Ya sana tecavüz edilseydi?

Bir tecevüz sahnesi düşün. Bizzat senin başından geçiyor. Ama kadın değil, erkeksin! Herhangi bir kuytuda senden daha güçlü bir erkeğin ani ve habersiz saldırısına uğruyorsun.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Bir tecavüz sahnesi düşün. Bizzat senin başından geçiyor. Ama kadın değil, erkeksin! Herhangi bir kuytuda senden daha güçlü bir erkeğin ani ve habersiz saldırısına uğruyorsun.  Belki şarap, belki soğan kokan ağzını zor kullanarak ağzına yapıştırıyor. Hırıltılar arasında salyalarını dudaklarına bulaştırıyor.

Uzaklaşmaya çalıştıkça kendine çekiyor ve bedenini bedenine yapıştırıyor. Sen kurtulmak için boğuşurken gücünü gösteriyor ve seni bir çırpıda yere atıp üstüne çıkıyor.

Pantolonunu sıyırmaya çalıştıkça direniyor, ama debelendikçe onun gücü karşısında takatten düşüyorsun. Eli ve dudakları bedeninde dolaşıyor. Çığlık atmaya çalışıyor ama onun balyoz gibi inen darbeleri karşısında nefesin kesiliyor.

Tamamen bitkin düştükten sonra ırzına geçiyor. "Direnme artık, zevk almaya bak" diye tıslarken iğrenç akıntısını içine boşaltıp çekiliyor.

Eğer yalnız değilse, sen bunları yaşarken diğer arkadaşları, dünyanın başına yıkılışını bir metre öteden izliyor. Sırıtarak ve hayvani bir şehvetle sıranın kendisine gelmesini bekleyerek. Biri işini bitirince bu kez diğeri sana musallat oluyor. Her biri bir başka şekilde tatmin oluyor!

Sonra...

Sonra sıra senin susturulmana geliyor.

Hangi sonu istersin? Başının taşla ezilmesini mi, yoksa onlarca bıçak darbesiyle delik deşik edilmeyi mi? Tanınmayasın diye seni cayır cayır yakmalarına ne dersin? Ya peki tırnağına zarar gelmesini istemeyen ailenin bunları yaşadığını öğrenip ömür boyu acı içinde kavrulmaları?

Nasıl?

Bir anlığına arkana yaslanıp anlattıklarım sanki senin başına gerçekten gelmiş gibi hayal et! İnandığın tüm değerler üzerine yemin et ve söyle?

Nasıl hissettirdi?

Hayali bile kulağına korkunç geldi değil mi?

Oysa sen bu olayı hergün yaşıyorsun! Bedensel olarak tacize ve tecavüze uğrayan her kadınla beraber senin erkeklik onuruna, haysiyetine, şerefine de tecavüz ediliyor. Niye teneşir uykusundaki mevta kadar suskunsun be kardeşim, niye?

İlla biri gelip sana fiziki olarak tecevüz edince mi çığlık atacaksın? Bu tanıdık dehşet duygusu illa senin kapını dövünce mi haykıracaksın? İsyan etmen için, sırada senin eşinin, kızının, kız kardeşinin olması ve tıpkı Özgecan gibi katledilmesi mi gerekiyor?

Özgecan'ın annesi, "Onlarca kez bıçaklamış, öldüğünü görmeyince başına levye vurarak öldürmüş. Sonra da cayır cayır yakmış. Kızım çok acı çekmiştir. Keşke silahla öldürseydi" demiş.

Kaçımız o an çocuklarımıza bakıp, "Bu olay onun başına gelseydi ne yapardım?" diye düşündü acaba?

İşte bizim insanlığımızın öldüğünün kanıtı, bu sözdür! Aslında hepimiz, "İyi ki benim çocuğumun başına gelmedi" dediğimiz için utanç içinde kavrulmalıyız.

En çok da biz erkekler...

Özgecan'ın fotoğrağını karşımıza alıp, "Özgecan benim kızımdı. Benim namusuma el uzatıldı, benim kızımın canına kastedildi" diye düşünmüyor, kahrolmuyor, ağlamıyorsak, bilesiniz ki biz erkek adam olamamışız...

Sadece sokaklarda erkek adam rolü oynayan birer zavallıyız...

*******

Bu arada yazmadan geçemeyeceğim...

Kokuşmuş zihniyetin sözcüleri, sosyal medyada bir şerefsizin yaptığı iğrençlik üzerinden inançlı bir kesimi linç etmeye çalışıyor.

İlkesizlikte ve omurgasızlıkta sınır tanımayanlardan bazıları MHP'yi, bazıları ise iktidarı suçluyor.

Şunu net olarak söyleyeyim.

Caniliğin siyasi görüşü olmaz. Sapık "Bozkurt" işareti yapmış diye olayı MHP'nin ilkelerine ihale etmek alçaklıktır. Her Bozkurt işareti yapan ülkücü olsaydı, MHP iktidar koltuğunu kimseye kaptırmazdı. Gerçek ülkücü vatanı için, namusu ve inancı için yaşar ve ölür. Bu namus düşmanını ülkücülerin eline versen, parçasını bırakmazlar!

AK Parti'yi veyahut iktidarı suçlayanlara gelince...

Onları anlatmaya başlarsam yazı uzar gider. O'nu da Salı sabahı çıkacak yazıya bırakalım. Ama yazıdan önce bahsini ettiğim bu zavallı kesimin nasıl zırvaladığını duymak istiyorsanız, bu gece saat 21.30'da Kanal A'da yayınlanan A Politik programını kaçırmayın derim.

Toplumu dejenere eden dizi filmlerinizden vazgeçebilirseniz, beklerim!..

Not: Toplumda büyük infial yaratan olay sonrası siyasetçisinden sanatçısına, gazetecisinden sokaktaki insana varıncaya kadar herkes bu tür suçlar için idam cezasının geri getirilmesini istiyor. Yıllar önce tecavüz suçları için "Hadım" cezasının uygulanmasını isteyen pek çok yazı yazmıştım. Hala aynı fikirdeyim. Kesip boynuna as, "Bu senin başarının karşılığındaki madalyan" diyerek ödüllendir! Hem tecevüz hem de cinayet varsa, boynundaki madalya (!) ile birlikte asılmasından yanayım.

Bu konuda gönüllü cellat olmaya hazırım!