MHP,DTP,CHP VE PKK Aynı Zeminde Nasıl Buluşur?

Salih YAYLACI salih@internethaber.com

Yaz sıcağına birde gerilim siyasetinin ısıttığı ortam eklenince, iyiden iyiye bunaltıcı bir atmosfer oluştu.

Temelde Türkiye’nin Demokrasi Açılımı olarak ifade edilebilecek, öznesinde bu ülkenin vatandaşları Kürtlerin bulunduğu, demokrasilerde olmazsa olmaz kimlik hakları kapsamında yapılması planlanan bir takım, geç kalmadan mütevellit bedeli çok ağır ödenmiş geçmişe ait yanlışlardan dönülme adına yapılacak düzenlemeler bir hayli tartışma yarattı.

Önceleri hükümetin sonraları MGK toplantısı ile bir devlet projesi olduğu anlaşılan “Kürt Açılımı” kısa tanımlı proje, tartışılmaktan öte siyasi bir kamplaşmanın adresi oldu.

MGK da konunun ele alınış biçimi ve son kertede yıllarca Kürt meselesine yönelik şahin politikaların arkasındaki güç olarak güvenilen tepelere yağan karlar tekrardan erimeye başladı.

Genelkurmay başkanı öyle ya da böyle sözüm onlara, sivil siyasetçilerin tezgâhına geldi ve ortaya karışık öyle bir laf etti ki, ülkede demokrasi ve siyasetin hala sivil bir bilinç ile yapılması adına ümitler bir hayli tükendi.

Son derece yakışıksız bu durum konuşulan Kürt Açılımı konusundan daha kronik ve temel bir mesele gibi geliyor.

Ne diyelim aklını, vicdanını, siyasi görüşünü hep başka mercilere göre ayarlayanlarla siyasetçilerle dolu bir demokrasinin geleceği yer ancak bu kadar olur.

AKP hükümetinin ne AB yasaları, ne Ermenistan ile ilişkiler ve ne de Kıbrıs konusunda Annan planına destek mahiyetinde siyaseti bu kadar gürültü koparmamıştı.

Gelinen nokta da MHP, CHP ve gelgitler ile birlikte DTP ve de Kandilde yaşayan PKK’nın karşı olduğu bir demokratik açılım paketi ortada yürürlüğe girmek için bekliyor.

Bu varlık gayeleri ve felsefeleri her açıdan farklı tarafların aynı projeye farklı açılardan karşı çıkmaları çok garip duruyor.

İlginç bir örtüşme değil mi?

AKP için tam bir ne İsa ya ne Musa ya durumu.

Az biraz düşünenler için ilginç sonuçlar çıkabilir buradan.

CHP ve MHP endişelerini açılım süreci sonunda ülkenin dağılması olarak ifade ederken aslında kendi partilerinin dağılması ihtimalini de gözden kaçırıyor.

Baskın lider kültürü içinde parti ya da liderleri gibi düşünmeyen ama sessiz vaziyeti idare eden onlarca milletvekilinin varlığı bir gerçek.

AKP de açılıma karargâh ağzı ile karşı çıkabilen vekiller varsa en azından CHP ve MHP den kendi partilerinin duruşuna itiraz eden erdemli birkaç kişi çıkmaması hayret verici.

Bölünme gibi fazlası ile abartılı olan bu düşünceye katılmak için elde somut bir veri yok.

Bize birebir benzemese bile benzer tecrübeleri yaşayan ülkeler bölünmediler. Aksine hem demokrasi hem de refah seviyeleri yükseldi.

PKK terör sürecinde hala %12 lerde olan bağımsız bir devlet veya federasyon olmak isteyenlere mukabil,%85 lerde olan demokratik düzlemde eşit kimlik ve kültürel haklar çerçevesine evet diyenler bölünmemenin en büyük garantisi.

Bu vasatı değerlendirip okuyamayan siyasiler, kendi yaklaşımlarının toplumsal algısının AKP karşıtlığı ve iktidarın ekmeğine yağ sürmeme gibi basit, ilkel tavırlar olarak algılandığının farkında olmaları lazım.

PKK ve DTP’nin endişesi ise örgütün dağılması.

Sürecin PKK ya ağır bir darbe vuracağı çok net ortada.

Hem de daha ortada genel af gibi adı bile telaffuz edilmeyen hususlar olmadığı halde.

Fazlası ile muhtemel bu düşünceye katılmamak elde değil.

DTP kendi meşruiyetini araması gereken yerin TBMM olduğunu kabul etmeli ve zorda olsa Kandil ve PKK’nın ne olacağını değil koca bir ülkenin geleceğini düşünmeli.

Süreci baltalama ve karşı cephe düşman kardeşlere pas adına yakın zamanda PKK eylemleri başlar ise o zaman siyasi atmosfer daha karmakarışık olacak.

Süregelen fasit daire yine dönmeye başlayacak.

Ama bu sefer süreci kim baltalar ise samimiyeti ciddi sorgulanır hale gelecek.

Ve onun için sonun başlangıcı gerçekleşecek.

Siyasi partilerin birazda vatandaşı enayi yerine koyan üslup hataları ile dolu yaklaşımı tencere dibin kara senin ki benden kara sözüne çok uygun hale geldi.

Açılım projesinin menşei ile ilgili başlayan tartışmalar daha bir süre devam edeceğe benziyor.

İşin doğrusu beni ilgilendiren tarafı ülkem ve insanım için doğru olması.

Doğru sonuçlar vermesi ve huzura katkı yapması.

Meclisteki siyasi partilerden AKP, DSP ve meclis dışı muhalefet BBP, SP ve diğer partilerin, STK’ların, sendikaların, akademik ve entelektüel camianın, sanat dünyasının destek verdiği bir açılım var.

Bu kadar geniş bir zemini umutlandıran sürece, “ABD işi proje” gibi kadük bırakmaya yönelik açıklamaları esefle karşılamak lazım.

İçeriği açıklanmamış hali bile heyecan dalgaları meydana getiren sürecin bir an önce yükselttiği beklentilere cevap vermesi lazım.

Çok tali denebilecek farklarla üzerinde nerde ise toplumsal konsensüs sağlanan adına ne dediğiniz önemli olmayan bir süreç bu.

Geri dönüşünün olmadığını aslında herkes biliyor.

Karşı duruşun temel sebebi bu olsa gerek.

Türkiye’nin demokratik açılımı Kürtler ile başlar ise başka hususlarda mutlaka devam edecek.

Bu da eskimiş siyasetin, yeni değerler ve anlayış çerçevesinde yeniden kurgulanması demek.

Çünkü şayet başarılı olur ise sürecin sonunda yeni bir Türkiye yeni bir toplum olacak.

Ama hala CHP, MHP yer yer DTP ve PKK’nın sürece neden karşı olduğunu anlama hususunda bildik komplo teorilerinden başkaca bir şey bulamadım.

Dağılma Türkiye için değil ama eskimiş, hantal ve ufuksuz siyaset anlayışı için kaçınılmaz bir süreç olarak işliyor.