Neden Eylül? Yoksa yeni bir küresel plan mı geliyor?

Nureddin Ceylan snureddinceylan@gmail.com

Dünya Ekonomik Forumu ve Birleşmiş Milletler, Gündem 2030 Sürdürülebilir Kalkınma ve Büyük Sıfırlama hedeflerinin, belirlenen tarihe kadar yerine getirilmeme tehlikesiyle karşı karşıya olduğundan o kadar endişe duyuyorlar ki, büyük bir toplantı çağrısında bulundular.

Bu toplantı, totaliter gündemlerini nasıl başlatabileceklerini tartışmak için Eylül ayında yapılacak. 

BM web sitesine göre, 18-19 Eylül tarihlerinde New York'ta yapılacak bu zirve, Sürdürebilir Kalkınma Hedeflerine yönelik hızlandırılmış ilerlemenin yeni bir aşamasının başlangıcına işaret edecek.

1971'de Alman iktisatçı ve mühendis Klaus Schwab tarafından Dr. Henry Kissinger'in vesayeti altında kurulan Dünya Ekonomi Forumu, yıllardır dünya insanlarının 2030'da "hiçbir şeye sahip olmayacağını", "özel hayatı olmayacağını" söylüyordu. Böylelikle insanları 2030 hedeflerine alıştırıyorlardı.

Eğer başarılı olurlarsa 2030 yılından sonra, neredeyse hiç kimsenin çalışmadığı, arkanıza yaslanıp video oyunları oynadığınız ve hükümetten evrensel bir temel gelir çeki aldığınız sözde akıllı bir şehirde küçük bir apartman dairesinde yaşayacaksınız.

Akıllı şehirlerin içine yerleştirilen akıllı evler, herkesin faaliyetlerini, hareketlerini ve hatta düşüncelerini izleyen her şeyi bilen bir güç olan yapay zeka tarafından desteklenecek. İnsanlar, Dünya'nın karbon nötrlüğü yoluyla kendini "iyileştirmesine" yardımcı olmak için evrensel bir çabayla, protein kaynağı olarak böcekleri ve yapay laboratuvarda yetiştirilen etleri seve seve yiyecekler.


Karbonsuz bir dünyada hiçbir bitki yaşamının kendi kendini idame ettiremeyeceğini ve kıtlığın milyonlarca insanın hayatına mal olacağını boşverin. Kelimenin tam anlamıyla her hastalık türü için "hayat kurtaran bir aşı" olacak ve insanlar doğal insan bağışıklık sistemlerini, kontrolü ele alan sentetik mRNA ile güçlendirilmiş insan yapımı bir sistemle değiştirme taleplerine boyun eğdikçe, bundan bolca olacak.

Bu aşılar kişinin vücudunu ve DNA'sını tamamen değiştirerek sizi insan dışı bir varlığa dönüştürecek. Artık TRANS-İNSAN olacaksınız!         

Yani yarı insan yarı makine olan daha yüksek bir yaşam formuna geçiş yapacaksınız veya evrim geçireceksiniz.

Hatırlarsanız, Schwab'ın baş danışmanı İsrailli tarihçi Profesör Yuval Noah Harari, insanların sonunda teknolojideki ilerlemeler sayesinde "kendi evrimlerini yönetebileceklerini" söylüyordu.

2020'deki Covid pandemisinin ardından Schwab ve Dünya Ekonomi Forumu, bu büyük krizi dünyayı fizikselden radikal bir şekilde dönüştürmek için "dar bir fırsat penceresi" olarak gördükleri "The Great Reset" adını verdikleri yeni bir ajanda yayınladılar. Bu yeni dünyada her şey birbirine bağlı, her cihaz, her araç, her otoyol ve ışık direği, her ev, her vücut.

Yani sanalın içinde dijital bir somutluk olacak.

Bu nedenle, BM’nin ve DEF’in tüm çağrılarında yalnızca Nesnelerin İnterneti değil, Bedenlerin İnterneti çağrısı da var.


Harari'nin belirttiği gibi, pandemi sırasında insanların tamamen yeni normalin bir parçası olarak kabul ettiği gözetim,  yakında bir sonraki büyük sıçramayı yapacaktı.

Harari, "İnsanlar geriye dönüp baktıklarında, Covid krizinden hatırlayacakları şey, her şeyin dijitalleştiği, her şeyin izlendiği an olduğudur." dediğinde bu planın ilk adımlarından birisinin Covid olduğu aşikar bir şekilde anlaşılıyor.

