Mescid-i Aksa düştü düşecek!

Kudüs sokaklarında Türk olduğumuzu öğrendiğinde kalbine sokmak istercesine sarılanlar bir yanda... Koltuklarını kabarta kabarta yürüyüp, İsrail askerlerine, "Türk onlar Türk! Bizim için gelmişler" diye gururla gösterenler diğer yanda...

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

"Allah'a hamd-ü senalar olsun ki sizler, onların torunları olarak geri döndünüz. Beldelerinizden çıkıp geldiniz. Ne bir ticaret, ne de şahsınıza bir fayda temin etmek için gelmediniz. Bize güç ve cesaret vermek için geldiniz. Biliniz ki bu zaviye sizindir, bizler misafiriz. Biz Türk'üz, sizler Filistinlisiniz... Bugün bizim bayramımız. Bugün bizler çok mutluyuz çünkü sizler geldiniz. Yağmurun bereketi gibi geldiniz. Yaptığınız bu ziyaret bize yeni bir güç katıyor. Bu ziyaretiniz bize direnmede ve sabretmede takviye kuvvet katıyor. Gelişinizle bize yalnız olmadığımızı ve yalnız kalmayacağımızı müjdelediniz..."

2014 yılının 26 Kasım günü bizi Kudüs'te misafir eden Şeyh Abdulkadir böyle seslenmişti... Adeta yalvarırcasına "Tekrar gelin, bizi burada yalnız bırakmayın. " derken gözlerine hücum eden yaşları durdurmakta epey zorlanmıştı...

"Bu gün ziyaret için geldiniz ama bir gün fetihler için de geleceksiniz, buna inanmaktan hiç vazgeçmedik" derken sözler boğazından toközleyerek çıkıyordu adeta... Her bir sözüyle yüreğinden birer ur çıkarıp atıyor gibiydi.

Sadece o mu?

Kudüs sokaklarında Türk olduğumuzu öğrendiğinde kalbine sokmak istercesine sarılanlar bir yanda... Koltuklarını kabarta kabarta yürüyüp, İsrail askerlerine, "Türk onlar Türk! Bizim için gelmişler" diye gururla gösterenler diğer yanda...

Zulme uğrayanların, zalimin karşısına geçip, "İşte bunlar bizim yeryüzündeki muhafızlarımız. Takatiniz varsa şimdi saldırın" der gibi meydan okumasına şahitlik etmenin gururunu hangi kelimeler anlatabilir ki...

Kudüs'ten geleli neredeyse 2 ay oluyor. O günden beri "Bize yüz çevirmeyin, yine gelin!" diyenlerin feryadı kulaklarımızdan hiç silinmedi.

O günlerde yazdığım yazıda, "Özellikle üniversitelere, belediyelere ve bakanlıklara ve hatta bu ülkenin her bir ferdine yalvararak sesleniyorum. Yanıbışımızda müslüman bir ülke küle ve kemiğe dönüşmek üzere. Oradaki insanların bolca sahip oldukları tek şey acı... Dindirmeyi başaramadığımız bu acıya ortak olmak gibi insani bir görevimiz var.

Ne olur...

Gelin en azından bu yıl büyük sanatçıların konserleri için, şatafatlı organizasyonlar için harcadığınız dev bütçeleri Filistin'e gitmek isteyen gönüllüler için harcayın. 2015 yılını "Filistin'i ziyaret" yılı ilan etseniz ne olur? Bir süreliğine bayat ekmek yesek, daha ucuz sigara içsek, soframızda 3 yerine bir çeşit yemek bulundursak ne olur? Ege ve Akdeniz kumsallarında bir yıl bronzlaşmasak neyimiz eksilir? Sizin insanlarınız yanıbaşınızda öldürülüyor. "Allah'ım sana havale ediyorum" demekten başka şeyler yapalım" demiştim.

O günden beri katıldığım televizyon programlarında ve konuşmacı olarak davet edildiğim tüm konferanslarda, uyuyanları uyandıran bir nida olması umuduyla bu konuyu gündeme getirdim.

Bu çağrıya hemen cevap veren, "2015'te rotamız Filistin olsun" diyen, Karabük Üniversitesi Rektörü sayın Prof.Dr. Burhanettin Uysal oldu. Ardından Uşak Belediye Başkanı sayın Nurullah Cahan, "Bu mukaddes yolculukta biz de varız" dedi. Ziyaret ettiğim her belediye ve üniversiteye bu teklifle gidiyorum. Bu yolculuk için hazırlık yapan onlarca kurum ve kuruluş var!

Burada çağrım özellikle belediye başkanlarına....

Gelin bu yıl kış ve yaz şenliklerine ayırdığınız dev bütçeleri Filistin için kullanın... Filistin sokakları kırmızı nehir gibi akarken, varsın bu yıl şarkıcılar festivallerde şarkı söylemesin...

Sevgili kardeşlerim...

Filistin'e 2014 yılında sadece ama sadece 10 bin kişi gitmiş. Amacımız 2015'te bu rakamı 10 katına çıkarmak. Eğer maddi imkanınız varsa, kendi bütçenizle... Yoksa bölgenizdeki belediye ve üniversitelere gidiniz. Eminim bu çağrınız geri çevrilmeyecek.

Peygamberler ve nebiler şehri Kudüs direniyor. Hazreti Muhammed'in Mirac'a yükseldiği mekan olan Kubbet-üs Sahra inliyor. İslam Alemi'nin ilk kıblegahı olan Mescid-i Aksa kafirin postallarıyla kirleniyor. Altı tünellerle kazılan, her gün bir başka saldırıya uğrayan mukaddes mekan İsrail'in eline geçti geçecek.

Filistin sizi çağırıyor!

Söyleyin, cevabınız nedir?