Uçan mühür!..

Bizim okulda da o mürekkebi taşırken bir damlası yere döküldü, okul uçtu. Şimdi okulu bulmaya çalışıyoruz

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

"Arkadaşlar sabah bir arkadaşın kayınpederi oy kullandıktan sonra 1 -2 dakika toparlanmak için kabinde oyalanmış sonra bakmış ki bastığı mühür uçup gitmiş. Uçucu mühür göndermişler. CHP'nin kesin kazanacağı yerlerde kıyamet kopmuş, tutanaklar falan tutulmuş. Lütfen herkese duyurun"

Bu mesaj dün gün boyunca elden ele dolaştı. Hani twitter ergeni manyağın biri yazsa, kimse aldırış etmeyecekti.

Ama yazan kişi bu ülkenin gazetelerinde yazı yazan, televizyonlarında program yapan biri olunca, olay oldu.

Cumhuriyet Gazetesi'nde yazı yazan ve solcuların "Duayen" dediği Kadri Gürsel mesaja bodoslama atladı ve derhal takipçileriyle paylaştı.

Onu kimi gazeteciler, sanatçılar ve pek tabi ki "Elimde hıyar var" diyen herkesin peşine bir avuç tuz alıp koşan avanaklar izledi. 

Mesajlar resmen havada uçuştu! Ve muhalefete oy veren seçmen buna inandı! Nasıl inandılar anlamadım ama inandılar!

Biri de çıkıp, "Yahu abla senin arkadaşının kayınpederi iki dakika boyunca niye toparlandı? Mühürle, zarfla ne yaptı ki toparlanma ihtiyacı hissetti?" diye sormadı!

Hesaba kitaba vurdum.

Ruhan Mengi'nin yaşı neredeyse 60 olduğuna göre, iddiada bulunan arkadaşı da hemen hemen aynı yaşlardadır. E, kayınpederi gelininden 30 yaş büyük olsa, etti sana 90.

Yahu 90 yaşında adam!

Belli ki seçim kabinini soyunma kabini sanmış! Soyunmuş, giyinmiş ve o sırada mührü basmayı unutmuş!

Yoksa niye 2 dakika toparlansın di mi?

Dikkat ederseniz, olayı anlatan ablamız, olayın yaşandığı ilçenin, semtin, okulun adını yazmamış. 

Bir defa yalan buradan belli!

Belli de kimse bunu sormuyor. "Yahu bir dakika uçan mühür nasıl oluyor?" diye sorgulamıyor. 

Bunları ti'ye almak isteyenler başladı komplo teorisi üretmeye!

Biri, "Bizim okulda da o mürekkebi taşırken bir damlası yere döküldü, okul uçtu. Şimdi okulu bulmaya çalışıyoruz" dedi.

Bir diğeri, "Benim annem mühürde mürekkep var mı diye eline basmış, şimdi uçan eli kovalıyoruz" diyerek olayı bir adım öteye taşıdı. 

Hatta bir başkası, "Bu mühürler üstün teknolojik mühürler. Mühürün tepesine istediğin kişiyi fısıldıyorsun ve mühür sen kime basarsan bas fısıldadığın isimde beliriyor. Ak Parti’nin yeni inovasyon hilesi. Bunların bir de yan tarafa zıplayanı var" dedi. 

"Bütün seçmenler mühürden dolayı buhar oldu" diyen bile çıktı ve günahınız vebaliniz boynuma, buna da inandılar! 

Bu ızdırap içinde akşamı zor ettik.!

Neyse ki sandıklar açıldı ve sonuçlar ekrana düşmeye başladı. Oy oranları yüzde 50'yi bulup makas açılınca bu kez yeni oyunlar devreye girdi. 

CHP'li bazı milletvekilleri, "Biz kazandık" diye facebook ve twitter'dan canlı yayın yapmaya başladı ya!

Allah'ım!..

Bizimkiler tekrar uçuşa geçti. 

Ekrana bakıyorum, Erdoğan fark atmış. Muharrem İnce'ye bakıyorum, suratı bildiğin dana ciğeri rengine bürünmüş ama zorlaya zorlaya "Başaracağız, başaracağız, başaracağız" diyor.

Allah Allah!

Milleti bu sözlerle kekleyen İnce sonra ne yapsa beğenirsiniz? Sen tut, İsmail Küçükkaya'ya "Adam kazandı" diye mesaj at iyi mi?

Sen misin bunu diyen?

Aradan bir saat geçmeden, bizim twitter manyakları yeniden devreye girdi. 

Biri, "Kesin bunu rehin aldılar" diyor. Diğeri, "Karısını kaçırmışlar" diye üflüyor. "Erdoğan onu tehdit etmiş, Türkiye'yi kana bularım demiş. Muharrem İnce tek bir seçmenin kılına zarar gelmesin diye yenilgiyi kabul etmiş. Şu anda albaylar kendisini gözaltında tutuyor" demeler. 

Buna da inandılar iyi mi?

"Muarrem gel Muarrem! Sesimize doğru gel Muarrem" diye ağlayanlar, ağıt yakanlar falan derken bir iki saat geçti. 

Peki o sırada Muharrem İnce ne yapıyor?

Evinde!

Uyuyor!

Olay kendisine aktarılınca, "Yarın 12.00 da açıklama yapacağım" diye bir mesaj daha atıyor ve yatıyor aşağı tekrar.

Yok, buna inanmıyorlar!

Bu kez farklı mesajlar yağmaya başladı.

"Başkanım yarın canlı yayında tehlike altındaysanız üç kez peş peşe tamam deyin, biz anlarız" diyeni bir yandan, "Başkanım yüzüklü parmağınızı iki kez sol burun deliğinize sokun biz sizi kurtarırız" diğer yandan, yardırıp gidiyorlar.

Öğlen Muharrem İnce, "Bunların aslı astarı yok. Bu iddiayı ortaya atanlar şizofrenik tipler" diyor ama bizimkiler hala twit atıyor.

"Yok yok, kesin bişey var. Bu bizim Muharrem değil, benziyor ama o değil. Benzerini çıkardılar ekrana" diyor hala manyaklar!

Ben bu yazıyı yazarken saat sabahın dördüydü. 

"Acaba klonladılar mı bizim başkanı? Burnu sanki benzemiyordu. Kulakları kepçe değildi ki bizimkinin" diyenler hala ayaktaydı ve mesaj atmaya devam ediyordu. 

Bunların beyinlerini tıp incelesin var ya! Gerçekten birçok beyin hastalığı çözülür.  Olay psikolojik durumu çoktan aşmış, nörolojik vaka durumuna erişmiş! 

Ama sorsan, cahil, koyun, eğitimsiz biziz!