapılmasından sonra oluşan kutuplaşmanın ürünü. Çünkü dünya basında çıkan haberlerin ülkemizin doğuda mı? batıda mı? olduğunun simgesi oluyor, batılının gözünde yerimiz belli ediyor.

Birde bizim yaşadığımız var tabi.


Ülkemizde AKP iktidarı ile sembolleşen, türban ve köktenci  hareketlerle sembolleşen, radikal İslam hareketlerinin ise içeride  dışarıdan göründüğünden çok farklı.

Çünkü bizde tarikat- ticaret-siyaset birbirine girmiş bir durumdur. Yani bu günkü AKP iktidarının kökeninde tüccar mantığıyla hareket eden rant merkezli siyasi bir refleksten öteye gitmez çünkü.

Neden mi? Araştırmanın  sonuçlarından biride "türban kullanan" sayısındaki azalma. Akp iktidarını oluşturan siyasi İslam burjuvazisi diyebileceğimiz bir kesimden oluşuyor. Bu insanlar siyasi islamın "ezilen türbanlı kadın" sembolünü ile iktidara geldi, ekonomik refahlarının daha da artmasıyla yaşam algılayışını da değiştirdi.

Yani mazlum edebiyatıyla iktidara gelenler iktidarın nimetleriyle gevşeyip tarzlarını değiştirdiler ve beraberinde başlarına örttükleri şeyleri de değiştirdiler.


Zamanın mazlumları şimdi Armaniler, Pier Kadrinler  İtalyan modasının bütün eşarp markalarını takip eder oldular. Güneye inip islami tarzda hizmet veren otelleri , Avrupaları gören üst tabaka neye uğradığını şaşırdı.


Şimdi anketlere yansıyan yumuşama baş açma eğilimleri tamda bu şımaran zengin tüccar İslamcı tarikatçı çevrenin sayılara yansıması.


Diğer taraftan yine artış hızını kesmeyen yoksul kesimlerin tek tutanağı ise yine "yoksulluğun dini".


Yani değişen yine yeni bir şey yok.


 "adalet" "paylaşım" diyenler İtalyan modasını takip ediyorlar har vurup harman   savuruyorlar. Yoksullar açlık yolsuzluk tablosunda gün geçtikçe daha da yoksullaşıp türbanlarına sarılıyorlar.


Aslında bütün kamuoyu  araştırmalarında çıkan, çıkması gereken budur daha fazlası değil.


Yoksuları ne cumhurbaşkanlığı ne başka bir şey ilgilendiriyor. Çünkü anketlerden "umutsuz  bir sabır" çıkıyor Türk –Kürt, doğulu –batılı, İslamcı- laik  ayrımları değil.


Yoksulluğun vardığı safha daha İtalyan modasını takip eden sömürücülerin varlığını fark edecek düzeyde değil daha.


Şimdi daha çok dişlerini sıkıp "ya sabır" diyorlar. Peki "ya sabır, ya sabır" nereye kadar?


dan alınmıştır.