KHK mağdurları ile ilgili çözüm önerileri...

OHAL İşlemleri Komisyonu çeşitli kesimler tarafından haklı ya da haksız gerekçelerle çeşitli eleştiri ve hatta saldırılara neden oluyor.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

OHAL İşlemleri Komisyonu çeşitli kesimler tarafından haklı ya da haksız gerekçelerle çeşitli eleştiri ve hatta saldırılara neden oluyor. 

Kimileri haklı gerekçelerle ihraç edilen ‘Fetö'cüleri kurtarmak amacıyla komisyona saldırırken, kimileri ise iftiraya veya haksızlığa uğrayan masumların isyanını dile getiriyor. 

Bu konuda pek çok yazı yazmış ve aynı zamanda komisyonun iyi niyetli çalışmalarını da yakından takip etmiş biriyim. 

Elektronik posta kutuma iliştirilen binlerce hatta on binlerce mesajdan anladığım kadarıyla, OHAL İşlemleri Komisyonu aşağıda sıralayacağım şu nedenlerden dolayı hedef haline geliyor.

Birinci sorun:

Komisyonun hakkında "Göreve iade" kararı aldığı kişiler, ihraç oldukları kurumlara geri dönemiyor. 

Komisyonun "İade" kararından sonra aklanarak geri dönen bu kişileri 15 gün içinde göreve başlatmak zorunda olan kurumlar, işi ağırdan alıyor ya da komisyonun aldığı kararı yok sayarak suç işliyor. Bu durum, giderek büyüyen bir mağduriyet oluşturuyor. 

Evet, komisyonun bu konuda bir yaptırım gücü yok. Ancak komisyon yaşanan haksızlığı yaptırım gücü olan kurumlarla paylaşırsa, sanırım işler daha hızlı ilerleyebilir ve mağduriyetler ortadan kalkabilir. 

Ya da başka bir deyişle, devletin ilgili kurumları, göreve iadeler konusunda bünyesindeki kurumlara gönderecekleri birer talimatla bu durumu çözebilir. 

O da olmadı, Cumhurbaşkanlığı'nın yayınlayacağı bir kararnameye bakar bu iş...

Öyle ya da böyle bu sorunun çözülmesi ve KHK mağdurların bir an önce hak ettikleri işlerine geri dönmeleri sağlanmalı. 

İkinci sorun:

Mahkemelerde aklanan kişilerin komisyonda sıra beklemesi meselesi...

OHAL İşlemleri Komisyonu en çok bu nedenden dolayı eleştiriye ya da saldırıya uğruyor. Aslına bakarsanız komisyon bu konuda gerçekten çok özverili bir çalışma yürütüyor.

Daha önce de söylemiştim.

OHAL İşlemleri Komisyonu, kendilerine itiraz dilekçesi vermeyen kişilerin dahi dosyalarını mahkemeden istiyor ve işleme koyuyor. Yani diyelim ki bir kişi OHAL İşlemleri Komisyonu'na müracaat etmemiş ve yargılandığı mahkeme tarafından beraat etmiş. 

Komisyon, bu kişiye ait mahkeme dosyasını alıp işlem başlatıyor ve kişinin göreve dönmesi konusunda çalışma yürütüyor. 

Ancak burada göçüme ilişen bir sıkıntı var.

Komisyon, KHK ya da başvuru sıralamasına göre haraket ettiği için, aldığı bu dosyaları hemen sonuca bağlayamıyor. Bu durum da kamuoyunda, "Mahkemede beraat edenler bile OHAL İşlemleri Komisyonu tarafından süründürülüyor" şeklinde bir algıya neden oluyor. 

Haddimi, hududumu aşmak istemem lakin, bu konuda şöyle bir çözüm önerim var.

Şayet OHAL İşlemleri Komisyonu, mahkemelerden gelen beraat dosyalarını inceleyip acilen karara bağlayacak bir mekanizma kurabilirse ortaya harika bir çalışma çıkabilir.

Bu çalışma sayesinde hem mağdurlar bir an önce işlerine dönme imkânı bulur hem de yapılan algı operasyonları boşa çıkarılmış olur. 

Bu arada şunu da söyleyeyim. 

Komisyonun, mahkemede aklanan herkes hakkında göreve iade kararı alması da beklenmemeli...

Bunu niye söylüyorum.

Size AK Parti eski milletvekili Şamil Tayyar'ın dile getirdiği "Fetö borsası kuruldu" sözlerini hatırlatırım. Özellikle yargının son dönemlerde ‘Fetö'cü olduğu kesin olan isimleri serbest bırakması ve ‘Fetö'cü olmayanları ‘Fetö'cü diyerek mahkum etmesi bu sözlerin boş yere söylenmediğini gösteriyor.

Şahit olduğum için söylüyorum.

Ekranlara çıkıp, ‘Fetö'nün nasıl lanet bir örgüt olduğunu anlatan kimi ünlü ceza hukukçusu avukatların, perde arkasında ‘Fetö'cü olduğu yüzde yüz kesin olan bazı isimlerin dosyalarını bir milyon liradan aldıklarını ve onları mahkemelerde savunduklarını biliyorum.

Üzülerek ve utanarak söylüyorum ki bu paraların bir kısmı da beraat kararı verenlere gidiyordu. 

Yani beraat eden adamın dosyasına bakıyorsun, "Ben Fetö'cünün şahıyım" diye bağırıyor ama mahkeme bu kişi hakkında beraat kararı veriyor. 

Yani OHAL İşlemleri Komisyonu'nun dosyası tıklım tıklım dolu olan bu kişi hakkında "Göreve iade" kararı vermesini de kimse beklemesin lütfen!

Ya da dosyası bom boş olup, mahkemede kaza kurşununa kurban gidenlerin komisyon tarafından “‘Fetö'cü" ilan edilmesini de kimse beklemesin. 

Demem o ki...

Bugüne kadar eleştiren pek çok kişi komisyonu ziyaret ettikten sonra sus pus oldu dikkat ederseniz. Çünkü OHAL İşlemleri Komisyonu bir iki küçük sorun dışında görevini gerçekten hakkıyla yerine getiriyor.

Bizim sorunumuz yargıda...

Adalet Bakanlığı yargının verdiği kararlarla, komisyonun verdiği kararları karşılaştırma imkânı oluşturabilirse, sorunun nereden kaynaklandığını pekâlâ çözebilir, adalete aykırı kararlar veren hakimleri de bir çırpıda ortaya çıkarabilir.