Bilgelik, kişinin kendine uzaktan
bakabilme, kendini anlayabilme ve
tanıyabilme sanatıdır.
Kendini tanımayan, insanlığı ve evreni
tanıyamaz.
Kendini anlayamayan, başkalarını nasıl
anlar?
Güçlü bir iç gözlem
yeteneğine sahip olmak, güçlü bir iradeye sahip olmak demektir. Bu
da, kişisel farkındalığın anahtarıdır.
İster başarı yönünden ele alın, isterseniz
mutluluk, iç huzur, kendini değerli hissetme gibi duygular yönünden
ele alın, bu özellikleri yüksek insanlar, farkındalık gücü yüksek
insandır.
Sokrates, Atinalı komutan ve devlet adamı
Alkibiades’le konuşmasında, “Kendini bilmenin,
kendini tanımanın, erdemlerin başı olduğunu vurgular.
Onun öğrencisi Eftatun da; “İnsanın kendini
fethetmesi, zaferlerin en büyüğüdür” der.
Kendini okumak
Bilginin de amacı, özü, kendini tanımak;
kendini okumaktır.
İnsanın kendine yolculuğunun kapısını
açmayan, kendini tanımayı sağlamayan bilgi, boş bilgidir.
Bilge Yunus ne güzel demiş:
İlim ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır.
Bu nedenle sufiler hep; “Kendini tanıyan,
Yaradan’ını tanır” düşüncesiyle, kendini bilmeyi, erdemli insan
olmanın ön şartı olarak kabul ederler.
İç gözlem yapabilmek
Bütün bunarın yanında; çoğumuz kendimize
değil; hep başkalarına bakarız. Çoğunlukla, iç gözlem değil; dış
gözlem yaparız.
Bıkmadan usanmadan başkalarını eleştiririz,
ama kendimize özeleştiri yapmak aklımıza gelmez.
Çuvaldızı da, iğneyi de başkasına
batırırız.
Bu da, gelişimimizin donuklaştığının,
durduğunun göstergesidir.
Bu konuda Mevlana şöyle der:
Şüphesiz iyi bilir
birbirinin ayıbını
Bu kendinden
habersiz halk.
Kendi yüzümü
göremem
Senin yüzünü
görürüm
Sen de benim yüzümü
görürsün
Kendi yüzünü
görebilen kişinin aydınlığı
Daha çoktur halkın
aydınlığından.
Kendinden habersiz olmak
Başkasına takılıp kalmak
ne kadar yanlışsa, kendine takılıp kalmak, kendinde kaybolmak da o
kadar yanlıştır.
Bazen insanın kendisi, kendi gelişimine
engel olur.
Bu insanlar; “ben merkezli”, kendinden
habersiz, narsis insanlardır.
"Kibir nedir?
Kendinden habersizliktir!
Güneşten haberi
olmayışı gibi buzun..." der Mevlana.
Aslında bu tür insanlar, kendilerine
uzaktan bakmak yerine, kendinden başkalarına
bakarlar.
Bu nedenle de, kendi eksiklerini,
hatalarını, kusurlarını göremezler.
Zaten kendinden menkul kusursuzlukları da
buradan kaynaklanır.
İç iletişim
Kendini tanıyan insan, iç
iletişimi güçlü, kendisiyle iletişim becerisine sahip
insandır. Bu nedenle, başkalarıyla da sağlıklı
iletişim kurma yeteneğine sahiptirler.
Bu insanlar, iç çatışmaları az, bütün
parçalarıyla uyumlu, evrenle ahengi sağlamış,
kendileriyle barışık kişilerdir.
Kendisiyle barışı yakalamış insan,
başkalarıyla da barışı yakalar.
Kendisiyle çatışan insan, başkalarıyla da
çatışır.
Heybenizde ne varsa onu veririsiniz.
Sonuç olarak:
Kendinizi tanımaya, cesaretiniz ve sabrınız
var mı?
Hazır mısınız?