Tatil ve Seyahatler için önce sağlıklı kalmalıyız!

Alper TEKBAŞ alper@internethaber.com

Yazıma başlamadan önce Sayın Cumhurbaşkanı’mız ve değerli eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, kendilerine acil şifalar diliyorum.

Gündemimiz, güncelimiz en önemli konu başlığımız öncelikle sağlık. Konunun uzmanları, yetkilileri zaten gerekli uyarıları her platformda sıklıkla dile getiriyor. benim değinmek istediğim bakış açısı seyahat edebilmek, tatil, konaklama, yeme içme, gezmek, görmek, keşfetmek diye devam edebileceğim turizm endüstrisinin ürün çeşitliliğini ve tercihlerini hayata geçirebilmek, sevdiklerimizle tatil tadında mutlu anları paylaşabilmek için önce sağlıklı kalmamız gerekliliği.

"Spor yap hayata tutun" diyerek konuya girdi Beden Eğitimi Öğretmeni Spor ve Yaşam Koçu Fatih Kılıçarslan. "Fatih Hocam neler yapmalıyız" diyerek konu ile ilgili anlamlı bir sohbet yaptık. Bende bu değerli sohbetimizi sizlerle paylaşmak istedim köşeme taşıdım. 

Bilindiği üzere insan vücudunu hastalıklara karşı koruyan en önemli şey bağışıklık (immün)  sistemimizdir. 
Dünyayı saran korona virüsü ve ülkelerin sağlık ve bilim kurullarının bu süreçte: 
“Evde kal, hayatta kal” 
"Maske ve Mesafe hayat kurtarır" gibi sloganlar söylenerek virüsün bulaşmasını ve yayılmasını bir nebze de olsa engellese de, gerçek olan şey insanların bağışıklık sistemlerinin ne kadar güçlü olduğuyla ilgiliydi. 
Korona ve buna benzer virüslerin genelde zayıf bağışıklığı olan ve yaşlı insanlar da daha etkili olduğu gözlenmektedir. Pandemi sürecinde evde sıkılan, bunalan hatta depresyona giren insanlar buldukları her fırsatta kendilerini dışarılara ve tatil beldelerine atıyorlar. Virüsün bulaşma hızını da düşündüğümüzde, seyahat ve tatil planı yapacak kişiler içinde sağlıklı ve güçlü bir bedenin ne kadar önemli olduğu kaçınılmaz bir gerçek. 

Son dönemlerde yapılan araştırmalarda, çalışma sistemi, bilişim araçlarının gelişmesi ile birlikte insan gücünün daha az kullanılmakta olduğu, dolayısıyla stabil ve sedanter bir yaşam tarzı ortaya çıktığı görülmektedir. Sedanter ve durağan bir yaşam tarzı zamanla kardiyovasküler hastalıklar, obezite sorunu ve postürel bozukluklar gibi bir çok hastalığa neden oluyor. Burada insan vücudunun ve bağışıklık sisteminin zayıfladığını ve virüslerin daha çabuk vücudumuzu ele geçirerek ölümlere sebebiyet verdiğini görüyoruz. 

Dünyanın gelişmiş bir çok ülkesinde insanların egzersiz ve spor bilincini aynen yemek yemek, uyku uyumak, ibadet etmek gibi günlük yaşantılarına entegre ettikleri görülmektedir. Ve bu ülkelerde yapılan araştırmalarda düzenli egzersiz ve spor yapan kişilerin %35 ile 55 arasında daha az kardiyovasküler hastalıklara yakalandıkları, spor yapan gençlerin de zihinlerinin daha aktif olarak hareket ettiği ve eğitimde daha başarılı oldukları bilimsel olarak tespit edilmiştir.
Bu bağlamda spor yaparak, Güneşten D vitaminini alarak ve düzenli beslenerek vücudumuzun bağışıklığını en üst seviyeye çıkarabiliriz. 
Bunun İçin yapılması gereken şeyler; 

Evimizde yada seyahat ettiğimiz yerlerde her gün sabah kalkıldığında düzenli 45 dakika yada 1 saat yürüyüş ve sportif egzersizler yaparak, bağ ve bahçede çalışarak bünyemizi güçlendirip, damar tıkanıklığı ve kalp hastalıkları dahil kaslarımızı da daha kuvvetli hale getirerek günlük yaşantımızda daha güçlü bir birey olmamızı sağlayabiliriz. Eğer ki buna zamanımız yoksa iş dönüşü üç durak erken inip eve kadar yürümek bunu da yapamıyorsak, evde ufak kardiyo egzersizleri, mekik, şınav, plank duruşu gibi hareketlerle vücudumuzu kuvvetli hale getirebiliriz. 
 Yani kısaca “SPOR YAP HAYATA TUTUN” 
diyoruz ve sağlıklı ve güçlü bir birey olarak sevdiklerimizi yalnız bırakmıyoruz. 
Sağlıcakla Tatil Tadında Kalın.