Bankacılık Kanunu: Etik İlkeler, Madde 75 – “Bankalar ile
bunların mensupları; bu Kanuna, … yönetimde adalet,
doğruluk, dürüstlük ve sosyal sorumluluğu esas almaya yönelik etik
ilkelere uymakla yükümlüdürler …”
T.C. Ziraat Bankası Amiral Gemisidir. Her kuruluşa örnek teşkil
eden dünya ölçeğinde bir bankadır. Şanlı ve temiz geçmişini,
itibarını ve dürüstlüğünü herkes kabul eder. Aksini söyleyenlere
ilk biz itiraz ederiz. Yanlış yönetim kararları ile bankanın
itibarını zedelemeye ise kimsenin hakkı yoktur. Tüm yönetimler
gibi, banka yönetimin de asli görevlerinden biri personelinin
“hak ve hukuku” korumaktır. Kendi personeli ile
uğraşan yönetimlerin başarılı olduğunu tarih yazmamıştır. Fakat,
bugün görüyoruz ki, gelinen son noktada kurumun personeli kendisini
banka yönetiminden korumaya ve entrikalardan sıyrılmaya çabalıyor.
Emekli edilecek personelin kaygı düzeyinin yüksek olduğunu
biliyoruz. Bir an önce banka Genel Müdürü empatik süreç
kurarak personelinin yasal hakkı olan kıdem tazminatları ile ilgili
açıklama yapmalıdır.
Kurumun keyfi yönetilmesine, Ak Parti’nin
“şeffaflık” ilkesine aykırı davranıldığı,
Başbakanın İş Kanunu ve İş Güvenliği konusundaki hassasiyetinin
bilinmesine rağmen ilgili kanunları çiğner halde kararlar alındığı
ve banka yönetiminin Türkiye’nin değişim ve demokratikleşme
sürecine ayak uyduramadığı, hak yendiği noktalarda eleştirilerde
bulunmak bizlerin insani sorumluluğudur.
Önümüzdeki hafta yapılacak Yönetim Kurulu toplantısında, Yönetim
Kurulu bir araya gelmişten, Genel Müdür Hüseyin Aydın’a tavsiyem,
Türkiye Bankalar Birliği’nin Bankacılık Etik Kurallarını okusunlar
ve etik sorumluluklarını tekrar bir hatırlasınlar. Belki de, Halk
Bankası’ndan gelirken kimlerin kıdem tazminatı aldığını personele
açıklamak isterler. Böylelikle, şeffaf yönetim gereği, kimlerin
parmağında bal olduğunu, tüm personel öğrenmiş olur. Zaten,
önümüzdeki süreçte biz açıklayacağız.
Bir de, Yönetim Kurulu, şu emekliliğe zorladıkları insanları hangi
kriterlere göre seçtiklerini de açıklasınlar. Doğrusu tüm banka bu
konuda merak içinde. Engelli personeli de taşraya gitmeye
zorladıkları duyumları geldi “Ya ayrıl git, ya da
taşraya” demişler. Hem de emeklileri bile dolmadan. Eğer
ki, bu doğru ise, banka yönetimi insanlık suçu işliyor. Performansı
beğenilmeyen insanların “değersizliğini” neye göre
belirlediler? Ölçüt neydi? Bankayı gençleştirmekse hedefleri, neden
Halk Bankası ve farklı yerlerden emekli olmuş bir yığın insan
açıktan atama ile Şubeler dahil her birime oturtuldu? Maaşları
neden gizli? Ve hangi unvanlarla getirildiler? Ziraat Bankasının bu
işleri yapabilecek yetişmiş personeli yok muydu? Emekli
edilecekleri seçerken, bankada 30-35 yıllık personele neden öncelik
verilmedi?
“Bu bankanın personelini istemiyorum.” dediniz mi,
Sayın Aydın? Dediyseniz, bu bankanın personelinin neyini
beğenmediniz? Unutmayın ki, hayatları ile oynadığınız insanların
büyük bir kısmı Ak Parti seçmeni. Başbakan Erdoğan’a büyük sevgi ve
saygı içinde olan insanlar, bugün hükümet sizi bankanın başına
atadıysa, şu anki mevki ve makamınızı beğenmediğiniz o insanlara
borçlusunuz. Bu mu sizin hükümete bağlılığınız? Ak Parti ile
sorunlarınız, bu partiden milletvekili aday adayı olan insanları
işten çıkarmakla zaten ortaya çıkmıştı, fakat bu kadar kitlesel bir
“temizlik” yapılacağını kimse düşünmemişti
açıkçası.
Bölgelere çağırarak, kapalı kapılar ardında tehdit ve baskılarla
değil, dürüstçe çıkın ve insanlara, onları bu kurumda neden
istemediğinizi yazılı olarak verin. Size bir tavsiye, doğru olun,
dürüst olun, personelinizi kandırmaktan vazgeçin. Kanunlara saygılı
olun ve garibanın bedduasını almayın.
Siz yanlış davrandıkça ben yazacağım. Personele tavsiyem: Hangi
kriterlere istinaden emekliliğe veya tayine zorlandığınızı yazılı
olarak isteyin, Bilgi Edinme Kanuna başvurun, cevap alamazsanız,
Başbakanlık BEDK’na şikayet edin. Zorla alınan dilekçeler,
personelin serbest iradesini yansıtmaz. Bir an önce kendinize iyi
bir iş hukuku avukatı bulun.