Son günlerde
başını işçi sendikalarının çektiği 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlama
ısrarının altında, nasıl bir işçi hakkı veya işçi bayramı kutlama
amacının taşındığı hususunda endişelerimiz var.
Siyasiler ve
yerel yöneticilerde bizim gibi aynı kanaatte olmalılar ki, ısrarlı
taleplere aynı ısrar ve net bir dille bu işin olamayacağını net bir
dille anlatmaya çalışıyorlar.
Daha nasıl ve
hangi dille bunu anlatsalar da muhataplar anlasa,formülü daha
ortada yok.
Ve 1 Mayıs'a
bir kaç gün var.
Bu ısrar
ortamında sendikaların bir kısmı ise üzüm yemekten çok bağcıyı
dövme mantığı içinde, aklı selimin fersah fersah uzağında bir
tavırla, bildik muhalefetlerini muhtemel kaos senaryolarına kürek
çeker bir doğrultuda kullanmaya çalışıyorlar gibi bir izlenim
doğuyor.
Yakın
tarihimizde öyle açık tertip kokan ve tarihi hafızalara
toplumu,siyaseti,devleti bölen hadiseler olarak ince ince işlenen
olaylar var ki,bugün hala o olaylar üzerinden okunarak devam
ettirilmeye çalışılan ezberler,statükolar ve toplumsal düşmanlık
senaryoları var.
Geriye dönüp biz
nerde yanlış yapmıştık sorusunu soracağımız ve yanlışın neresinden
dönersek kardır diyeceğimiz yerde, genel olarak yanlışta ısrar
sorumlular olarak genel karakterimiz adeta.
Yakın
geçmişten geriye doğru Sivas Madımak,Maraş olayları,7 Eylül
hadiseleri,kanlı 77 Taksim 1 Mayıs olayları ve daha geride Menemen
hadisesi.
Yukarıda
çok azını ifade edebildiğim gerçek yüzü toplumun efkarı ammesine,
ayın karanlık yüzünden daha bilinmez ve karanlık olan olaylar
zinciri nedeni ile, bu olaylar üzerinden verilen semboller
kavgasının delik deşik ettiği bir siyasi
atmosferimiz var bu gün.
Hiç yabancısı
olmadığımız derin provokasyon ihtimali yüksek,bildik toplumsal
gösterilerin,siyasi ve ekonomik kaosu derinleştirip ülkede kendi
senaryolarına göre bir düzen kurmak isteyenlerin istediği müsait
ortamı fazlası ile sağladığı çok açık.
Ankara kurgusu
ve kuruntusu bir sürü komplo teorisi ortalıkta bu kadar fazla
rağbet görürken,kulakları çok delik olmasa da internet ve
medya ortamında bu kadar fazla senaryo kendilerine de
ulaşırken,sendika yöneticilerinin gerginlik peşinde koşmaları hayra
alamet değil.
Şunu herkes
bilmeli artık.
Taksim
hafızalarımızdaki kanlı ve şaibeli Taksim değil artık.
Nefretle kınanan
olayı hafızalarımızda yeniden tazelemek
istemiyoruz.
Taksim 77'li
yılların Taksimi değil.
Taksim
İstanbul'da bütün turistlerin uğrak mekanı.
Taksim
İstanbul'un yegane kongre merkezinin hemen yanı başı.
15 Milyonluk
İstanbul"un birkaç kalbinden biri ve belki de en
önemlisi.
Yani
Taksim,artık ülkeyi en azından farklı cephelere ya da kaoslara
taksim edilebilecek bir yer değil.
Taksim
İstanbul'da kültürün,eğlencenin,sivil toplumun,yabancı misyonun
merkezi.
Gözümüz gibi
bakmamız gereken,üzerinden kanlı 1 Mayıs"ın kötü şöhretini çok
büyük emeklerle yeni yeni silmeye çalışan müstesna bir
alan.
İşte Taksim de 1
Mayıs ta yapılmak istenen gösteri böyle sıkıntılı bir sürece
gebe.
Şayet Taksim de
yapılırsa, konunun uzmanlarının ittifakı ile provokasyona
getirilme ihtimali kuvvetle vurgulanan işçi bayramının emekçiye ve
ülkeye zehir olmaması için, işçi sendikalarının bu ürkütücü gerçek
karşısında çok anlamı kalmayan taleplerinde bir geri adım
atmalarını beklemek hakkımız.
Evet
geri adım atmanın moda olarak tavsiye edildiği bir vasatta
Taksim"den bir adım geri atmak herhalde çok şerlerin önüne geçme
bakımından hayırlı bir hareket olacak gibi.
İlgilisine tavsiye olunur.