Mazlumun umut ışığının adıdır Türkiye..

Bizi tarih kitaplarında okursanız, satır aralarında bulursunuz. Ama tarihin kendisine bakarsanız, destanımızı okursunuz

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

"Araplar liderler bizleri ölüme terk etti, kendi koltukları için bizleri sattı. Bütün dünya Halep'e karşı savaş ilan etmede birleşti. Amerika bile gizlice savaştı. Kimse bizimle olmadı, sadece Allah ve Türkiye yanımızdaydı" diyor Halep cehenneminden gelen Salim...

Bir başka Suriyeli araçtan iner inmez yere kapanıp Türk toprağını öpüyor. Ardından kendisini karşılamaya gelen bir Türk'ün boynuna sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlıyor.

Araçlardan indirilen diğer mazlumlar bir yandan gözyaşı döküyor, diğer yandan tekbir getiriyor: Allah-u Ekber!

"Mazlumun umut ışığının adıdır Türkiye" diye boşa söylemiyorum.

Düşünün...

Topraklarında 3 milyon Suriyeli'yi misafir ediyor Türk insanı...

Ama yetmiyor.

Halep'ten gelenleri karşılamak için tüm şehirlerden konvoylar halinde sınırlara koşuyor. Kimi evinden kaptığı yiyecek ve giyecekleri, kimi ise çocuğunun oyuncaklarını götürüyor. "Allah'ım sana şükürler olsun, kurtuldular" diye sevinenler sevinç gözyaşları döküyor.

Bu manzarayı izledikten sonra Halep düştü diye üzülmüyorum artık. Viraneye dönmüş şehir onlara, insanları ve insanlığı kurtarmak bize düştü çünkü...

Arap Birliği Suriye'deki gelişmeleri görüşmek üzere dün Kahire'de toplanmış.

Şerefi beş para etmez mahluklar.

Yüz binlerce insan öldürülürken, kadınlar tecavüze uğrarken, çocuklar kimyasal silahlarla vurulurken ortalıkta yoktular.

Halep düştükten ve siviller kurtarıldıktan sonra toplanmayı akıl edebilmiş şerefi beş para etmezler topluluğu. Hale bakın ki bu dilsiz şeytanlar, katledilen minik çocukların gittiği cennete gideceklerine inanıyorlar. 

Hepsini toplasan bir Türkiye etmez, tüm liderleri toplasan Erdoğan'ın tırnağı etmez inanın...

Sevgili kardeşlerim.

Tarih bu günleri yazacak. İçte ve dışta sayısız düşmanla boğuşmasına rağmen, diğer ülkelerde zulüm gören mazlumlara el uzatmaktan asla geri durmayan Türkiye'yi ve Türk milletini yazacak.

Şu yaşananlardan sonra artık yarınlara daha bir umutla bakıyorum. Bu günler gelip geçecek. Sabah güneşiyle beraber kaybolup giden sisler gibi geçip gidecek bu günler.

İnanın; bizim yaşadıklarımızın onda birini hangi ülke yaşasa ayakta duramaz, çöküp giderdi. 

Yaptıklarımızla dünyaya bir mesaj veriyoruz.

"Bizi tarih kitaplarında okursanız, satır aralarında bulursunuz. Ama tarihin kendisine bakarsanız, destanımızı okursunuz" diyoruz. 

Bembeyaz sayfalar, "Yıkılmayan son Kale" olan Türkiye'yi yazmak için bekliyor.

Yeni bir destan yazmak bizim elimizde...

Dipnot: Timur Onur diye bir kardeşim var. Tek başına bir mücadele verdi, Suriyeli yetim çocuklar için dünyanın yardımını topladı.

Bot, mont, kazak, oyuncak ve daha neler neler...

Cumartesi günü Timur'un da olduğu gönüllü bir grupla birlikte Hatay'a gidiyoruz.  Önce Suriyeli yetim çocuklarla buluşup bu yardımları dağıtacağız. Ardından Halep'ten gelen kardeşlerimizi sınırda karşılayacağız.