31 Mart 2024 seçimleri tarihi bir kırılma ile sonuçlandı.
Sandıktan çıkan sonuç değerli bir o kadarda önemli. Millet sandıkta
hem iktidara hem de muhalefete önemli mesajlar verdi. İktidara sarı
kart, bazı yerlerde kırmızı kart gösterdi. Muhalefete ihtiyaç
kredisi verdi.
Ortada bir başarı ve başarısızlık var. CHP başarıyı, AK Parti
seçim başarısızlığını kabul edip ona göre strateji belirlemeli.
Başarıyı da başarısızlığı da yönetmek hiç kolay değil.
Bu arada müstakil hür iradesiyle seçime giren, rakiplerinin
gıcık etmek adına gıcık olan, seçmenini CHP içinde erimesine
şahitlik eden İYİ Parti tam anlamıyla hezimete uğradı.
2023 seçimlerinden sonra Meral Akşener, başarısızlığı
yönetemedi. Başarısızlık partiyi kangren etti. Akşener Partisine
yeni bir enerji vermeyi başaramadı. Var olan başarısızlık
derinlemesine devam ederek tabanda seçmen bırakmadı.
Akşener, mecburen olağanüstü seçimle kongreye gitme karar aldı.
Meral Akşener’in aday olup olmayacağı belli değil.
Çekilebilir.
Emanetçi bir adayı destekleyebilir.
Ya da olayı soğutup hiçbir şey olmamış gibi davranarak yeniden
aday olabilir.
Akşener bu defa da zigzag çizebilir fakat İYİ Parti’nin
ağır topları Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu, Kürşat
Zorlu ve Bilge Yılmaz gibi potansiyel genel başkan
adayları bu defa bu zigzaglı çıkışa izin vermezler.
Bakıldığında geç kalınmış bir karar. Çünkü ortada parti kalmadı.
Akşener İYİ Parti’yi diliyle, çıkışlarıyla lav etti.
14 Mayıs seçimlerinde masadan kalkmadan evvel parti oyları yüzde
16’lara ulaşan bir sinerjiyi yakalamıştı. Masadan kalktıktan sonra
oylar yüzde 9,6’ya düştü. İYİ Parti bu seçimde yüzde 3’e
geriledi.
14 Mayıs seçimlerinde ilk üçte olan İYİ Parti şimdilerde altıncı
sırada. Merkez sağ beklentisine cevap olarak kurulan İYİ Partinin
bu kadar kısa sürede yok edilmesi doktora tezi konusudur.
Büyük vaatlerle ortaya çıkan DEVA, Gelecek Parti siyaset
sahnesinde aradığı rolü bulamadı. AK Partiyi parçalamak için
kurulan bu iki parti amacına ulaşamadı.
Saadet ve Demokrat Parti’yi tabela partisi olmaktan öteye
gidemedi.
AK Parti seçim gecesinden itibaren değerlendirme sürecini
başlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşmasında, “31
Mart seçimlerinin neticelerini açık yüreklilikle değerlendireceğiz,
özeleştirimizi cesaretle yapacağız” dedi.
81 ilin, ilçelerin her birinin sandık değerlendirmesi yapılması
gerekiyor. Her il ve ilçede seçmen tercihlerine bakılmalı. Seçmen
bazında öznel bir değerlendirme yapılmalı.
Demirel’in, “Tencerenin götürmeyeceği hiçbir iktidar
yoktur” sözünün ne anlama geldiğini 31 Mart’ta hep
birlikte gördük, yaşadık. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de ekonomi
önemli bir etkendi. Ama beka sorunu baskın çıktı. Vatanın
bölünmezliğine karşın, sofradaki ekmekten vazgeçildi. Seçmen
ekonominin girdaba dönüşmüş haline yerel seçimlerde “DUR” dedi.
Emekliler sandığa mühür vurdu. Geçim sıkıntısını, alım zorluğunu
derinden yaşayan emekliler çareyi muhalefeti desteklemekte buldu.
AK Parti’nin doğal seçmen tabanını oluşturan emekliler iktidarı
uyardı. Hatta bazıları sindiremediği için oy dahi kullanmadı.
Bundan böyle AK Parti’nin yapacakları daha da önemli ve dikkat
çekici olacak. Başarmak için doğru bir strateji gerekecek.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresi ve iktidarın
kalemiyle yazan köşe yazarları doğru bilgileri iletmedikleri için
sadece Erdoğan’ın duymaktan hoşlanacağı türden bilgiler
ilettiklerinden yeterli tedbir alınamadığını söylemek yanlış
olmaz.
Objektif bakış açısı ve muhalefetin yapacağı hatalar
sürecin belirlenmesinde etkili olacak.