Eski zamanlarda bir kral, saraya giden yolun üzerine kocaman bir
kaya koydurmuş ve insanların tepkilerini öğrenmek istemiş. Ülkenin
en zengin tüccarları, en tanıdık kervancıları, saray görevlileri
birer birer gelmişler ve hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya
girmişler. Bazıları ise kralı eleştirmiş:
"Yolun ortasında bu kayanın ne işi var. İnsanların
hayatını zorlaştırmaktan başka hiçbir şeye yaramıyor. Kral da bir
şey yapmadan tahtında oturuyor" demişler.
Sonunda bir köylü gelmiş. Saraya meyve ve sebze getiriyormuş.
Sırtındaki küfeyi yere indirmiş ve oldukça ağır olan kayayı kenara
itmeye çalışmış. Sonunda kan ter içinde kalmasına karşın, kayayı
yolun kenarına çekmeyi başarmış. Tam küfesini yeniden sırtına almak
üzereymiş ki, kayanın bıraktığı çukurda bir kese ve bir not görmüş.
Merakla keseye bakmış. Kesenin içinde altınlar varmış. Notta ise
şunlar yazıyormuş: "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye
aittir."
*
Yukarıdaki hikayenin kıssasına gelelim. Hayat bizi kimi zaman
'bananeci' olmaya iter. Bu zamanlarda yukarıdaki hikayeyi aklımıza
getirmeli ve yardımseverlikten vazgeçmemeliyiz.
Hiçbir menfaat beklemeden yaptığımız yardımların sonucunda,
hayal dahi edemeyeceğimiz şeylerle mükafatlandırılabiliriz. Kaldı
ki, yukarıdaki mükafat sadece dünyevi. Bir de işin manevi tarafını
düşünürsek, yardımsever olmak büyük bir mutluluk kaynağı
olacaktır.
Yolda giderken bir çivi görürsünüz ve birisinin ayağına batmasın
diye onu yerden alırsınız. Yaptığınız şeyi küçük görmeyin sakın. Ne
demişler: “Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı,
bir komutan bir ülkeyi kurtarır.”
***
Çubuk tarçın…
Çubuk tarçın ile ilgili sizlere önemli sayılabilecek bir bilgi
vermek isterim. Bildiğiniz gibi çubuk tarçın birçok kişi tarafından
sıkça kullanılıyor.
Hem içerisine konulduğu içeceklere farklı ve hoş bir aroma
katması, hem şeker kullanmayanların şeker niyetine kullanması, hem
de (gereğinden fazla tüketilmemesi halinde) son derece yararlı
olması sebebiyle…
Ancak sizlere küçük bir uyarım olacak. Çubuk tarçınları
içeceklerinize atmadan önce kırıp tarçının içine bakınız. Çünkü
rulo halinde olmasından ötürü iç kısımları nemli kalabiliyor ve
küflenme olabiliyor. Küflenmenin olmadığından emin olun ve
içeceğinize öyle atın. Tarçının faydalarından yararlanayım derken,
boş yere küflü besin tüketmiş olmayın.
***
Birbirinden güzel sözler…
- “Seni sınırlayabilecek tek şey kendi yarattığın
duvarlardır.”
Ne de güzel bir söz. Eğer kendi duvarlarımızı aşabilirsek,
yapamayacağımız hiçbir şey yok. İnsanların başaramayacağınızı
söylemelerine aldırmayın. Ancak daha öncesinden siz başaracağınıza
inanın. Kendinize hayali duvarlar ve engeller örmeyin.
- “Yetenek çok çalışmadığı zaman, çok çalışmak yeteneği alt
eder.”
Yapmayı istediğiniz bazı konularda çok yetenekli
olmayabilirsiniz. Herkes üçüncü seferde yaparken siz dördüncüde
dahi yapamayabilirsiniz. Ancak pes etmeyin. Çok çalışarak
başaracaksınız. Sınavlar, işler ve daha birçok şey sizi
korkutmasın. Üstesinden geleceğinize inanarak üzerine öyle emin
adımlarla gidin ki, onlar sizden korksun.
- “Bir amaç için çalış, alkış için değil. Kendini ifade etmek
için yaşa, başkalarını etkilemek için değil. Varlığının fark
edilmesi için çabalama, sadece yokluğunun hissedilmesini
sağla.”
Bir amaç için değil sadece alkış için çalışanlara ve sırf
başkalarını etkilemek için çabalayanlara selam olsun!..
- “Kimse birbirinden ırkı, dini vb. yüzünden nefret ederek
doğmaz. Nefret etmek öğrenilir. O zaman sevmek de öğrenilebilir.
Çünkü sevmek insan kalbine nefretten daha doğal gelir.”
***
Çocuklar Duymasın hakkında...
Çocuklar Duymasın dizisinin bir bölümünde FETÖ'nün
bir kitabı kitaplığa konulmuş. Bunun bilinçli yapıldığını
düşünmüyorum. Ancak yine de dikkat edilmeliydi. Önemli bir hata
maalesef. Tekrarlanmaması dileğiyle...
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…