Yeni kabinenin sevilenleri, sevilmeyenleri...

Kabine açıklandığı andan itibaren AK Parti tabanının düşüncelerini merak edip sosyal medyaya göz attım.Memnun olanlar da var, şikayet edenler de...

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Başbakan Ahmet Davutoğlu 64. Hükümet'in bakanlar kurulunu oluşturdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayından sonra yeni kabine açıklandı.

Yeni kabinede tecrübeli isimlerin eski makamlarına oturmaları dikkat çekiyor.

Yeni isimler ise tam sürpriz oldu.

Kabine açıklandığı andan itibaren AK Parti tabanının düşüncelerini merak edip sosyal medyaya göz attım.

Memnun olanlar da var, şikayet edenler de...

Geri dönüşü sevinçle karşılanan isimlerin başında hiç kuşkusuz "Efsane" olarak bilinen Binali Yıldırım var. Geçmişte Türkiye'nin ulaşım projelerinee büyük katkısı olan bakan olduğu için imrenilecek derecede çok seviliyor.

Türkiye'nin önümüzdeki 4 yıllık dönemde Binali Yıldırım ile ulaştırmada çağ atlayacağından kimsenin şüphesi yok.

Paralel Yapı ile mücadelede bırakın elini, gövdesini taşın altına koyan Bekir Bozdağ'ın yeniden Adalet Bakanı olması, Fethullah Gülen ve çetesinin en nefret ettiği adam olarak nam salan Efkan Ala'nın İçişleri Bakanlığı görevine dönmesi de büyük bir memnuniyetle karşılandı diyebilirim.

Yukarıda Binali Yıldırım ile ilgili yazdıklarım Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık için de geçerli. Kocaeli'de diğer partilere oy verenlerin bile sevgi ve saygısını hakeden Işık'ın bıraktığı yerden devam edecek olması çok olumlu bulundu.

Süleyman Soylu AK Parti'deki kısa mazisine rağmen pek çok görevde bulundu. Ar-Ge, Teşkilat Başkanlığı başta olmak üzere hangi görev verildiyse yüksünmeden yerine getirdi.

Gerek paralel yapı, gerekse HDP'ye karşı verilen mücadelede canını ortaya koyduğu zamanlar oldu. Hürriyet Gazetesi'nin fotoğrafını gazeteye basmadığı isimlerin başında geldi. Çünkü Erdoğan ile uğraşan Aydın Doğan'a demediğini bırakmadı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevine getirilmesi sadece parti tabanı değil, tüm işçi memurlar tarafından da sevinçle karşılandı. Bu sevincin nedeni galiba Faruk Çelik'in bu kesimlere karşı epey hoyrat davranmasından kaynaklanıyor.

Mahir Ünal, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı, bu görevi geçici olarak sürdüren Yalçın Topçu'dan devraldı. AK Parti tabanının duygu karmaşası yaşadığı bir devir teslim töreniydi diyebilirim. Yalçın Topçu kısa süren bakanlığı döneminde yaptığı açıklamalar ve icraatlar nedeniyle parti tabanında herkesin sevgilisi olup çıktı.

Partililer onun gidişine ne kadar üzüldüyse, en az onun kadar milli ve manevi değerlerine düşkün olan MahirÜnal'ın gelişine de o kadar sevindi.

Geçici hükümet döneminde gelen bakanlık teklifini kabul ederek önceliğinin parti değil, ülke olduğunu gösteren Tuğrul Türkeş'in Başbakan yardımcısı yapılması büyük kabul görmüşe benziyor.

Numan Kurtulmuş, Yalçın Akdoğan, Mehmet Şimşek ve Lütfü Elvan için olumsuz tek cümle kuran kimse yok.

Gelelim eleştirilere...

Listenin başında Berat Albayrak ismi var. Kimilerine göre Berat Albayrak sadece Erdoğan'ın damadı olduğu için bu göreve getirildi. Kimileri ise yaşının çok genç olmasından ve tecrübesizliğinden dem vuruyor.