Ancak, insanlığın Büyük Sıfırlanmasının ve yaşam biçimimizi değiştirme baskısının arkasında olan, bizi yapay zekanın yardımıyla girdiğimiz daha yüksek bir bilinç durumuna zorlayan BM ve Dünya Ekonomi Formundan daha fazlasıdır. Bu distopik vizyonun en büyük itici güçlerinden biri de, 6 Mayıs'ta taç giyen majesteleri Kral Charles'tır.

Charles, Büyük Sıfırlama'dan ve BM'nin hedeflerinden bahsettiğinde, İngiliz halkına hedefler yeni bir din gibi geliyor. Bu sebeple bu yeni dindeki önderliği için halkına çağrılarda bulunup duruyor.

Kral Charles'ın DEF web sitesinde Yeşil toparlanmayı sürdürmek için 10 Eylemi” özetlediğini kendi sayfası var. Bu 10 eylem, tamamen uygulanmaları halinde dünyayı korkutucu bir geleceğe götürecektir. Çünkü bu eylemler, tüm kaynakların nasıl tahsis edileceğine ve kullanılacağına bizim için karar veren yukarıdan aşağıya bir diktatörlükten ibarettir.

 Charles'ın bahsettiği bu sözde yeni ve daha iyi dünyaya doğru ilerleme, onun ve DEF, Birleşmiş Milletler, Klaus Schwab, Yuval Harari, Bill Gates, Larry Fink, George Soros ve diğerlerinin beklentilerini karşılayacak kadar hızlı ilerlemiyor.

Geçen hafta Dünya Ekonomi Forumu,  “Gündem 2030” hedeflerini gerçekleştirmek için sivil katılımın, BM sürdürebilirlik hedeflerine ulaşmanın anahtarı olduğunu belirten bir yazı yazdı. Yazıda şu ifadelere ver verildi;

“Sivil topluma ve sivil özgürlüklere yönelik saldırılar, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne ulaşmada elde edilen başarıları ortadan kaldırmakla tehdit ediyor. Ekonomik eşitsizlik, cinsiyet dengesizlikleri, yolsuzluk ve çevresel bozulma ile mücadele eylemlerini zayıflatıyorlar.”

Yani sivil topluma olan ihtiyaçları arttı. Bu nedenle, 18-10 Eylül tarihlerinde New York’ta özel bir zirve planladılar. Burada dünyanın 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine ulaşma konusundaki eksikliklerini tartışacaklar ve muhtemelen 2030 ajandalarında hızlanmaları için yeni bir küresel planı devreye sokacaklar.

Bu toplantının zamanlaması önemli olabilir. Önümüzde sıcak bir yaz var. Özellikle yaz aylarında artan sıcaklıklar ile birlikte daha bir çok yerde fazlasıyla orman yangını olacak ve bunu küresel ısımına safsatası altında pazarlayacaklardır. Bu onların her yaz yaptığı bir şey olsa da bu yaza çok daha dikkat etmemiz gerekir. Bu zirve öncesinde, dünyanın bir çok yerinde yiyecek ve içeçek kıtlığı, sivil huzursuzluklar, yüksek enflasyon, terör olayları, elektrik kesintileri yaşanabilinir.

Kim bilir belki de Eylül ortasına kadar başka üretilmiş bir kriz yaşayabiliriz.

Küreselcilerin dünyanın sorunları ve çözümlerinin herkesin çıkarlarını nasıl dikkate alacağı hakkında uzun uzun konuşmalarının tamamen sahtekarlık olduğunu biliyoruz.

Bu yüzden sivil katılımdan, sürdürülebilirlikten, bize nasıl daha iyi bir dünya vereceğinizden ve diğer tüm yalanlardan bahsetmeyin. Küreselciler tek bir şeyi önemsiyorlar: Hakimiyet. Bunu başarmak için de her şeyi yapar, her türlü yalanı söylerler. Şimdi ise neden bir güven sıkıntısı yaşandığını merak ediyorlar.Neden dünyanın dört bir yanındaki insanların, küreselciler ve onların seçkin kurumlarından gelen yalanlara, üretilmiş krizlere, inanmadıklarını çözmeye çalışıyorlar.

Eğer bunu çözerlerse ‘Gündem 2030’ hedeflerine ulaşmaları çok hızlanacaktır. Bu yüzdendir ki bu Eylül ayında yapılacak zirve, insanları kendilerine inandırmak için başlatacakları yeni bir planın işaretçisidir.

Öyle bir şeye ihtiyaçları varki, hem kriz oluştursun, hem kaos oluştursun hem de insanları onlara itsin.

Acaba bu şey ‘Yapay Zeka’ ve ‘UFO’lar ile alakalı olabilir mi?

Selametle..