Ben şahsen bu noktada Albayrak'a büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum.

Önce şunu hatırlatayım.

Ali Babacan ekonominin dümenine geçtiğinde 32 yaşındaydı ve ilk kez milletvekili olmuştu. Kaldı ki Berat Albayrak geçmişi pek çok alanda başarılarla dolu bir isim. Böyle bir ismin daha koltuğa oturmadan eleştirilmesi bana pek doğru gelmedi.

Berat Albayrak isminin eleştiri konusu yapılmasının nedeni sanırım biraz da Taner Yıldız'ın kabineye girmemesinden kaynaklanıyor. Kabul edelim ki Taner Yıldız parti tabanında çok ama çok sevilen bir isim.

Bir başka eleştiri yukarıda da söylediğim gibi Ali Babacan'ın yeniden kabineye alınmaması. Ben gerek Taner Yıldız, Gerek Ali Babacan hakkında biraz erken konuşulduğunu düşünüyorum. Bu isimlere eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın ismini de ekleyebiliriz.

Hatırlatmakta yarar var.

Önümüzdeki günlerde yeni bakanlıklar kurulacak. Bu kabinenin son hali değil. Bu isimler ileriki dönemde yasal düzenleme ile kurulacak yeni bakanlıklar için bekletiliyor olabilir.

Onun için daha şimdiden  "O niye yok, bu niye var, o olmalıydı, şu olmamalıydı, bınun olmaması kabul edilemez" gibi yorumlar yapmak yanlış olur.

Parti tabanındaki kardeşlerime tavsiyem, hele şu yeni gelen isimler koltuklarına oturup hizmete başlasınlar.

Eksiklerini ve yanlışlarını gördüğümüz her noktada oturup beraber eleştiririz.

RUS UÇAĞI

Türkiye angajman kuralları gereği sınır ihlali yapan Rus uçağını düşürdü ya!. Dünden beri sosyal medyada yapılan yorumları okuyup gülüyorum. 

Bazılarının ödü kopmuş vaziyette.

"Ya savaş çıkarsa" diyen gevşeklerle, "Çıkarsa çıksın ulan. Biz Osmanlı'yız" diyenler kıran kırana çarpışıyor. "Savaş çıkarsa beni İmralı'da bulabilirsiniz. Orada az bi işim var" diyeninden, "Putin olum öyle pis pis bakma, seni evinden alırız lan " diyenine varıncaya kadar herkes aklına geleni yazıp çiziyor. 

Dersin ki Putin oturmuş onların yorumlarını okuyor!

Öyle savaş stratejileri geliştiren var ki okuduğunda, az önce 2. dünya savaşından çıkıp gelmiş sanırsın!

"Ya Rusya Doğalgaz vermezse. Ya üşüyüp grip olursak"  diyen birine bir başkası, "O kadar kasma la! AK Parti kömür dağıtır yine ısınırız bu ne korku olum!" diye cevap veriyor.

Tabi bir de Putin'den önce davranıp, "Niye vurdun, çabuk açıkla!" diyen, kafayı Erdoğan'la bozmuş tipitipler var. Rusya'dan önce onlar nota verip, BM'yi ve NATO'yu göreve çağırıyor!

Yeminle bu ülkede bunların arasında yaşamak bile büyük mucize yahu!

Yav kafayı bu işlere takmayın.

Bugüne kadar biz kınamakla yetiniyorduk, biraz da onlar kınasın canım! Putin'in esip gürlediğine bakmayın. Savaş çıkacağı falan da yok. Rusya zaten bir savaşta  ve cephe genişletmeyi göze alamazlar!

Tamam "Akıllı Rus yok, az votka vardır" kabul ama,  NATO, BM ve ABD'nin yanına düşman olarak Türkiye'yi ekleyecek kadar da değil yani....

Çok çok Türkiye'deki nataşaları geri çağırırlar!

Putin illa üzerimize gelecekse Sırrı Süreyya'nın yaptığını yapar, "Bırakın gelsin, gel hele gel gel" deriz olur biter!